Karabayır

158 13 36
                                    

Bölüm şarkısı : te molla

_________________________________________

Yavuzun yol boyunca benim yüzümü güldürmek için yapmadığı şebeklik kalmamıştı.

"Biraz yüzün gülsün be güzelim yol boyu suratın asıktı."

"Gülemem"

"Ben imam değilim gülebilirim ğâğâğâğâ"

Şebek ya ilk tanıştığımız zamanlar sert kaba ve hödük biriydi ne değiştirdi bu adamı böyle

"Senin o gülünce kısılan gözlerini görme şerefine ne zaman erişebilecem sultanım"

"Ben sultan mıyım?"

"Evet sen bir sultansın bende hünkar"

"o zaman ben Hürrem Sultanım"

"Bende sultan Süleyman mı oluyorum"
"Mahidevran nerde?"

"Pislik yapmaa"

"Sen prenses ol bende prens olayım saçlarından tırmanarak seni kuleden kaçırayım"

"Ben Rapunzeli sevmiyorum uyuyan güzel olucam"

"Uyu bende seni öperek uyandırayım"

"Uyandırma"

"Ama öpmem lazım"

"Sen cadı ol yavuz"

"Çocuk gibisin güzelim" güözelin miyem gerçekten

Güzel ve uzun bir yolculuk sonunda Karabayıra varmıştık

"Geldiik"

"Burası mı"

"Evet"

Bembeyaz karlarla kaplı buz gibi biyerdi Karabayır. Soğuk ve sessiz

"Yavuz ben yanıma hiç bir şey almadım tüm eşyalarım evde kaldı"

"Söyle yaparız bir asker gönderirim senin eşyalarını alır gelir"

"Olmaaz"

"Niye"

"Özel diye birşey var canım ben kendi eşyalarımı kendim alırım"

"Nasıl olucak o hani ben seni evden kaçırdım ya"

"Kapı gibi elif ne güne duruyor"

"Tamamdır o zaman ben seni kalacağın yere götüriyim"

Yavuz beni bir otele bıraktıktan sonra karargaha gitti bende hemen Elif'i aradım

"Elif"

"Bahar ?"

"Bak elifcim şimdi beni iyi dinle"

"Oo dedikodu mu var severiz yolla"

"Dedikodu falan değil, benim eşyalarım orda kaldı almam gerek"

"Kalıcısın yani"

"Annemin siniri geçene kadar diyelim biz ona"

"Tamam aşkom benden ne istiyorsun"

"Benim eşyalarımı hava alanına getiriver ben gelip alcam"

"Yanlız bunun bı bedeli olur"

"Tamam kabul yeterki eşyalarımı getir"

Bir kaç saat sonra

Yorgunluktan yatakta uyuya kalmıştım bir kaç saat o şekilde uyuduktan sonra kapı çaldı ve kapıyı açmaya gittim karışımda bir adam vardı üstünde asker üniforması bebek yüzlü biriydi.

"Meraba yengee"

"Yenge ??"

"Ben Feyzullah, yenge beni yavuz komutanım gönderdi sizi hava alanına götürmem gerekiyormuş"

"Evet"

"Tamam sen hazırlan yenge ben arabada bekliyorum."

"Hala yenge diyo sabır"

Sonunda Hava alanına varmıştım. orda beni bekleyen elife el salladım tabikide beni görmedi salak

"ELİİİFF"

"NE BAĞIRIYON YAPRAĞAM DUYOZ"

"Heh getirdin mi eşyalarımı"

"Evet herşeyimi şu bavula koydum da şu yakışıklı kim"

"Hangi yakışıklı"

"Ya şu işte seninle gelen"

"Hee o yavuzun askeri"

"Hadii beeğ adı ne"

"Feyzullah mıydı neydi"

"FEYZULLAH BEEYĞ MERAABAAĞ"

"Napıyon salak of rezil olduk herkese"

"Kızım çok yakışıklı bişey buuu"

"Yaniie yavuz kadar olmasada gideri var oooff ne diyorum ben ya iyice kafamı karıştırdın neyse benim gitmem lazım sonra konuşuruz."

"Tamam kankim sonra görüşürüz"

Çok yorulmuştum yorugunluktan göz kapaklarım bile ağrıyordu eşyaları yerleştirmeden bavulumu oraya koyup direk yattım tam uykuya dalacakken yavuzdan mesaj geldiğini farkettim.

Sarı komutan: uyudunmu

Başımın belası: uyumak üzereyim

Sarı komutan: nasıl yerleştin mi

Başımın belası : yok üşendim

Sarı komutan : geliyim mi yanına?

Başımın belası: gelme

Sarı komutan: niye canım sarılarak uyurduk

Başımın belası: he tabi tabi bı git işine yav zaten yorgunum

Sarı komutan: ben sana şey sorcaktım

Sarı komutan : bakıcılık yapabilir misin

Başımın belası : nasığ yanie

Sarı komutan : komutanımın kızına bakıcılık yapabilir misin ? Annesi ölmüş babası da malum asker pek ilgilenmiyorlar çocukla, uygun bakıcı arıyorlar ilgilenirsen

Başımın belası : nerde ki

Sarı komutan : burda Karabayırda

Başımın belası : aslındaa

Başımın belası : artık kendi ayaklarım üzerinde durmam gerekiyor sanırım

Sarı Komutan : hem ilerdeki çocuklarımız için prova yapmış olursun

Başımın belası : öyle bişe olmıycak

Sarı komutan : görücez ;)

Başımın belası : iyi geceler sarı Komutan

Sarı Komutan : iyi geceler <3

rastgele aşk (texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin