"Bana bağırmaya hakkın yok Taehyung!" Diye ona karşılık verdim ve elimde ki çantanın yere düşmesine izin verdim.
Taehyung "Bizden habersiz bizim gruba giren sen değilsin sanki!?" Dedi, ve daha sonra ise bir odaya girip kapısını çarptı.
Namjoon "Eee.. Taehyung biraz fazla tepki gösterdi.. Ne olursa olsun bir kadına bağırmamalıydı.." dedi ve ardından az da olsa gülümsedi.
"Siz istesenizde, istemesenizde ben bu gruptayım.. bana alışmak zorundasınız" dedim ve bende koltuğa oturdum.
Jimin'in yanına..
Ben oturunca, hafif bir şekilde biraz kenara kaydı ve daha sonra da ayağa kalkıp, "Ben bir Taehyung'a bakayım" diyip, onun odasına girdi.
"Beni tanımadan neden bu kadar nefret ettiniz anlamadım doğrusu.." dedim ve ayağa kalkıp, yerden çantamı aldım ve
"En iyisi bir otele gideyim.. orası beni, sizden daha iyi karşılar" dedim ve kapıya yöneldim.
Namjoon, "Off.. Mi rae! Dur, sende artık grubumuzdansız.. istesek de istemesek de.. burda kalmalısın.." diye arkamdan bağırdığında ona döndüm.
Haseok ayağa kalktı ve, "Evet.. gel biraz otur şöyle" dediğinde, diğer üyeler birbirlerine baktılar ve daha sonra
Seokjin, "Eee evet, ben bu grubun büyüğü olarak sana oturmanı emrediyordum" dedi ve koltuğu gösterdi.
Ona gülümsedim ve daha sonra koltuğa geçip tekrardan oturdum.
Jungkook, "Off! İnanamıyorum ya!" Dedi ve ayağa kalkıp, başka bir odaya girdi.
Yoongi, "Daha bir saat öncesine kadar sizde istemiyordunuz!? Ne oldu da fikriniz değişti!?" Dedi, sanki burnundan duman çıktı..
Namjoon, "Evet, ama sonuçta o bir kadın ve ona böyle davranamayız"
Haseok "Sizde böyle davranamazsınız, istenmeyen üye olsa da.."
Seokjin "Haseok haklı.. alışırız"
"Benim yüzümden kavga ediyorsunuz.. galiba bu gruba katılmakla biraz hata ettim."
Yoongi, "Yeni mi anladın bunu!?" Diye bağırdığında, biraz ürkmüştüm..
"B-ben.. özür dilerim.. ama bende yetenekliyim gerçekten.." dediğim de gözlerim dolmaya başlamıştı..
Namjoon, "Yoongi yeter! Bir kadına bağıramazsın!" Dediğinde, o da kalkıp gitmişti..
Seokjin, "Sen aldırma onları.. alışırlar merak etme" dediğinde, hafif bir şekilde gülümsedim ve daha sonra ayağa kalktım.
Haseok, "Nereye!?" Dediğinde daha da gülümsedim ve, "Benim odam hazır olunca gelirim.. şimdilik bir otel daha iyi" diyip, hemen oradan çıkmıştım.
Alışacaklar değil mi?
Umarım alışırlar.. bir taksi çağırıp beni bir otele götürmesini istediğim de, bir yanlışlık vardı..
Yani beni bir otele götürmüyordu.. daha çok dağlık bir alana..
Hemen telefonumdan, polisi gizlice arayıp durumu bildirdim ve nasıl bir yerde olduğumu söyledim. Ki adam telefonu elimden aldı.
"Bırak beni! Adi herif!" Diye bağırdım ve daha sonra direksiyona asıldım.
Bana, "Benim olucaksın! Ya da öleceksin!" Diye bağırdı, ne bu? Türk dizisinde falan mıyız?
"Polisler geliyor! Bittin sen!" Diye bağırdığım da, en sonunda bir ağaca çarparak durabilmiştik.
Nerden bulaştım ben buna?
Adamın başı kanıyordu ve bayılmıştı. Ben ise hemen ona bakmış, elinden telefonumu alıp arabadan çıkmıştım.
"Ahh! Ne yapıcam ben! Polisler gelene kadar ben burada ölürüm valla!"
Bir o yana, bir bu yana giderken havanın karardığını fark edince hemen telefondan, birini aramam gerektiğini fark ettim.
Çünkü kesin ölecektim.
"Kimi aramalıyım.. Namjoon'un numarasını almıştım! Doğru ya!?"
(Ne ara aldığını sormayın, bende bilmiyorum)
Hemen telefondan, onu aradım ve daha sonra açmasını bekledim. Ama neye yarar ki..
Çaresizce etrafıma baktım ve daha sonra, adamın hareketlendiğini görünce, mecburen kaçmam gerekiyordu.
Geldiğimiz yoldan tekrar giderken, telefonumun titremesi ile hemen açtım. Kim olduğu umrumda değildi.
"Bana yardım et!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyen Üye 2 || KTH
FanfictionMi rae, uzaktan katıldığı seçmeleri kazanmıştı. Ama kimse onu istemiyordu. Ablasına kalsa, kendi grubuna gelmeliydi..