Tehlikeli Sığınak

1.5K 195 405
                                    

Melekler, Tanrı'nın tehlikesinin farkında oldukları için onun sığınağında yaşamaya başlamışlardı. Cennete ilk bırakılan kötülük tohumları şeytanın elinden değil, meleklerin avuçlarından düşmüştü çünkü melekler biliyorlardı ki en tehlikeli sığınaklar, asla sığınak muamelesi görmezlerdi. Melekler en büyük kötülüklerini, şeytanın cennetten sürgün edilmesine neden olarak yapmışlardı ve şimdi cennet en tehlikeli sığınak, şeytanın içinde gizlenmiş olduğu kötülüğü bildiği, aydın karanlık yerdi.

Tek gözü cennetten kendisine atılan bir taşla körleşmiş şeytan, cehenneminden diğer gözüyle izlediği cennete kinliydi ama korkaktı da; zamanında küçümsediği sessiz kullar yüzünden kendisine kızgın ama rahattı da.

Asıl tehlikenin olduğu yerde barınamazdı çünkü.

Melekler o tehlikeli yeriyse bağırlarına basıp, yuvaları yapmışlardı. Bazen susmak en büyük güçtü ve meleklerin dudakları, daha doğduklarında dikilirdi.

Harry, dudaklarının üzerinde dikiş izleri varmış gibi hissediyordu.

Louis, şeytanın kinle baktığı o adamdı.

Louis, Harry'yi almış ve bağrına basmıştı.

Kendilerini izleyen kurt sürüsünün şifacısı Freya'nın tek gördüğü buydu; meleklerini azat etmeyip, cennetine hapseden bir Tanrı. Onlar, tıpkı bunun gibiydi işte.

Freya'nın zihninde bir ses çınladığında yaşlı şifacı yeşil gözlerini kıstı. "Yanında olduğu her an, mührü yok olmaya devam edecek."

Bu, Nirvana'nın sesiydi.

Yattığı yeri olduğu gibi kanla ıslatmış olan vampirin ayakucuna uzun siyah elbisesini sürüye sürüye gitti, ardından asasının ucuyla yer yatağından tahta zemine düşmüş olan sol ayağın, bileğinin iç kısmını kendisine doğru çevirdi.

Vampirin bileğinin iç kısmındaki mührün güçlü enerjisini hissedebiliyordu ve hayatı tehlikede olduğu için bileğini tıpkı bir pranga gibi sarmış olan mühür tüm kırmızılığıyla ortaya fırlatmıştı. Ancak şimdilik o ip inceliğindeki kırmızı şerit sadece bileğine dolanmış vaziyetteydi ve bir uzantısı bulunmuyordu.

Çünkü bir kapının iki anahtar deliği olmazdı.

Ama iyi haber, Louis en azından artık yedek anatardı.

"Artık omegayı al ve git."

Nirvana'nın sesi yeniden zihninde dalgalandığında, mühürlere iyi ya da kötü anlamda müdahale etmeleri yasak olsa bile yapması gerekeni yaparak, "Niall," diye seslendi kapının ardında, kendisini bekleyen alfaya.

Sürülerindeki karışıklık yüzünden bölgeye geri dönmek zorunda kalan gezgin alfa, Freya'nın isteği üzerine karışıklık daha da büyümesin diye omegayı bizzat almaya gelmişti. Gezgin alfaların böyle meselelere karıştığı pek görülmezdi, ancak sürü liderleri ve oğulları Zayn Malik'in omegayı alıp geri getirmesini bekledikleri her saniye biraz daha çıldırdıkları için artık güçlü, sözü geçen ve güvenilir birisinin olaya dahil olması gerekmişti.

Gezgin alfaların sözü, en az sürü liderlerinin sözü kadar geçerdi çünkü onlar yeni sürülerin temellerini atmak gibi önemli bir görevi, tüm hayatları boyunca omuzlarında taşırlardı. Başı boş kurtları organize ederek onları sürüler hâline getiren alfaların da sürüsü olurdu, hatta sürülerin önemi de, organize ettiği sürücüklerle paralel olarak artar, saygınlık kazanır, bünyesindeki üyeleri bu şekilde çoğaltırdı.

Niall, sadece sürüye geri götürmesi gereken omeganın varlığından haberdar olduğu için odaya girdiği anda, ancak güçlü bir vampirin yayabileceği soğukluğu teninde hissetmesiyle birlikte gözleri ânında odadaki düşmanına saplandı.

𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐁𝐨𝐫𝐧 𝐎𝐟 𝐁𝐥𝐨𝐨𝐝//𝐋𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐒𝐭𝐲𝐥𝐢𝐧𝐬𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin