1 Eylül geldiğinde heyecanlı bir şekilde Tonks ile Kings Cross geldik hemen bir el araba aldım 9 ve 10. peron duvarın oraya geldik Tonks'a baktığımda iki duvarı gösterdi.
"Oradan geçeceksin."
Duvarı göstermişti.
"Emin misin?"
"Evet güven bana."
Kocaman gülümsemişti. Derin nefes alıp yürümeye başladım duvara yaklaştığımda durmadan devam ettim ve çarpmadım içinden geçip kırmızı buharı tüten treni gördüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Akamdan Tonks geldi.
" Bak gördün mü."
"Daha neler göreceğim acaba."
"Tonks sana bir şey sormak istiyorum?"
"Sor tabi."
"Şey ben safkan mıyım?"
"Evet safkansın. Sirius ve Andriella safkanlardı."
Demek annemin ve babamın adı Sirius ve Andriella idi.
"Hadi kalkıyor gidip yer bul."
"Teşekkür ederim Tonks."
Bana gülümseyip sıkıca sarıldı.
"Rica ederim. Kuzenime yardım etmek benim için bir şeref."
Gülüp trene bindim eşyalarımı bir kenara koyup camdan Tonks'a baktım.
"Bana yaz tamam mı?"
"Yazarım, sende yaz."
Tren hareket etmeye başladığında Tonks'a el salladım. Tren istasyondan tamamen çıkınca bende eşyalarımı alıp boş bir yer aramaya başladım her baktığım yer doluydu sonra cüppe dükkanında gördüğüm kişiyi gördüm adı neydi Harry miydi, neyse kapıyı açtım.
"Merhaba gelebilir miyim?"
"Tabi gel."
İçeri geçtim oturdum.
"Senle tanışmıştım madam Malkin'de."
"Evet yinede kendimi tekrar tanıtıyım Diana Black."
"Bende Harry Potter."
Aramızda sessizlik oldu daha sonra içeri kızıl saçlı bir çocuk geldi.
