hocam hayatıma sıçıyorum da tuvalete gidebilir miyim?

534 63 13
                                    

"Hocam ödev vardı."

Bütün bakışlar Minhee'ye dönmüştü. Her sınıfta ödevi hatırlatan o piç bizimkilerde Minhee'ydi.

"Hatırlattığın iyi oldu Minhee. Getirin bakalım ödevleri sırayla. Senden başlayalım Minho."

Minhee'ye gözleriyle küfür ederek bakarken yarım yamalak çözülmüş test kitaplarını hocanın önüne bıraktı Minho.

Hyunjin'se hala çok gergindi. Tüm sınıf kıyafetlerini giymişti ama o hala sivildi. Ne yapacağını bilmiyordu ve müdürün koridorda diğer sınıflara bağırışlarını duymaya başlamıştı.

Endişe dolu gözleri Changbin'i buldu. Changbin de arkadaşı için endişe etmişti. Okuldan atmak da neyin nesiydi. Hyunjin resmen mağdur durumdaydı.

"Sakin ol. İzin al ve çık sınıftan bir şekilde. Ders bitimine kadar da gelme. Ben hocayı oyalarım."

Hyunjin arkadaşının dediklerini kafasını sallayarak onayladı.

"Hocam hayatıma sıçıyorum da tuvalete gidebilir miyim?"

Changbin diğerleriyle birlikte Hyunjin'in dediklerine kahkaha atarken Seungmin sıra arkadaşının koluna geçirdi bir tane. Aferin Seungmin iyi yaptın valla, mal bu çocuk resmen.

"Ne diyorsun sen oğlum?"

"Ay yok hocam yanlış oldu. Çok sıkıştım da tuvalete gidebilir miyim lütfen?"

Hoca şöyle bir çocuğa baktıktan sonra kısaca "Git." diyerek ödevlere bakmaya devam etti.

Bir koşu sınıftan çıkıp tuvalete girdi Hyunjin. Boş bir kabine attı kendisini. Şimdi geriye ders bitene kadar beklemek kalmıştı. Yapılası.

Rahatlamış hissediyordu ki birkaç dakika sonra adım sesleri işitti. Çok geçmeden kabinin kapısı tıklatıldı. Nefesini tuttu sanki bir işe yarayacakmış gibi.

"Şey orda mısın? İyi misin?"

Beklediğinin aksine hoca sesi duymadı. Ama daha önce duymadığı bir sese sahipti karşısındaki. Ses yan kalbinden geliyordu. Tuttuğu nefesini verdi.

"Evet iyiyim, sorun yok. Bir an hova sandım seni ondan cevap veremedim."

Karşısındaki çocuğun kıkırtısını duydu. Tatlıydı. Bir gülümseme oluştu yüzünde.

"Bir süredir oradaydın. Sen çıkmayınca endişe ettim. Ama sanırım sen de müdürden kaçıyorsun. Kıyafet kontrolü yüzünden değil mi?"

Sanki çocuk onu görebilirimiş gibi kafa salladı Hyunjin. Sonradan konuşmak geldi aklına.

"Evet maalesef. Getirmeyi unutmuşum kıyafetleri, okuldan atma mevzularını falan duyunca da buraya saklandım mecbur. Sınıfları dolaşacakmış deli."

Tekrar bir gülme sesi.

"Cidden kafayı yemiş bu okul. Müdür dediğin gibi deli. Ben de aynı durumdayım. Kıyafetlerimi etütte unutmuşum ama sonra bulamadım. Böyle kaldım yani. Birkaç ayımız kaldı diye tekrar almak da istemiyorum. Kontrol olduğunu duyunca koşup geldim buraya. Okuldan atılmak isteyeceğim son şey bile değil."

Kim olduğunu bilmediği bal sesli oğlanın dediklerini büyülenmiş gibi dinledi Hyunjin. Sesi çok hoşuna gitmişti. Daha çok konuşsun istedi bir an. Sessizlik olunca cevap vermesi gerektiğini hatırladı.

"Umarım bir sımıntı olmadan çıkarız burdan. Bu arada hangi sınfıtasın? Sesin tanıdık gelmiyor merak ettim."

"Jeongin ben. 12-2'deyim. Kaydımı yeni yaptırdık bu hafta başladım yani. Senin adın ne?"

"Hyunjin adım. 12-1'deyim ben de. Hoşgeldin Jeongin. Seninle tanışmak güzel."

Sevimli birkaç kıkırtı daha.

"Ben de memnun oldum. Sizin sınıf nasıl? Oranın derece sınıfı olduğunu duydum. Beni direkt almadılar o yüzden. Sadece çok iyileri alıyorlarmış."

Hyunjin tebessüm etti duyduklarına. Sesi üzgün gelmişti Jeongin'in. Şirindi.

"Aslında sadece ismen öyleyiz. Normalde ödevleri bile yetiştirmeyi beceremeyen, sürekli didişen ve dersi kaynatıp duran bir sınıfız. Yani üzülme çok şey kaçırmıyorsun."

"Ah anladım. Ama ben bizim sınıfı da sevdim. Şimdiden birkaç yakın arkadaş edindim bile. Ayrıca seninle de tanıştım. Mutluyum."

"Mutlu olman güzel. Aslında okul kıyafeti mevzusunu dışarıda tutarsak çok da kötü değil sanırım. Hem hiç değilse tanışmamıza vesile oldu fena mı?"

Karşılıklı gülüşmelerini kesen şey çalan teneffüs zilini sesiydi.

Hyunjin yeni tanıştığı bal sesli çocuğu görmek için hızlıca kabinin kilidini açtı. Yanındaki kabine baktığında Jeongin'in çoktan gitmiş olduğunu gördü. Buna üzülmeden edemedi. Onu merak ediyordu. En azından bir hoşçakal diyebilirdi.

Asık suratıyla ellerini yıkadı ve tuvaletten çıktı. Sınıfına doğru yürürken gerçekten hayatına sıçmıştı.

"Nereye bakalım Hwang? Gel şöyle şuraya."

Deli müdür Hyunjin'i yakalamıştı.

Deli falan ama işini biliyor bu adam.

Zaten biraz daha minific tadında yazacağım için çabuk biter diye düşünüyorum. Gittiği yere kadar yazacağım bugün.

-linnie

okul kıyafeti // hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin