20. Eğlence

2.7K 278 38
                                    

27.11.2023

***

Günlerden yine cumartesi, mutfakta birkaç atıştırmalık hazırlarken kapı alacaklı gibi çalınıyordu. Tabii ki gelen Çağatay'dan başkası değildi.

Yine dizi gecesi yapacaktık. Her ne kadar çok benlik diziler olmasa da tek başıma sıkıldığımdan dolayı, her gün görsem de özlediğim arkadaşım için yine sevinçle koştum kapıya.

Kapıyı açtığımda pervaza yaslanan Çağatay diline doladığı şarkıyı mırıldanıyordu. "Kim bilir kimler var şimdi kalbindeee!!!" Hayır, mırıldanmıyor, çığırıyordu!

"Sen varsın Çağatay." Çağatay'ın ağzı girdiği şokla aralık bir şekile girip bana bakarken ben gülerek mutfağa girmiştim. Birkaç saniye sonra hızla arkamdan geldi. Ona döndüğümde piç piç sırıtıyordu. "Erenciğim neden söylemiyorsun bunu daha önce. Gel!" Yanaklarıma iki elini yaslayıp kafamı kendisine doğru çekerken ben kahkaha atıyordum. O da kahkahaların arasından alnına şapırtılı bir öpücük bırakıp kafamı adeta frlatarak geriye itti. "Helalimsin artık."

Ben karnımı tutarak gülerken o da elindeki poşeti tezgaha bırakıp içinden aldığı tatlıyı çıkardı. "Çay koydun inşallah." dedi bir yandan. O esnada dumanı tüten çaydanlığı fark
etmiş olmalı. "Koydum koydum." dedim yine de.

Çaylarımızı ve tatlılarımızı alıp oturma odasına gittik. Anında 'harika' dizilerinden birini açıp heyecanla ekrana bakarken ben umursamamaya çalışıp güzel tatlımın tadını çıkardım.

Bir süre yine fitnelerin bol olduğu, entrika dolu, her türlü şeyin yapılıp gerçek hayat hikayesinden uyarlanmıştır temalı diziyi izlerken Çağatay bir anda durup bana döndü. Ağzı dolu, saçları karmaşık, siyah kapüşonlu üstüyle çok sevimli duruyordu. "Biz niye emekli öğretmenler gibi çay ve tatlı eşliğinde dizi izliyoruz Eren?"

"Ne yapmamızı bekliyorsun hayatım?"

"Azıcık dışarı çıkıp gezip tozalım diyorum hayatım." Tatlımdan kocaman bir parça alıp ağzıma attım. Özellikle şu son birkaç aydır aşırı yorgun oluyordum bir şeyler için.

Ne bir yere gidesim vardı ne de bir şeyler yapasım.

"Hiçbir şey için mecalim yok Çağatay. Okuldan gelir gelmez sadece uyumak istiyorum."

"Ama böyle olmaz ki kankacım. Azıcık sosyalleşmemiz lazım."

"E senle sosyalleşiyorum ya Çağatay." Çağatay abartılı bir göz devirmesi daha yaparken onun bu yüz ifadesine gülmemek için kafamı çevirdim. "Sadece ben yetmem ama..." Bir an sonra benden beklenilmeyecek şekilde sinirle ona dönüp "Hayırdır? Sıkıldın mı benden Çağatay?" dediğimde öyle bir yüz ifadesiyle baktı ki bana, muhtemelen hamile olmasam döverdi beni.

Bu yüzdendir ki ani hormonel davranışları bir kenara bırakıp milimlik de olsa geriye kaçtım.

Çağatay önce dizlerine vurmuş sonra ayaklanıp ellerini birbirine vurmuştu. "Hadi kalk, gidiyoruz!" Tabağımı bir kenara bakıp coşan arkadaşıma döndü. "Nereye?"

"Eğlenmeye." dedi o esnada saçma dizisini kapatırken. "Ne eğlenmesi ya? Biz zaten eğleniyoruz işte." Çağatay ellerini beline koyup yine gözlerini devirdi. "Benim şu saçma dizileri bile izleyecek bir hale gelmişsin Eren." Elimi tutup ayağa kaldırdı. "Hadi kalk hazırlan, bara gidiyoruz." İtiraz etmeme izin vermeden sırtımdan itip odaya yönlendirdi. "Ne barı ya? Alkol kullanamam ki ben. Ayrıca dizinin saçma olduğunu şu an kabul de ettin farkında mısın?"

"Saçma olduğunu hiçbir zaman inkar etmedim ki." diye cevap verip o sırada odaya girdiğimizde ışığı yakıp dolabıma ilerledi. "E niye izliyoruz o zaman?" Muhtemelen kendi için de bir şeyler seçip yatağa fırlattığı kıyafetleri arasında gezinen bakışlarını bana çevirdi. Dudağının kenarı kıvrılmıştı. "E sarıyor çünkü."

APANSIZ | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin