"Hinata, şuraya bak."
"Ne?"
Kageyama kantini işaret ederken ona doğru gelen topu tutmuş, gösterdiği yere bakmıştı ve baktığı an kocaman bir gülümseme belirmişti yüzünde. "Bak, işe yaramış!"
"Cidden yaramış. Sevindim Tadashi adına."
"Ben de öyle." derken sevgilisinin yanına ilerleyip başını yasladı vücuduna. "Sevgilinle gurur duymalısın."
"Top karşılamayı öğrendiğinde anca." dediğinde çocuktan bir tekme yediği için kaşlarını çatmıştı. "Ne vuruyorsun aptal?"
"Gıcık gıcık konuşuyorsun."
"Haklıyım ama."
"İyi be. Çalışıyorum işte."
"Daha çok çalış. Mesela akşam çalışalım birlikte. Sonra bana gideriz."
Ciddi ifadesinin altında gülümsediğini anlayabiliyordu Shoyo şu an. Kageyama'nın amacı ona kızmak ya da küçümsemek değildi, hem çalışmak hem birlikte daha çok vakit geçirmekti.
"İyi. Geberene kadar çalışırız. Sonra da yatağa taşırsın beni."
"Çok beklersin."
Onların orada konuşmasının yanı sıra kantindeki ikili sessizdi. Tadashi gerginliğinden dolayı sandviçini yiyemiyordu bile. Bu da Tsukishima'nın gözüne takılmıştı.
"Yesene."
"Ha?" dedikten sonra elindeki sandviçe baktı ve hemen bir ısırık aldı Tadashi.
"Bu kadar gerileceksen gideyim, yemeğini bile doğru düzgün yiyemiyorsun."
"Ben şey..afedersin. Alışık olmadığımdan dolayı böyle oldu."
"İnsanlarla konuşmaya mı?"
"Hm hm. Saçmalarım diye çok şey yapamıyorum."
"Etrafımdaki herkesten daha saçma konuşabileceğini sanmıyorum."
Tadashi cevap vermeden önce Tsukishima'nın bakışlarının arkasına yöneldiğini görünce ne olduğunu soracakken omzunda hissettiği elle irkilmişti.
"Afiyet olsun Tadashi." deyip yanından geçen çocuğun arkasından baktı birkaç saniye. Yanında Tsukki olmasa gelip yine aptalca konuşurdu büyük ihtimalle ama yalnız değildi şimdi.
"Hâlâ bulaşıyorlar mı sana?
Tadashi bakışlarını kucağına çevirirken "Pek değil." diye mırıldandı. Zaten çoğu zaman Shoyo ve Kageyama'yla olduğu için sorun olmuyordu.
"Tamamen bırakmalılar. Karşı geliyor musun?"
"Yani..eskisi kadar ezik durmamaya çalışıyorum."
"Şikayet ettin mi onları hiç?"
"Hayır. Daha çok bulaşırlar diye düşündüm."
"Belki de bunu denemelisin. Gerçi, bu aptal müdür bir şey yapmayabilir."
"Hm hm. Artık pek önemi de kalmadı zaten, bu sene sonunda mezunuz."
"Ya yine daha çok yapmaya başlarlarsa? Katlanmaya devam etmeyi mi düşünüyorsun cidden?"
Çocuğun sorusu üzerine Tadashi'nin yüzünde buruk bir gülümseme oluşmuştu. "Başka bir şey mi konuşsak?"
Onun cevabına karşı Tsukishima sesli bir nefes verip "Peki." diye mırıldandığında Tadashi onu sıktığını düşündüğü için kalkmaya karar vermişti, ama bir yandan da gitmeyi istemiyordu hiç. Konu ne olursa olsun oturup onunla konuşmak çok büyük bir şeydi.
"Benimle konuşmak zorunda değilsin."
Tsukishima duyduğu şeye önce şaşırmış, sonra istemsizce gülmüştü. Yamaguchi Tadashi ondan hoşlanmasına rağmen konuşmaya zorlamıyordu onu, gerçi zaten zorlayamazdı da..
"Zorunda hissettiğim için değil. Zorla bir şey yapmam zaten. Hem, o mesajları attığına göre istediğin bu değil miydi?"
"Evet ama kimseyi sıkmak istemem. Hem mesajlarla bu çok daha farklı."
"Düşündüğün kadar farklı değil."
"Bana göre öyle işte. Neyse şey..lavaboya gitmem lazım." deyip ayağa kalkmıştı. "Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Oturup da benimle konuşmak gibi bir şey yaptığın için."
"Buna da teşekkür etme-"
"Sonra görüşürüz!"
Tsukishima çocuğun arkasından göz devirmesine engel olamamıştı. Sinirlendiğinden falan değildi, sadece böyle davranan insanlara pek alışık olmadığından garip hissettiriyordu biraz.
O sırada Tadashi ise koşar adımlarla sınıfına gitmişti. Shoyo'nun yanına giderdi normalde, ama bu sefer gitmek istememişti. Yaptığı şey hakkında ne hissettiğini hâlâ bilemiyordu.