part four

323 32 34
                                    

Lisa hiç uyanmak istemediği bir güne uyanmıştı.. düğün gününe. Küçükken bunun büyüleyici olacağını hayal ederdi. Jisoo ile birlikte hayal ederlerdi. Jisoo hep sadece bir düğün töreni isterdi, Lisa ise herkesin gülüp eğlendiği şenliklere benzer kocaman bir düğün isterdi. İki küçük kız bu konuda hep tartışsalar da hep bir çıkış yolu bulurlardı. Şimdi ise büyük bir çıkmazın içindeydiler.

Lisa istemeye istemeye kalktı yatağından. Dünden hazırlanan gelinlik benzeri beyaz elbisesini giydi. Saçlarını salık bıraktı ve kahkülünü düzeltti. Jisoo'nun küçükken dokunmayı çok sevdiği kahkülleri. Lisa derin bir nefes alıp aynanın karşısına geçti. Güzel göründüğünden emin oldu. Odanın kapısını yavaşça aralayıp dışarıya çıktı. Jisoo ve babası konuşuyorlardı. Jisoo'nun başı eğikti gözleri yerdeydi arada yutkunuyordu ve babasına kısa cevaplar verdiği çok belliydi. Lisa ikiliye doğru yürüyüp sıkıcı olduğunu düşündüğü sohbeti sonlandırdı. Jisoo, Lisa'nın sesini duyduğunda kafasını kaldırdı. Sevdiği kadını gelinlik içinde görmek kalbini ağzına getirmişti.

Lisa koluna girebilmesi için Jisoo'ya doğru sağ kolunu uzattı. Jisoo Lisa'nın koluna girerken ona fazla temas etmemeye özen gösteriyordu. Jisoo, Lisa'dan korkuyordu. Lisa dengesizdi. Jisoo'yu alt üst ediyordu. Kol kola aşağıya inip davetlilerin arasından geçtiler. Çok kişi yoktu. Lisa'nın babasının birkaç yakın dostu, Lisa'nın arkadaş grubu ve Jisoo'nun arkadaş grubu gelmişti. Lisa ve Jisoo birlikte yemin edecekleri kürsüye çıktılar. Önce Jisoo girdi söze.

"Ne olursa olsun, aramızda ne yaşanırsa yaşansın, birbirimizi ne kadar kırarsak kıralım senin yanında olacağıma ve sana sonsuza dek aşık kalacağıma yemin ederim." Dedi. Bunları söylerken Lisa'nın gözlerine bakmak biraz zor olmuştu. Sözlerini bitirdikten sonra derin bir nefes aldı. Sıra Lisa'daydı. Yüzüne Jisoo'nun anlamlandıramadığı bir gülümseme yerleştirdi. Her şeye rağmen zorla güldüğü çok belliydi.

"Ne olursa olsun, senin yanında olacağıma, seni koruyacağıma, sana zarar gelmesine engel olacağıma ve en önemlisi ise sana sonsuza dek aşık kalacağıma yemin ederim." Dedi. Lisa için söylediği sözler anlam ifade etmiyordu belki ama Jisoo'nun kalbi sıkışmaya başlamıştı bile. Ağlamak istiyordu. Tam şuan, Lisa onun ellerini tutmuş gözlerinin içine bakarken ağlamak istiyordu. Şimdi en zor kısımdaydılar. Birbirlerini öpmek... Lisa istemese bile -ki içinde bir yerlerde karşısındaki dudakları öpmek istiyordu- Jisoo'ya yaklaştı. Kendinden biraz kısa olan kızın belinden tuttu ve kendine çekti. Dudakları birleştiğinde alkış sesleri yükselmişti. Birkaç saniyenin ardından birbirlerinden ayrıldılar. Bir saatin sonunda düğün töreni bitti. Jisoo ve Lisa birlikte kalacakları odaya geldiler. Şimdi ne olacaktı? Herşeyi geride bırakıp aynı yatakta mı uyuyacaklardı?

"Elbiselerle uyumayacaksın herhalde?" Dedi Lisa. Jisoo gerçek dünyaya döndü. Usulca kafasını iki yana salladı. Banyoya geçti üzerini çıkardı. Banyoya girdi. Suyu açtı. Soğuk su vücuduyla buluştuğunda irkildi. Daha sonra günahlarından arınmak istercesine yıkadı kendini. Oysa Jisoo'nun hiçbir günahı yoktu. Bu hikayede günahı olmayan biriydi o.

Yanına aldığı kıyafetleri giyerek odaya girdi Jisoo. Lisa odada değildi. Belki de benimle kalmak istememiştir diye düşündü Jisoo. Yatağa uzandı ve üzerini örttü. Huzurlu bir uyku istiyordu. Evli bir kadın olarak yanlız uyurken ne kadar huzur olursa o kadar huzurlu uyumuştu. Sabah olduğunda yanında yine yoktu Lisa. Jisoo artık önemsememeye karar verdi. Kalkıp aşağıya indi. Kısa bir kahvaltı ettikten sonra odasına çıktı. Yatağa uzanıp arkadaş grubuna girdi.

Ropes And Flowers - LisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin