Ropes And Flowers - Lisoo

part five

Lisa ve Jisoo.. yolları çocukken kesişen iki küçük kız çocuğuydu. Jisoo bir hizmetçinin kızı iken Lisa saygı duyulan zengin bir ailenin kızıydı. İkili aralarındaki maddi farkı önemsemeden arkadaş olmuştu. Tıpkı ailelerinin arkadaş olduğu gibi. Lisa çocukken annesini kaybetmiş, Jisoo ise ailesinin tamamını Lisa'nın annesinin hayatını kaybettiği kazada kaybetmişti. Küçükken bu ikilinin de canı oldukça yanmıştı. Ancak bu iki küçük kız birbirine sığınmış ve birbirlerini hep kollamışlardı. Taa ki Lisa, yakın arkadaşı Jisoo'ya aşık olana kadar.

Lisa ve Jisoo 12 yaşında iken bir sınıf gezisine gitmişlerdi. Lisa Jisoo'ya ilk gittikleri gezide birşeyler hissetmeye başlamıştı. O geziden sonra onu her gördüğünde güzel dudaklarını öpmek, ona sarılmak, onun her zerresini öpmek istiyordu.

Lisa bu duygularından korktu. Çünkü arkadaşı Jennie sevdiği kızı Chaeyoung'u ona açıldığı için kaybetmişti. Lisa'da böyle olur zannetmiş ve Jisoo'ya olan hislerini kalbinin derinliklerine gömmüştü.

Jisoo.. Jisoo Lisa'ya ne zaman aşık olmuştu? Lise zamanlarında Lisa ile arasında 'yanlışlıkla' bir öpüşme geçmişti. İki genç kız, iki en yakın arkadaş birbirini sarhoşken öpmüştü. Jisoo hatırlıyordu ama Lisa hatırlamıyordu. Ya da Jisoo öyle zannediyordu? Kim bilir... Ardından Jisoo Lisa'ya bir takım hisler beslemeye başlamıştı. Bu hisler önce hoşlantıya sonra sevgiye ardından da aşka dönüşmüştü.

Jisoo sevgisini saklama gereği duymadan Lisa'ya itiraf etmişti. Lisa'dan aldığı tepki.. çok fazlaydı. Lisa ona "asla senin gibi birini sevmem, biz en yakın arkadaşız, çok iğrençsin, nasıl benden hoşlanabilirsin" gibi şeyler söylemişti. Aslında Lisa bunlardan hiçbirini söylemek istememişti ama o an korkudan ne yapacağını bilememişti. En yakın arkadaşını, eski aşkını kaybetmekten korkmuştu ama Lisa söylediği sözlerle sadece bu ikisini değil kendi saf duygularını da kaybetmişti.

Tüm bu olaylar sonrasında Jisoo'nun Lisa'ya olan aşkı devam etti. Hiç azalmadı ya da zaman bu aşkı yıpratmadı. Aksine günden güne bu aşk bu hayranlık daha da büyüdü. Lisa ise kendini Jisoo'dan nefret ettiğine inandırmıştı çünkü bu yoğun duygulardan ancak bu şekilde kurtulabilirdi. Başka çıkış yolu yoktu. Aslında vardı. Lisa ve Jisoo'nun başından beri bir şansı vardı. Birbirlerini seviyorlardı. Ama birlikte olamadılar. Hiçbir zaman birlikte olamadılar.

Artık evliler. Evli bir çiftler. Birbirlerine aşkla bağlı olduklarına dair yemin etmiş bir çift. Aslında bu doğru. İkiside birbirine aşık ama ikiside birbirinden kaçıyor. Acı verici değil mi?

-Jisoo'dan-

Evliliklerinin üzerinden bir ay geçmişti. Lisa bir kere bile Jisoo ile aynı odada kalmamış onunla konuşmamış onun kendisini görmesine dahi izin vermemişti. Jisoo Lisa'ya kavuştuğunu düşündüğü anda onu kaybetmişti. Odasında öylece oturuyordu. Balkona çıktı. Temiz hava... Belki de biraz işe yarardı. Yerde duran minderlerden birine oturup başını demir parmaklılara yasladı.

Ne kadar süre orada öylece durdu o da bilmiyordu ama bu odada zamanını ancak böyle öldürebilirdi. Derin derin nefes alıyordu. İç çekiyordu sıkıldığı açıkça belliydi. Yanına bir bedenin oturduğunu hissetti. Rüzgarın burnuna getirdiği ferah kokuyla bunun Lisa olduğunu anladı. İki kız hiç konuşmadılar. Öylece oturup sessizliği dinlediler.

"Özür dilerim." Sessizliği bozan Lisa'ydı.

"Ne için?" Dedi Jisoo ağlamaktan kısılmış sesiyle. Lisa derin bir nefes aldı.