"Ne Kuzey Kuzey? Benim içim yanıyor içim. Bu kadar severken neden olmuyor neden?"
Sessiz kaldım.
"Ben onu seviyorum o da beni seviyor biliyorum."
"Sen uzak duruyorsun kızdan."
"Bizden olmaz."
"Sevmek yetmez mi?"
"Yetmez."
"Yetmiyor." Deyip yutkundum.
"Sen onun seni sevdiğini biliyorsun. Ne olursa olsun seni bekleyeceğini biliyorsun. Bense kendi kendime gelin güvey oluyorum." Dedim rakıdan bir yudum alırken. Uzun zamandır içmiyordum.
"Ne kadar garip değil mi? Biz seviyoruz kavuşamıyoruz. O seni sevmiyor ama nişanlısınız."
Elimle yüzümü sıvazladım.
"Yarın." Dedim rakıdan bir yudum daha alırken.
"Yarın onu sevdiğimi. Onunla gerçekten evlenmek istediğimi söyleyeceğim."
"Ciddi misin?" Dedi kaşlarını kaldırırken.
Başımla onayladım.
"Ama korkuyorum."
"Neyden? Neyden korkuyorsun?"
Turuncu saçları geldi gözümün önüne. Beni benden alan gülüşü...
"Beni sevmiyor, başkasını seviyor biliyorum. Gerçekten evlenmek istemeyeceğini, reddedeceğini de. Ya sonrası..." Elimle yüzümü sıvazladım.
"Bir daha eskisi gibi olamayacağız. Anneme nispet söylediği güzel sözlerini işitemeyeceğim. Bana sıradan biri olarak baktığı gözlerini göremeyeceğim. Oyunu bitirecek ve bir daha benimle konuşmayacak."
"Söyleme o zaman kardeşim."
"İçimde tutmak çok zor veriyor."
Kuzeyin yanında olmak için gelmiştim. Onu taşımak için sarhoş olmamam gerekiyordu. Bu yüzden daha fazla içmedim.