9 : duşa girmek istiyorum :)

4.1K 320 240
                                    

bölüm cinsel
içerik bulundurur

jeongin gündelik kıyafetlerini giymiş ve valizine birkaç parça bir şey yerleştirmişti. 1 hafta kalacağı için fazla abartmamıştı. Valizini yatağından indirdiğinde odasından çıkmıştı.

olanlardan sonra birkaç hafta geçmişti ve en sonunda büyük gün gelmişti. Jeongin dün arkadaşlarıya vedalaşmıştı fakat minho nedense çok rahat hissetmiyordu. 1 hafta bile olsa jeongin'in gitmesini doğru bulmamıştı fakat arkadaşının hevesinin kırılmaması için fazla bir şey söylememişti, sadece kendisine dikkatli olmasını eğer kötü bir şey olursa hemen kendilerine haber vermesini söylemişti.

jeongin arkadaşlarına rahat olmalarını ve onun için endişelenmelerine gerek olmadığını defalarca söylemişti. Şimdi ise bir sorun olduğunu düşünmüyordu. Anahtarla evinin kapısını kilitlemiş ve aşağı inerek en sonunda binadan çıkmıştı.

arabasında onu bekleyen hyunjini gördüğünde gülümsemişti. Hyunjin onu fark etmiş ve hemen arabadan inip yanına ilerlemişti, "hazır mısın?" demesiyle jeongin başını sallamış ve valizini hyunjin'in almasına izin vermişti. Birlikte arabaya doğru ilerlerken, jeongin ön koltuğa yerleşmiş, hyunjin ise valizi yerleştirip eski yerine geri dönmüştü.

"pişman olmayacaksın."

"umarım."

"şey ya babalık, uçak saat kaçtaydı?" jeongin merakla araba kullanan hyunjine sorusunu yönelttiğinde, "özel jetimle gideceğiz, benim yani." jeongin bir şaşkınca ona bakmaya başlarken hyunjin gülmeye başlamıştı, "neden şaşırdın ki?" jeongin yola bakmaya başlamıştı, "bu yaşadıklarıma bazen inanamıyorum." hyunjin yine gülmeye başlamıştı, "emin ol daha çok şey göreceksin ve bu gördüklerin hiçbir şey."

jeongin sadece susmuştu. Hyunjin'in gücü inanılmazdı ve söyleyecek hiçbir şeyi yoktu.

yolculuk sessiz geçtiğinde en sonunda jete binecekleri alana gelmişlerdi. İkisi de arabadan inip valizleri çalışna verdiklerinde hyunjin jeongin'in elinden tutmuş ve onunla birlikte uçağa doğru ilerlemişlerdi.

jeongin biraz gerilmişti çünkü sürekli uçağa binmiyordu bu yüzden biraz paniklemiş gibiydi. Hyunjinin onun bu halinden korktuğunu anladığında elini daha sıkı tutmuş ardından içeri geçmişlerdi.

"sakin ol, hiçbir şey olmayacak." jeongin yerine yerleşmişken karşısına oturan hyunjin'in sözleriyle derin bir nefes vermişti, "sürekli jete binmiyorum babalık, inan elimde değil."

hostes yanlarına gelip bir şey isteyip istemediklerinde hyunjin kırmızı bir şarap istemişti. Jeongin ise hiçbir şey almamış sadece gözlerini kapatıp bir şey yokmuşcasına davranmaya çalışmıştı.

jet çoktan havalandığında jeongin gözlerini açmış etrafına baktığında arkasına yaslanmış, şarabını yudumlarken onu izleyen hyunjini fark ettiğinde duraksamıştı, "neden öyle bakıyorsun?"

"çok güzelsin."

jeongin dudak büzmüştü, "ben bunu zaten biliyorum babalık ama iltifatın için teşekkürler." jeongin'in kendinden emin bir şekilde konuşmasıyla hyunjin dudaklarını ısırmıştı, "attığın fotoğraflar hâlâ aklımda." jeongin sırıtmıştı, "aslında onları giyip gelecektim ama bu uzun yolculukta beni rahat bırakmayacağına adım kadar eminim."

"benim daha başka fikirlerim var."

"ne gibi?"

"eve vardığımızda görürsün, aslında valizine ihtiyaç bile yoktu. Sana bir sürü şey aldım. Odada bekliyor." jeongin şaşkınca hyunjine bakmıştı, "sana inanamıyorum ayrıca otelde kalırız falan diye düşünmüştüm doğrusu." hyunjin gülmüştü, "gittiğim çoğu yerde kendime ait bir evim var. Fakat gideceğimiz yer rezidans." jeongin hafifçe dudaklarını ısırmıştı, "biliyor musun, inan artık hiç şaşırmıyorum..."

Red Lights | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin