Bölüm 15

4.8K 225 31
                                    

Üç büyücü turnuvasına gelicek okulları bekliyorduk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üç büyücü turnuvasına gelicek okulları bekliyorduk. Akşam saat altıydı ve hava soğuktu kollarımı kendime sarmıştım. 

Bu arada o hain fare azkabandan kaçmıştı ama babamın kaçtığı kadar olay olmamıştı nedense.

Dumbledore diğer öğretmenlerle birlikte ayakta durduğu arka sıradan seslendi.

"Ahha! Eğer fena halde yanılmıyorsam, Beauxbatons heyeti yaklaşıyor!"

Birçok öğrenci hevesle, "Nerede?" diye soruyordu hepsi farklı yönlere bakıyordu.
"İşte!" diye haykırdı bir altıncı sınıf öğrencisi, Orman'ın üzerinde bir noktayı göstererek.
Büyük bir şey, süpürgeden çok daha büyük bir şey - hatta yüz süpürgeden bile- lacivert gökyüzünden şatoya doğru hızla geliyor, her an daha da büyüyordu.

Birinci sınıflardan biri, tamamen kendinden geçerek, "Ejderha bu!" diye haykırdı.
"Aptallık etme... uçan bir ev!" dedi Dennis Creevey.
Devasa, kara şekil Yasak Orman'daki ağaçların tepelerini sıyırarak geçerken, şato pencerelerinden parıldayan ışıklar üzerine vurdu. Dev gibi, toz mavisi bir atlı araba gördüler. Kocaman bir ev boyundaydı, bize doğru süzülüyordu, her biri beyaz yeleli ve fil boyunda olan bir düzine kanatlı at tarafından çekiliyordu.
Araba daha da aşağı savrulup muazzam bir hızla inişe geçerken, ilk üç sıradaki öğrenciler geriye doğru çekildi. Sonra, atların yemek tabağından büyük nalları muazzam bir darbeyle yere vurdu. Arabanın kapısının üstünde bir arma (her birinden üç yıldız çıkan çapraz, altın iki asa) olduğunu görebilmiştim.
Cüppesi soluk mavi renkte bir oğlan arabadan atladı, ileri doğru eğildi, arabanın döşemesini bir müddet kurcaladı ve bir dizi altın basamağı açtı. Saygıyla geriye doğru sıçradı. Derken hayatında gördüğüm en kocaman kadın çıktı. Arabanın ve atların muazzam boyutlarının nedeni o anda belli olmuştu. 

Kadının , zarif bir gülümsemeye büründü ve parıldayan elini uzatarak Dumbledore'a doğru yürüdü. Kendisi de uzun boylu olan Dumbledore'un bu eli öpmek için eğilmesine pek gerek kalmadı.

"Aziz Madam Maxime. Hogwarts'a hoş geldiniz."

Madam Maxime kalın bir sesle konuşmuştu.

"Damblidor,iyisindi' umarım?"

"Fevkalade formdayım, teşekkürler," dedi Dumbledore.

Madam Maxime, muazzam ellerinden birini kayıtsızca arkaya doğru salladı.

"Öğrencilerim."

Dikkati tamamen Madam Maxime'in üzerinde toplanmış olan bir düzine kadar kızla oğlanı fark ettim. Arabadan inmiştiler, Madam Maxime'in arkasında duruyorlardı. Titriyorlardı da, ama bunda şaşılacak bir şey yoktu, çünkü cüppeleri ince ipekten yapılmışa benziyordu, hiçbirinde de pelerin yoktu. Bazıları başlarına eşarp ve şal sarmıştı.

"Karkaoff geldi mi?" diye sordu Madam Maxime.

"Her an gelebilir," dedi Dumbledore. "Burada bekleyip onunla selamlaşmak mı istersiniz, yoksa içeri geçip biraz ısınmayı mı tercih edersiniz?"

Diana  Black (HARRY POTTER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin