ballı süt yaparım şak diye geçer

196 27 5
                                    

"Hyunjin yemekler dolapta acıkınca ısıtıp yersin. Evi de çok dağıtma götünü toplamaktan bıktım artık."

Oturma odasında koltuğa uzanmış video izleyen siyah saçlı çocuk annesinin dediklerine sesi duyulsun diye bağırarak cevap vermişti.

"Tamam anne ya. Teşekkür ederim. Dikkat et kendine, görüşürüz."

"Ha unutmadan, Jeongin gelince güzelce dersinizi çalışın. Hadi ben kaçtım. Siz de dikkat edin!"

Günlerden cumartesiydi ve Hyunjin özel derslerinden sonra birlikte çalışmak için sevgilisini aramıştı. Aslında ilk başta beraber ders çalışma fikrine sıcak bakmamışlardı ama birbirlerini gaza getirip saatlerce ders çalıştıklarını görünce bunu daha sık tekrarlamaya başladılar.

Hyunjin'in çoğu zaman evde gel olması işlerine geliyordu. Hem sessizce ders çalışabiliyorlardı hem de rahatça oynaşıyorlardı.

Çalan zille kapıya fırladı Hyunjin. Açar açmaz boynuna sarılan sevgilisine gülerek karşılık verdi. Bunlar da böyleydi işte ayrı kalır kalmaz özlüyorlardı birbirlerini. Olan var olmayan var ayıp yani.

"Yok olmuyor böyle."

Bir anda geri çekilen şimdi saçları kırmızı olan çocuğa baktı Hyunjin. Anlamamıştı.

"Ne olmuyor Jeongin? Bir sorun mu var?"

Bir anda ciddileşmeleri garipti ama Jeongin cevap verdi.

"Evet bir sorun var hem de bayağı büyük bir sorun. Ben seni görmediğim her an özlüyorum. Acilen bana yapışıp yaşaman lazım bundan aşağısı kurtarmaz."

Jeongin'in söylediği saçma cümlelere önce  yüzünü ekşitip gülerken hafifçe koluna vurmuştu Hyunjin.

"Cıvık cıvık sözler yakışıyor mu ağzına? Neyse ekstra romantik olma çabanızdan ötürü hanenize bir adet Hyunjin öpücüğü ekliyorum."

Zafer gülümsemesiyle içeri girdi Jeongin. Hyunjin öpücüğü en iyisiydi.

Fazla vakit kaybetmeden derse geçtiler. Arada ufak öpücükler konduruyorlardı birbirlerinin dudaklarına. Bir süre sonra Hyunjin sitem etti.

"Olmuyor amına koyayım ya. Yapamıyorum şu problemleri. Neymiş yeni nesilmiş. Götünüze girsin yeni nesliniz tek derdimiz derslermiş gibi."

Bir anda yükselen sevgilisinin saçlarını karıştırdı Jeongin. Kedi gibi kapatmıştı gözlerini hemen Hyunjin. Gülümsedi buna diğeri.

Test kitabını önüne çekip sevgilisinin yapamadığı soruya baktı Jeongin. Hyunjin'se sadece sevdiği çocuğu izledi. Dersler canını sıkıyordu ama iyi ki Jeongin'e sahipti. O da olmasa ne yapardı bilemiyordu.

Jeongin soruyu çözünce sevgilisine anlatmak için sandalyede biraz daha yanaştı Hyunjin'e. Hyunjin memnundu halinden. Gerçi Jeongin'in kucağına çıkmasını tercih ederdi o ayrı.

"Bak şimdi senin gidiş yolun yanlış ama mantığın doğru. Şöyle yapacaksın."

Jeongin soruyu anlatırken Hyunjin'in tek odağı hareket edip duran dudaklardı. Ne yapsaydı yani taş gibi çocuk Jeongin de maşallah.

"Anladın mı?"

Hyunjin'den yanıt alamayınca dönüp baktı. Kendisini izleyen çocuğa göz devirip söylenmeye başlayacaktı ki büyük olan kucağına çekti küçük bedeni.

Jeongin'in laflarını boğazına dizerek uzun süredir odağı olan dudaklara kapandı. Beklemediği hamle Jeongin'i şaşırtsa da çok sevdiği dudakların öpüşünce karşılık verdi.

Masum başlayan öpücük Jeongin'in Hyunjin'in dudağını ısırmasıyla tutkulu bir hal aldı. Kimse bundan şikayetçi değildi gerçi. Kucağındaki bedene dokunmaya başladı Hyunjin. Jeongin de hafifçe hareketlendi diğerinin üstünde.

Nefes nefese geri çekildi Jeongin. Hyunjin de soluklanıyordu.

"O kadar anlattım soruyu aklin fikrin oynaşta ya. Çüküne sahip çık Hyunjin. Ders çalışmak zorundayız."

Hoşuna gitse de devam etmek istemedi Jeongin. Zaten yapmadıkları şey değildi ama sırası değildi. Hyunjin homurdanarak karşılık verdi.

"Benim mi suçum sanki? Olmasaydın bu kadar güzel ne yapayım? Sana bakınca odaklanamıyorum başka hiçbir şeye. Hem Hyunjin öpücüğünü de aldın daha söyleniyorsun. Ayrıca sen de istiyorsun fark etmedim sanma."

Güldü Jeongin. Üste çıkmayı iyi biliyordu sevgilisi.

"Bana değil soruya odaklanmalısın zaten. Hem istemediğimi söylemedim ama ders çalışmalıyız. Öpücük in teşekkür ederim sevgilim. Hadi bir daha anlatıyorum dinle şimdi."

Kucağından inmeye çalışan sevgilisinin beline sarıldı hemen Hyunjin. Başını da boyuna gömdü. Mızmız bir çocuk gibi başını iki yana salladı.

"Böyle kalalım en azından. Söz dinleyeceğim bu kez."

Mızmızlanan sevgilisine baktı Jeongin. Soruyu anlatmaya başladı sonra. Hyunjin'in kucağı konforluydu zaten. Bunu inkar edemezdi.

Bir süre daha çalışıp bir şeyler yedikten sonra iki genç de yorulmuştu artık. Hyunjin oflayarak koltuğa uzandı. Sevgilisini de yanına çekti hemen. Uyumak istiyordu. Ve Jeongin yanındayken daha bir huzur doluydu.

"Uyuyacak mıyız? Pekala. Konuşmamı istediğini biliyorum o yüzden susmayacağım. Senin için boğazım ağrısa da susmam."

Hyunjin'in yeterli uyku almadığını biliyordu Jeongin. Süreli halsiz ve yorgun gözüküyordu. Bu nedenle onun uykusunu alması için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdı.

Hyunjin'e ise hava hoştu. Bal seslisini dinleyince rahatça uykuya dalıyordu hemen zaten. Ama yine de boğazı ağrısın istemedi sevgilisinin.

"Boğazın ağrırsa konuşmayı bırak. Sana ballı süt yaparım şak diye geçer ağrın hem. Seni seviyorum."

Tatlı sözler kırmızı saçlıyı gülümsetmişti. Saçını okşamaya devam etti Hyunjin'in.

"Senin için her şeyi yapmaya hazırım o yüzden endişe etme. Ben de seni seviyorum. Şimdi uyumalısın. Uyu da büyü bebeğim."

Hafifçe güldü Hyunjin. Jeongin iyi ki vardı.


Biraz da couple goals.

-linnie

okul kıyafeti // hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin