Sabah telefonumun çalmasıyla uykumdan sıçradım, aslında telefonun çalmasından değil gördüğüm rüya yüzünden sıçramıştım. Telefonumu komodinin üzerinden alıp, arayanın kim olduğuna bakmadan telefonu açtım.
"Alo, Yağmur?" dedi karşımda ki ses.
Duyduğum ses karşısında birazda olsa gerildim.
"Alo, Faruk amca?" dedim şaşırarak.
"Kızım, bu saate rahatsız ettim kusura bakma. Ben şey için aramıştım." deyip duraksadı.
"Ne için?" diye sordum meraklanarak.
"Kızım, babanla konuşmak için mahalleye gelebilir miyim? Bak, ben bu vicdan azabıyla yaşayamıyorum. Biran önce babanla konuşmalıyım."
"Faruk amca, babama haber vereyim. Merak etme, o istemese bile ben onu ikna ederim."
"Tamam kızım, senden haber bekliyorum."
"Tamam, görüşürüz." dedim gülümseyerek ve telefonu kapattım.
Telefonumu komodinin üzerine bıraktığımda, gözüm duvarda duran saate takıldı. Saat 11.36'ydı. Ne kadarda çok uyumuştuk böyle. Yatağımdan kalkıp banyoya girdim, saçım o kadar çok karışmıştı ki kısa bir duş aldım. Banyodan çıkıp dolabımın önüne gittim, bugün rahat bir şeyler giyecektim. Siyah, oversize tişört ve siyah, lastikli eşofman çıkarıp üzerime geçirdim.
Derin'in yanına gidip;
"Derin uyan." dedim.
Derin uyanıp;
"Ne oldu?" diye sordu.
"Uyan, git yüzünü falan yıka. Ben de o sıra da kahvaltı hazırlayayım."
"Peki, tamam." deyip kalktı ve banyoya gitti.
Odamdan çıkıp mutfağa gittim. Dolapta ne varsa masanın üzerine bıraktım, aslında sadece peynir ve zeytin bıraktım. Derin'in gelmesini beklerken, babamı nasıl ikna edeceğimi düşünüyordum.
Derin yanıma gelip;
"Nerelere daldın böyle?" diye sordu.
"Otur anlatayım." dedim buruk bir gülümsemeyle.
Derin önümde ki sandalyeye oturup;
"Dinliyorum." dedi.
"Derin, bu sabah Faruk amca aradı. Bana, artık babamla konuşmak istediğini ve mahalleye gelmek istediğini söyledi. Benim bir şekil de babamla konuşup ikna etmem lazım ki Faruk amcayla konuşsun."
"Yağmur, birlikte konuşsak olmaz mı?" diye sordu Derin.
"Olur ama ben bir baş başa konuşayım, eğer olmazsa sen de biraz ikna etmeye çalışırsın."
"Tamam olur." deyip kahvaltısını yaptı.
Birazdan babamın yanına gidip baş başa konuşacağım. Babamı ikna etmeliyim, çünkü bu durumdan oldukça sıkıldım. Ben artık kimsenin kimseye kırgın olmasını istemiyorum, tamam babam ve Faruk amcanın olayı farklı ama onların düşman olmasını da istemiyorum.
"Yağmur, baban babama bir şey yapmaz değil mi?" diye sordu.
Düşüncelerimden ayrılıp;
"Derin, sadece konuşurlar diye düşünüyorum. Zaten biz yanlarında olacağız." dedim.
"Peki, sen öyle diyorsan bir bildiğin vardır." dedi buruk bir gülümsemeyle.
Ben ve Derin bir şeyler atıştırıp sofrayı topladık. Babamın yanına gitmek için evden çıktık. Derin ve ben babamın yanına giderken, Derin beni durdurup;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMURA TUTULDUM
Ficção Adolescente24 yaşıma kadar kimsemin olmadığına, hatta ailemin beni bile isteye bıraktığına inanırdım. Benim 24 yaşıma kadar umudum yoktu, içimdeki umut beni terk etmişti. Öyle bir anda, öyle bir vakit oldu ki beni terk eden umudum yeniden geldi. Yağmur, bebek...