Bağ

979 139 307
                                    

*Tetikleyici unsur uyarısı*

Bölümde taciz ve adam öldürme gibi sahneler bulunmakta, rahatsız olacaklar okumasınlar. Okuyacaklara keyifli okumalar dilerim.

Adımlarını, yalnızca günü kurtarmak için yaşayan ve yarınını asla düşünmeyen birisi gibi telaşla birbiri ardına atıyordu; bugün onun birikimi, bugün onun kurtuluşu, bugün onun felaketi olabilirmiş gibi.

Ancak arkasında bir alfa varken ne kadar hızlı koşarsa koşsun başarılı olamayacaktı ve bunu bilmesine rağmen, bileğindeki acı yüzünden acıyla inleyerek adımlarında bugününü engelleyen endişeli yarınlar varmış gibi tökezleyip dengesini kaybedince, korkuyla karışık hırsla bağırdı.

Acıyan dizlerini mi tutsa, yoksa sol bileğinde yangın varmış gibi hissettiren deriye mi sarsaydı parmaklarını, bilmiyordu. Ama zamanı yoktu, günü kurtarması gerekiyordu. Karanlığa bulanmış gökyüzü, ormanı iyice siyaha kurban etmişti ve bu durumun kendisinden yana olmasını ümit ediyordu yeniden kalkıp koşmaya başlamadan önce.

Ama çoğu şeyde olmadığı gibi, bu durum da ondan yana olmadı.

"Dur!"

Duyduğu emir, adımlarının aniden kesilmesine sebep oldu. "Hayır," diyerek fısıldayışında, yalnızca günü kurtarmaya çalışan bir gencin en sahici korkusu vardı. "Hayır, hayır, hayır..."

Yeniden adım atmaya kalktığında, "Tek bir adım daha atmayacaksın, omega," deyişini duydu alfanın. Bu alfa, Jack'ten başkası değildi. Sürünün ortasında babasıyla işbirliği yapıp kendisini zorla mühürlemeye çalışan, eskiden âşık olduğu alfa Jack.

"Gerçekten yanına kalacağını sandın, değil mi?"

Adım seslerine karışan kelimeleri, damarlarında akan kanı yavaşlatacak kadar korkutucuydu. Belinden uzanarak karnına sarınan elleri hissetti, sonraysa ensesine vuran sıcak nefeslerin iğrendiriciliğini. Hemen arkasında duran alfa, "Onun adını seslendikten sonra seni kurtaracağını bilen bir hainsin, ama o şu an yok," diye fısıldamıştı.

Karnından aşağı inen sağ el yüzünden korkuyla titreyişi Jack için hiçbir anlam ifade etmediği için, "Hain olanın sen olduğunu bile bile, senin için başkasını ortaya atmıştım," diyerek rahatlıkla konuşmaya devam etti.

Harry, onun bu son kontrollü cümlelerindeki şehvete kapılmaya başlamış olan sesi duyabiliyordu. "Bana âşıktın, benimle mühürlendiğinde her şey düzelecekti ve âşık olduğun alfaya ait olacaktın."

Jack'in eli, eşofmanının lastiğinden içeri sızmaya kalktığında, "Yapma," dedi korkuyla.

Ama Jack durmadı ve elini omeganın eşofmanından içeri daldırarak, "Neden?" diye sordu. "O sana çoktan dokundu ama, değil mi?"

Güçlenen alfa fremonları, Jack'in kullanmaktan çekinmeyeceği en büyük hamlesiydi. Omega, onun kokusuna mutlaka teslim olmak zorundaydı. İstese de, istemese de. O, tüm sürüye ailesini rezil etmekle kalmayıp, sürüyü vampirlere teslim eden bir haindi. Bu yüzden hem Harry'den, hem de vampir Louis'den intikamını alacaktı ne olursa olsun.

Fremonlarını biraz daha kuvvetlendirdiğinde, kolları arasına kenetlediği omeganın ağlamaya bağladığını hissetmesiyle güldü. "Neden ağlıyorsun?" diye soruşunda bariz bir alay ve küçümseme vardı. "Bir vampire iğrenç bedenini teslim ederken sorun olmuyor, ama ben dokununca mı masum ayağına yatıyorsun?"

Öfkeyle bağırdı: "Söylesene!"

Harry, şiddetli hıçkırıklarla şişip alçalan göğüsü ve yanaklarından sicim gibi akan gözyaşlarıyla verdiği karşılık yüzünden daha çok tepki aldı. Jack'in onu çevirip, suratına şiddetli bir tokat çarpması gibi.

𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐁𝐨𝐫𝐧 𝐎𝐟 𝐁𝐥𝐨𝐨𝐝//𝐋𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐒𝐭𝐲𝐥𝐢𝐧𝐬𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin