Red Lights | hyunin

1 : babalık daha iyi

"kuzenin neden sürekli bahçede arabasına yaslanmış bekliyor öğrenebilir miyim?"

"beni almaya geliyor ya işte jeongin."

"hayır felix, seni almaya geliyor fakat sürekli benimle de aynı ortamda olmaya çalışıyor. Geçen yaptığım şaka sayılırdı tamam mı?"

- 1 hafta önce -

"bahçe de duran arabayı fark ettin mi?

"hangisinden bahsediyorsun?"

jeongin işaret parmağıyla üniversite kapısının önün duran siyah lüks arabayı işaret ediyordu. Felix jeongin'in gösterdiği yere bakarken tanıdık arabayla derin bir nefes vermişti, "arabanın sahibini tanıyorum desem?"

jeongin göz ucuyla felix'e baktığında tekrar arabaya doğru dönmüştü, "böyle bir arabaya sahip olan birisini tanıman için en fazla o kişiyle sevişiyor olman lazım felix." jeongin'in sözleriyle felix onun koluna vurmuştu, jeongin acıyla inleyip kolunu tutarken kaşlarını çatmış ona bakıyordu, "ne yani yalan mı?"

"o benim kuzenim, 26 yaşında ve bir şirket yönetiyor tabii babası yardımıyla. Bir süredir buralarda değildi."

jeongin şaşkınca felix'e bakarken, siyah arabadan siyah takım elbiseli ve kısa saçlı birisi inmişti. Kapıyı yavaşça kapatmış ve etrafa bakınmıştı. Felix'i gördüğünde hafifçe sırıtmış ve el sallayıp çıkardığı gözlükleriyle ona doğru ilerlemişti. Etrafındaki herkes sessiz fısıltılarla ona bakarken siyah takım elbiseli bunu hiç umursamamıştı. Halinden gayet memnun ve bu durumlara alışıktı.

"felix...sonunda görüşebildik."

"iş hayatını seçmeseydin belki daha fazla görüşebilirdik hyunjin."

hyunjin hafifçe gülmüştü, "kızma bana emin ol halimden memnunum, her şey istediğim gibi ve her şeye sahibim...daha ne olabilir ki?"

jeongin adının hyunjin olduğunu öğrendiği kişiyi incelerken karşısındaki çocuğun gerçekten yakışıklı olduğuna karar vermişti. Bakımlı ve çekiciydi ayrıca zengin olduğu belliydi felix'in böyle bir kuzeni olduğunu hiç hatırlamıyordu

"beni de yanında götürseydin şu an üniversiteyle uğraşmazdım belki." felix üniversite 2'ye zar zor geçebilmişti ve hyunjin'in onu götürmesini istemişti fakat hyunjin bunu reddetmiş ve ilk senesini tamamlamasını istemişti. 20 yaşındaki kuzeninin onun zamanında yaptığı şeyi yapmasını istemiyordu.

Hyunjin o zamanki aklıyla babasının teklifiyle üniversiteyi yarıda bırakmış ve direkt şirket işleriyle uğraşmaya başlamıştı. Her ne kadar halinden memnun olsa da bazen üniversiteyi bitirip ressamlığa başlasaydı neler olacağını merak etmeden edemiyordu. Resim işini hobi olarak devam ettirme kararı almıştı. Resim çizmeyi hala fazlasıyla seviyordu. "hayır, sen üniversiteyi bitirmeden hiçbir şey yapamazsın. Şirket işleri ağır kendi olmak istediğin mesleği olmalısın."

"bana akıl verene bak." felix göz devirdiğinde hyunjin bozuntuya vermeden tekrar gülmüştü, felix'in yanındaki çocuğa gözlerini kaydırmış ve baştan aşağı onu süzmüştü. Jeongin'in böyle bir kuzenden haberi yoktu fakat hyunjin onu biraz felix'in instagramından tanıyordu. Şimdi ise bu çocuğu kanlı canlı görmen onun hoşuna gitmişti, "beni arkadaşınla tanıştırmayacak mısın felix?"