Gözlerimi kendi yatağımda açmıştım. En son ne oldu?
Doğru.. başım çok ağrıyordu.. stresten dolayı hap bile kullanmaya başlamıştım.
Son zamanlar da yemek yemediğim için, zayıflamış ve hatta kansızlıktan dolayı ilaçlar alıyordum.
Bundan kimsenin haberi yok.
Olanları düşünürken kendimi ağlarken buldum.. gözyaşlarım ben istemeden akıyordu.
İçeri birden bire Taehyung'un girmesi, ile hemen arkamı döndüm.
Taehyung, "Mi rae ne oldu!?" Dediğinde ben göz yaşlarımı silmek ile meşguldüm.
Yatağıma oturduğunda, ona döndüm ve daha sonra yüzümü ellerinin arasına aldı.
Taehyung, "Neden ağlıyorsun?" Dedi ve gözyaşlarımı sildi.
Ben ise daha fazla dayanamadığım için, ona sarılmıştım. Ve yine ağlamaya başlamıştım..
"Ben kötü biri değilim Taehyung, neden benden nefret ediyorlar.."
(Çekemiyorlar)
Taehyung, "Mi rae.." dedi ve sustu.. Hiç bir şey demedi, sadece sustu..
"Biliyorum sende nefret ediyorsun.." dediğimde bana biraz daha sarıldı..
Taehyung, "Ben farkında olmadan çok üstüne gittim.. özür dilerim.."
Ona cevap bile veremeden uyuya kalmıştım. Malum, uykuyu severdim ve hemen kendimi uykunun kollarına teslim ettim..
***
Sabah, neden Jimin'in çığlığı ile uyanıyorum ki ben.. Bir dakika, yanımda ki şu kişi kim!
Bende aynı şekilde çığlık atıp, onu itmiştim.
"Ne oluyor be!"
Jimin, "Ben bilmiyorum!" Dedi ve hemen o şahısın yanına gidip yüzünü kapatan saçlarını ve kapüşonunu açtı..
Jimin, "Bizde diyoruz ki Taehyung nerde. Demek senin yanındaymış!" Dedi ve alaycı bir şekilde güldü.
"Onun ne işi var burada" dediğimde gözlerini açtı ve kendine gelince kalktı.
Taehyung, "Off, ahtapot gibi sarmıştın beni! Ne yapsaydım yani!"
Jimin, "Ahahaha! Neden onun odasındaydın ki?"
Taehyung, "Ağlama seslerini duyunca girdim" dedi ve yatağa tekrar uzandı, "Burası çok rahat" dedi
Jimin, "Neden ağlıyordun!"
Yoongi, "Belli değil mi?" Dedi de, o ne ara geldi buraya.
"Çıkın! Çabuk çıkın! Mahrumiyet diye bir şey kalmadı! Çıkın" diye bağırınca, hepsi çıkmıştı ve sonunda, kendimle yanlız kalabilmiştim.
Sonunda...
5 gün sonra..
Bu gün, şirkete gitmek yok. Dans provası yapmak yok, ses geliştirmek de yok!
Beklenen izin günüydü ve ben bu günü ablam ile geçirecektim. Dolabımı açıp, hemen bir kombin yapmıştım..
Odamdan çıktığımda, Namjoon yanıma gelip mutfağa götürmüştü."Ne oldu?" Dediğimde, bana yaklaştı ve "bir şey unutmadın mı?" Dedi
"Ne?"
Namjoon, "Maske.. şapka?" Dediğinde, hatırlamış gibi yapıp odama çıktım ve bir şapka taktım.
Maskeye gerek yoktu..
Zaten beni görseler, gelip fotoğraf çekmek isteyen de olmazdı zaten.
Kapıya yöneldiğimde bir ses duydum. Bu benim adımdı, ve benim adımı söyleyen kişi, Taehyung'tan başkası da değildi.
Taehyung, "Mi rae! Nereye?" Diye bağırınca, bende ona döndüm ve diğerleri de duysun diye "Ablamla buluşmaya" dedim ve kapıyı açıp çıktım.
Ablamı, en son iki hafta önce gördüm.. sabırsızlanıyorum..
O sırada Bts
Namjoon, "Ablasımı vardı?"
Yoongi, "Gerçekten?"
Jimin, "Bize neden söylemedi ki?"
Jungkook, "Sana neden söylesin ki?"
Seokjin, "Merak ettim"
Hoseok, "Gelince neden söylemediğini sorarız?"
Yoongi, "Abarttınız?"
Taehyung, "Bence de.."
..
Ablam ile buluşup, biraz kahve içmiş, tatlı yemiş ve sohbet etmiştik.
Ama unuttuğumuz bir şey vardı. Ah(!) Ah..
Normal olarak, tatlı yerken ve kahve içerken maskemizi çıkarmıştık. Ve bunu gören kişiler, ha bide gazeteciler bizi çekmişti.
Bunu görünce, hemen şapkamı takmıştım. Ablam ile kalkıp başka bir yere gitme kararı aldık ta, o da ne?
Bize doğru gelen bir sürü kızlar? Ellerinde defterler ve posterler?
Ablamın üstüne geldiklerinde, korumalar buna izin vermese de ben bir şekilde yere düşmüştüm ve karnıma sert darbeler almıştım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyen Üye 2 || KTH
FanfictionMi rae, uzaktan katıldığı seçmeleri kazanmıştı. Ama kimse onu istemiyordu. Ablasına kalsa, kendi grubuna gelmeliydi..