BİLİNMEZLİK

20 3 5
                                    

Keyifli okumalar :)

Zehra'nın ağzından

Bir saattir kıpırdamadan karşımdaki yıkıma bakıyordum. Bu kadar kısa bir sürede nasıl da yıpranmıştı....
Aklım almıyordu bir türlü, 'kim? Neden ona zarar vermeye çalışsın ki?
Bu masum kızın kime ne zararı dokunmuştur ki?' Diye geçirdim içimden. Mevsim kriz geçirdiğinden beri aklımda bir sürü soru işareti oluşmuştu. Allah bilir onun aklında ne kadar soru işareti vardır...diye düşünmeden edemedim.

Saatlerdir durmak bilmeyen göz yaşlarım tekrar ve tekrar akmaya başlamıştı. Canım kardeşim benim Allah bilir içinde ne fırtanalar kopuyordur...

Çömeldiğim yerden ayağa kalkıp cama doğru yürümeye başladım. Ayaklarım uzun süredir hareketsiz kaldıkları için birkaç defa hareket ettirip öyle devam ettim yürümeye. Camın önüne gelince ağlamam şiddetlenmiş ve omuzlarım sarsılmaya başlamıştı.

' Allah'ım noolur yardım et. Senden başka gidecek hiç bir kapım yok noolur bana bir çıkış yolu göster. Nolur kardeşimi bu cehennemden çekip kurtar....' Amin.

Başımı çevirip yatakta gözyaşları içinde kalmış kardeşime baktım. O büyük krizi geçirdiğinden beridir böyle ağlayarak ufak krizler geçiriyordu. Hemşire olduğum halde ve bu konularda soğunkanlı davranmam gerekiyorken, ki öyleyim, ama iş Mevsim'e gelince elim kolum bağlanıyor, hatlar kopuyordu. Her seferinde çok korkup panik yapsam da Hüseyin amca bu krizlerin normal olduğunu, sık sık olacağını ve kısa süreceğini söylemişti.

Yatağına yaklaşıp baş ucundaki sandalyeye oturdum. O hâlâ ağlamaya devam ederken odanın sıcaklığına rağmen buz tutmuş ellerini avucuma aldım. Bende onun gibi ağlıyordum....

Başımı tuttuğum ellerinin üzerine bırakıp Ayetel Kürsi okumaya başladım. Birkaç defa üst üste okuduktan sonra krizinin durduğunu kaskatı kesilen vücudunun gevşemesinden anladım. Ardından kapının hızla açıldığını işittim. Başımı kaldırdığımda ise başka bir yıkımla daha karşılaşmıştım.....

🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂

Yorgun gözlerimle öylece karşımda bir o tarafa bir bu tarafa koşuşturan Zeharaya bakıyordum. İyi miydim? Hayır. Peki kötü müydüm? O da hayır. Sadece.....
Hissizdim. Tamamen hissizleşmiştim. Duygularım hissizleşmişti....
Ya da ne durumda olduğum hakkında bir fikrim yoktur diye düşündüm. Bir bilinmezlik içindeydim....

Hüseyin amca günler sonra çıkabileceğimi söylemişti. Tabi ondan önce bütün arkadaşlarına muayene ettirmiş hepsine tahlillerimi göstermişti.
Hiç birini ne dediğini bilmesem de sadece birinin 'bu kızın bir psikolog tarafından tedavi görmesi lazım hüseyin yoksa işler daha kötüye gidecek' dediğini duymuştum. Duyduklarımdan sonra ise hiçbir şey düşünmek istemiyordum. O doktorun ve belki de diğerlerinin de bana deli gözüyle baktıkları bariz belliydi. Her ne kadar Hüseyin amca ve Zehra o gözle bakmıyor olsa bile...

Şimdi de taburcu olmuş, eve gitmek için hazırlanıyordum. Ayağa kalkmaya yeltendiğimde Zehra koşuştura koşuştura yanıma geldi.

"Ya bi dur iki dakika yerinde be..."

Ellerini omuzlarımın üzerine bastırıp beni tekrar yatağa oturttu. Oflayarak gözlerimi devirdim.

"Ben çocuk muyum Zehra? Bırak da sana yardım edeyim"

"Gerek yok Mevsim sen ayağa kalkma da....zaten yeterince yardımın dokunuyor"

Omuzlarımı düşürerek bir süredir yaptığım gibi ona bakmaya başladım tekrar.

"Tamam be ne yaparsan yap"

Her zaman olduğu gibi agresif tavırlar sergileme çalışıyordum. Çünkü onu daha fazla korkutmaya ve endişelendirmeye hakkım yoktu. Yarım saatin sonunda herşeyi toplamıştı, ben de bu süre zarfında onu izlemiştim. Yerden doğrulup ellerini sirkelermiş gibi birbirine sürttü.

Leyl-i Matem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin