04.10.2021
***
Birkaç saate bir bölüm daha atacağım, takipte kalınn <33
Sabahın erken saatlerinde yine yoğun bir mide bulantısıyla uyanmam sonucu yataktan çıkıp koşar adımlarla banyoya yürüdüm. Hızlı yürümem sonucu sendelemiş ve kapının pervazına tutunmuştum.
Birkaç gündür devam eden bu aşırı yorgunluk ve bulantılarım beni çok fazla yoruyordu.
Klozete eğilip içimde ne var yok bırakmam sonucu ve zorlanmamı da eklersek akmaya başlayan gözyaşlarım normaldi. Kendimi berbat hissediyordum. Artık midemde bir şey kalmadığına emin olduğum o saniyelerde bulantı hissi geçtikten sonra elimi yüzümü yıkamak için lavaboya yöneldim. Suyu avucuma doldurup yüzüme çarptım birkaç kere.
Dişlerimi fırçaladıktan sonra odama girmiş ve yorgun adımlarımı dolaba yöneltmiştim. Kapağını açıp ne giyebileceğimi kontrol ettim. Bu işlemi yapmak için bile halim yoktu maalesef.
Rastgele birkaç parça alıp üzerime geçirdim. Eşyalarımı alıp evden çıkarken saati kontrol ettiğimde çok az bir vaktim olduğunu gördüm. Alarmı duymamıştım. Eğer mide bulantımın verdiği hisle uyanmasam geç kalacaktım.
Hamilelik beni olumsuz etkilemeye başlamıştı bile. Erken yattığım halde aşırı halsizlik nedeniyle sabahları uyanmakta zorlanıyordum.
Evden çıkıp arabaya binmem ve okula gelene kadarki süreçte mide bulantılarım yeniden nüksetmişti. Bunun nedeni ise boş midem olmalıydı. Zira karnım guruldamaya başlamıştı bile. Sabah kahvaltı yapma alışkanlığım yoktu ancak en azından ne yapacağıma karar verene kadar bebeği durmalıydım değil mi?
Bebeği...
Bebeğim bile diyesim yoktu maalesef. O duyguya hâlâ kapılmış sayılmazdım.
Arabayı park ettikten sonra binaya giriş yapıp merdivenlerden savsak adımlarla çıkmaya başladım. Öncesinde kantinden bir şeyler almam daha iyi olabilirdi ancak şu an birkaç dakikalığına kadar olsa da bir yere oturmam lazımdı. Kendimi birkaç saniye ayakta duracak kadar bile iyi hissetmiyordum.
Öğretmenler odasına girdiğimde iki kişi dışında kimsenin olmadığını gördüm. Dolaba ilerleyip eşyalarımı aldıktan sonra bedenimi sandalyeye attım. Çok rahat olmasa da işimi görürdü. Ellerim anında yüzümü bulurken, dirseklerimi de masaya dayamıştım. Birkaç saniye soluklanma ihtiyacı duydum. O esnada bana seslenen Kemal hocayla bakışlarımı ona çevirdim. ''İyi misiniz Eren hocam.''
''İyiyim sağ olun.'' Pek ikna olmasa da kafasını salladı. Odanın kapısının açılması ve Çağatay'ın içerisi girmesiyle rahat bir nefes verdim. Onu görünce mutlu olmuştum. Bir çözüm bulup bulmadığını öğrenmek istiyordum.
Anında yanıma oturup sessizce fısıldadı. ''Bebe nasıl?''
''Kötüyüz.'' Bacağına vurup: ''Aga be...'' demesiyle abartılı bir göz devirmesiyle baktım ona. ''Çok açım.''
''Tamam bekle yiyecek bir şeyler alayım sana.'' Ayağa kalkıp odadan çıkarken dudaklarım kıvrıldı. Ne olursa olsun çok iyi bir arkadaştı. Onun gibi biri yanımda olduğu için çok şanslıydım.
***
İlk ders sonrası soluğu bahçede almıştım. Çağatay da dersten çıkıp yanıma geldi. Elindeki meyve suyunu bana uzattı. ''Çay istemiştim.''
''Olsun bu daha sağlıklı.'' Verdiği vişne suyunun pipetini çıkarıp yerleştirdikten sonra büyükçe bir yudum aldım. ''Ne yapacağız Çağatay?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APANSIZ | bxb
Romance•Hikaye mpreg içerir!• "Eren...'' ''He?'' ''Ulan senin sevgilin falan mı var? Ne ara çocuk yaptın oğlum?" dedi şaşkınlıkla. ''Çağatay.'' ''He?'' ''Kanka sorun orada. Benim sevgilim falan yok ve ben bu çocuğun kimden olduğunu bilmiyorum." Başlangıç:...