Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İnanılmaz bir şekilde Weasley ailesinin evindeydim. Babam öldükten sonra burda olmam diye düşünmüştüm ama gidecek pek bi yerim yoktu. İlk Tonkslara gitmiştim ama orada sıkılında beni Weasley ailesinin yanına getirmişlerdi. Üç hafta sonra Hermione gelmişti. Baya eğlenceli geçmişti, Hermione geldikten birkaç gün sonra Harry gelmişti. Geleceğinden haberimiz yoktu. Su içmek için mutfağa gittiğimde Hedwig ve sandığını görmüştüm. Merdivenlerin oraya geldim.
"Mrs. Weasley!"
"Efendim tatlım?"
"Harry mi geldi?"
"Harry mi hangi Harry?"
"Harry Potter!"
"Harry Potter evimde olsa bunu bilirdim."
Harry lafını duyan Ron iki üst kattan kafasını eğmişti.
"Biri Harry mi dedi?"
Bir aya yakın bu evde olduğum için Ron'la aramız düzelmişti. En azından birbirimize adımızla hitap ediyorduk.
"Harry senin yanında mı Ron?"
"Hayır değil Diana."
En üst kattan Hermione'nin kafası görmüştüm.
"Harry mi geldi?"
Merdivenlerden inen Ginny'e bakıp geri kafamı yukarı kaldırdım.
"Sandığıyla baykuşu burda. Evin bir yerlerinde dolanıyor sanırım."
"Diana!"
Harry'in sesini duymamla ona döndüm. Koşarak boynuna sarıldım.
"Harry!"
Boynuna sulu bir öpücük bırakmıştım. Harry yanağımı öpüp geri çekildi. Ron, Hermione ve Mrs. Weasley'e sarıldı. En son Ginny'e sarıldığında gözlerimi devirdim.
Birkaç gün sonra beraber diagon yoluna gitmiştik. Weasley ikizlerin açtığı şaka dükkanını geziyorduk. Ginny ve Hermione aşk iksirlerine bakıyorlardı. Hiç dikkatimi çekmemişti. Onları geçip rafları incelemeye başladım. Harry'i bulmak için döndüğümde görememiştim , sadece onu değil Ron ve Hermione de yoktu. Yirmi dakika sonra dükkana girerken gördüm, yanlarına ilerledim.
"Nerdesiniz?"
Harry eli belime dolanmış kendine çekmişti.
"Harry kalabalık."
Elimi göğsüne koyup ittirdim. Yüzü düşmüştü. İç çekmiştim, Hermione koluma girmiş içeri doğru çekiştirmişti.
"Harry ilişkinizi saklamak istemiyor artık."
"Biliyorum Herm ama ne yapacağım bilmiyorum."
"Malfoy ve Parkinson biliyorlar sonuçta değil mi?"
"Evet."
"Eee o zaman, başka kime açıklama yapmak zorundasın ki?"
"Bazen mantıklı konuşmana sinir oluyorum ama bu sefer haklısın."
Dediğim Hermione'nin hoşuna gitmiş olacak ki gülmüştü, o gülünce bende güldüm. Harry'i gördüğümde yanına ilerledim. Ron'la bir şeyler konuşuyorlardı.
Harry'in elini tutup yanağını öptüm, Harry şaşırarak bana baktı.
"Diana ne yapıyorsun?"
"Bence ilişkimizi bilebilirler değil mi?"
"Ama daha demin-"
"Daha demin dediğimi unut."
Ellerimi boynuna doladım.
"Seni seviyorum Harry Potter ve artık saklamak istemiyorum."
Harry gülümsemiş belimden tutup kendine çekmişti.
"Bende seni seviyorum kızıl güneşim."
Dediğine kıkırdadığımda etraftaki insanların şaşkınca bize baktığını gördüm. Yanımıza Mrs. Weasley geldiğinde kovuk'a geri dönmüştük.
*** Trene bindiğimizde Draco ve Pansy'i bulmak için Harry'lerden ayrılmıştım. Trenin sonuna doğru masaların olduğu bir yer vardı orada oturuyorlardı. Pansy beni gördüğünde koşarak yanıma gelip sarıldı.
"Kızılım benim nasıl özledim seni."
"Bende seni özledim esmerim."
Pansy'den ayrılıp Draco ile sıkıca sarıldık.
"İyi misin kuzen?"
"İyiyim Draco, sen nasılsın?"
"İyiyim."
Masanın yanına geldiğimide Pansy'in yanında sevgilisi Blaise vardı. Baş selamı verip Draco'nun yanına oturdum. Hogwarts'a gidene kadar konuşmuştuk. Okula vardığımızda üstümüzü eşyalarımı kontrol ediyorlardı. En sonunda büyük salona vardığımızda masamıza oturduk. Herkes yerleştiğinde Gryffindor masasına baktım ama Harry'i görememiştim , içeri giren Harry'i gördüğümde kaşlarımı çattım üstü kan içindeydi. Elindeki bezi burnuna tutuyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sevgiline ne olmuş?"
Draco yanımda fısıldadığında omuz silkmiştim.
"Bilmiyorum, gidip bi bakayım."
Ayağa kalktığım sırada Dumbledore kürsüye çıkmıştı. Draco koşumdan tutup yerime oturmam için çekiştirdi. Dumbledore'un üstü kapalı Voldemort hakkındaki konuşmasını dinledikten sonra ortak salona doğru gitmeye başladık. Harry'i gördüğümde yanına gittim, koluna dokunduğumda bana döndü.
"Güzelim?"
"Kim yaptı?"
"Kimse çarptım."
Kaşlarımı çattım, yalan söylüyordu.
"Harry!"
"Crabble yaptı."
"Neden?"
"Bakanlıkta babası varmış azkabana yolladıkları için."
Sinirlenmiştim.
"Gösteririm ben ona."
Arkamı döndüğümde Harry kolumu tutmuştu.
"Dur bir şey yapma Diana."
"Neden?"
"Sevgili olduğumuzu biliyorlar şimdi gidio bir şey yaparsan seni rahatsız ederler."
"Kimse bana bir şey yapamaz Harry, ben Diana Black'im. Kimse bana bir şey diyemez izin vermem."
Egomla birlikte oradan ayrılmıştım. Arkamda Ron'un dediğiyle sırıtmıştım.
"Ne kadar Diana'dan fazla hoşlanmasamda bu gerçekten havalıydı."
