Kehanet şöyle diyordu ;" ... kaderi öyle yazılacak ki öfke pusulası olacak. Geceleri güneşi , gündüzleri ayı görecek ama ne güneş ısıtıcak onu ne yıldızlar ışık vericek. Kaderi öyle yazılacak ki okyanusun ortasında tek başına kalıcak ama yinede ölmek için yalvarıcak. "
Adam ve kadın birbirlerine bakıp tepkilerini ölçmeye çalıstılar. Sadece bir kahin ne kadar doğruyu söyleyebilirdi ki , sadece bir kehanet ne kadar doğru olabilirdi ?
İnsanlar temiz doğarlar peki onları kirleten nedir ? Kaderlerinde olanı mı yaşarlar yoksa yollarını kendilerimi çizerler? Kimse kalemle doğmaz. Var olanı yaşasaydık yaşamanın bir anlamı kalır mıydı peki ? " Dürüst olmak , çalışkan olmak , başarılı olmak , zeki olmak , paranın olması " bazıları hayatın sadece bunlardan ibaret olduğunu sanır. Dürüstsen güvenilir olursun . Çalışkan , başarılı ve zekiysen paran olur , peki mutlu olur musun ? Hayatımız tamamen bu sorulardan ibaret aslında. Cevapları bulabilsek kalplerimizden öfke ve nefreti atıp yerine sevgiyi koyabiliriz. Güvenmek zordur der bazıları peki sevmek , sevmek kolay mı ? Belkide en zor olan eğri bir evrende doğru bir çizgi çizebilmektir...
--------- ----------- ---------- -------------- --------
Kapının açılma sesiyle yaslandığım soğuk duvardan ayrılıp bakışlarımı içeri giren esmer kadına çevirdim. Bütün gece düşünmekten uyuyamamıştım son zamanlarda pek uyuyabildiğimde söylenemezdi zaten.
- " iğne zamanın geldi. " Kadının sesiyle tekrar arkama yaslandım ve gözlerimi karşıdaki duvara sabitledim. Uyuşturucu kullanmadan tam 6 ay geçirmiştim . Başlarda kapıları , duvarları tekmelesemde ' insanoğlu herşeye alışıyor ' sözünü doğrulamış ve zamanla bende durulmuştum. Artık yaptığım tek şey oturup saatlerce düşünmekti.
- " Ne zaman çıkıyorum. " sesim benim bile duyamayacağım kasar kısık ve halsiz çıkmıştı. Kadın gülerek cevap verdi.
- " Bakıyorumda pek sevemedin burayı , neyse barlara kavuşmana az kaldı 3 güne çıkarsın . " Kadının alayla söylediği cümleler bakışlarımı tekrar ona çevirmeme neden oldu. Böyle insanlardan oldum olası nefret etmişimdir.
- " kapa çeneni " diyerek tısladım. Kadın elindeki iğneyi bırakıp , bana döndü ve elini çenesinin altına koyup düşünüyormuş gibi bir duruş sergiledi.
- " Ne var biliyor musun ? çok aptalsın. Babanın ve sevgilinin yerinde olsam bende seni istemezdim. Şu haline bak zavallının tekisin. Ah ah ... "
Gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım. Aciz olmaktan nefret ediyorum , bu hayattan , bu odadan , geçmişimden ve geleceğimden nefret ediyorum. Ama en önemliside beni benimle tek başıma bırakanlardan nefret ediyorum. ' Babanın ve sevgilinin yerinde olsam bende seni istemezdim.... zavallısın.... ' Hiçbirzaman normal biri olamadım ben. Ne iyi bir evlat , ne iyi bir kul ne de iyi bir dost. Benim dünyamda kendi duvarlarımı ören ve içeri kimseyi almayan ruhum , sevgiyi tatmamış olan kalbim ve birde ben vardık. Sevmek nedir bilmiyordum belki ama kaybetmekten korkuyordum.
Annemi kaybettim. O sonsuz kokusunu her daim içime çektiğim , düştüğümde elimden tutan ve her ağladığımda kollarını açıp saçlarımı okşayan o essiz kadın...
Babamı kaybettim. Varlığında huzur bulduğum , gülümsediğinde eridiğim ve herşeyiyle örnek aldığım, ilk aşkım...
Merti kaybettim. Belkide bu karmaşık ve bir o kadarda acınası dünyamda bana iyi gelen , ördüğüm duvarların içine aldığım , güvendiğim ve belkide gidişinin en çok acıttığı kişi...
Ve en sonunda kendimi kaybettim. Sonu olmayan bi labirent , çıkışı olmayan bir sokak...
Bazıları şanslı doğar , mutlu ölür ve güzel yaşarlar. İmrendiğim tek şey belkide böyle bir hayattı aslında. Geceleri gökyüzünde yıldızları sayardım, huzuru kulaklıklarımda bulurdum , sessizlik bana aitti , ben sessizliğe....
Tam herşey bitti derken barlarda buldum kendimi , amacım az da olsa unutabilmekti. İçimdeki kasırgaları dindirmek , öfkemi atabilmekti belkide. Ama daha da dibe battım bir kurbanın en son isteği , okuduğu son dua gibi yaşamakta benim için hiçbirşey ifade etmiyordu. En saçmasıysa etrafınızdakilerin yaşadığınız hiçbirşeyi bilmediği halde size olan bakışlarıydı. Acıma....
Yaslandığım duvardan hızla kalkıp birkaç adımda hala iğnelerle uğraşan esmer kadının karşısına dikildim. Birkaç saniye bana baktıktan sonra önüne döndü. Masanın üstünde duran tepsiyi tek elimle yere fırlartım içindeki iğne ve ilaçların yere saçılışını büyük bir keyifle izledim. Öfke benim için damarlarda akan kan gibiydi , hissettiğim tek duygu...Esmer kadın öfkeyle başını bana çevirip
- " Ne yapıyorsun ya sen ! " diye bağırdı. İstemsizce gülmeye başladım. En komiğiyde işte buydu herşeyi ben yapıyordum ama hiçbirşey yapmıyordum. Belkide sürekli ceza alan ruhum artık ceza vermeye başlamıştı. Kim bilir...
- " sen bana az önce zavallı dedin sanırım " gülmem kahkahalara dönüşünce , kadın bu sefer korku dolu gözlerle bana bakmaya başladı. Ani bir hareketle elimi boğazına götürüp , bedenini arkadaki duvara yasladım. Beynim işlevini yitirmiş gibiydi . Konuşmasına izin vermeden elimle ağzını örttüm ve kulağına eğilip nefesimi verdim. Kadın titreyince tekrar gülümsedim hadi ama bu kadar korkak olmak zorunda mıydı ? Tekrar nefes alıp konuşmaya başladım.
-" Sakın bana acıma , emin ol bu zavallı kızın neler yapacağını tahmin bile edemezsin anladın mı doktorcuğum " debelenen kadın belli belirsiz kafasını sallayınca gülümsedim ve ağzındaki elimi çektim ama elimi çekmemle
- " yardım edinn !! " diye bağırması bir oldu. Ne bekliyordum ki sanki buradan tıpış tıpış çıkacağını veya teşekkür ediceğinı falan mı ? Birkaç saniye geçmiştiki içeriye tanımadığım birkaç doktor daha girdi ve kadına saldırmaya çalışan beni tuttular. Kadın korku dolu gözlerle hala beni izlerken tekrar güldüm.
- " Herşey daha yeni başlıyor " dememe kalmadan kolumda hissettiğim iğneyle gözlerimi kapadım ve derin bir uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI
Genç Kız EdebiyatıKaranlık odanın içindeki tek canlı varlık... Genç kız dizlerini kendine doğru çekip duvara daha da yaslandı ve gözyaşlarına izin verdi. Su, geçmişin ve geleceğin altında ezilen umutlarını , mutluluğu ve sevgiyi kaybetmiş olan bir genç kız. En olma...