SİLİK ANILAR

27 3 0
                                    

Keyifli okumalar :)

Şu yaşadığım ömür boyunca çoğu kez düştüm. Yeri geldi ağladım, yeri geldi ağlamaktan yorulduğum için sadece sustum...

Ama her düştüğümde tekrar kalktım ayağa. Çünkü yanımda beni tekrar ayağa kaldıracak kimsem yoktu...

Her kalktığımda yeniden başladım hayata, her kalktığımda bir adım daha attım yalnızlığa.

Şunu çok iyi anladım, Yalnızlık tek başına kalmak değilmiş aslında... yalnızlık, kendinle baş başa yaşamak demekmiş...

İçimde küçük bir kız çocuğu vardı, kalbimin en derin, en tenha köşesinde yer edinmişti kendine. Yere düştüğümde benim değil, kalbimdeki küçük kızın dizi kanıyordu. Bende sadece kan aksa da acıyı çeken oydu.

O benim kaybolan hislerimdi...

Yaklaşık 2 saattir gözümü camdan ayırmamıştım. Odam en üst katta olduğu için baktığım yerde hastanenin bahçesindeki kavak ağacının yaprakları ve birkaç bulut vardı. Manzaramdan gayet memnundum ama yine de bu sonsuz mavi içimdeki karanlığı aydınlatmaya yetmiyordu...

Beynimdeki düşünceler benden bir parça daha koparıp giderken kapım iki kere tıklandı. Başımı çevirmeden kimin geldiğini anlamıştım. Sağımdaki sandalyeye otururken camdan yansımasını gördüm. Hafifçe boğazını temizledi. Konuşacağını anladığımda ondan önce ben davrandım.

"Hüseyin amca..."

Konuşacağımı anlayınca tüm dikkatini bana vermişti.

"Buraya ilk geldiğim gün... herşeyimi kaybettiğim gün..."

Boğazıma oturan yumru hiç gitmeyecekmiş hissi verirken müsaade ettiği kadarıyla derin bir nefes çektim içime.

"Ne düşündün hakkımda kim bilir..."

Bu bir soru değildi, kendimi gerçeklere inandırma yöntemimdi. Herkesin benim hakkımda aynı düşündüğünü ve bana acıdıklarını...

"Ne kadar zavallı, ne kadar çaresiz dedin..."

Öyleydim.

"İçten içe acıdın belki de...diğer herkes gibi."

Sertçe yutkundum. Her cümlemde nefes almam biraz daha zorlaşıyordu.

"Ama biliyor musun Hüseyin amca, ilk seferde de her zaman içinde senin diğerleri gibi düşünmemeni umdum. En azından biri beni görsün... yüreğimdeki acıyı, çaresizliği görsün ama hiçbir şey yokmuş gibi davransın istedim. 'umarım bana acımaz ve diğer çocuklara davrandığı gibi davranır' dedim içimden..."

Buna çok ihtiyacım vardı. Her şeyimi kaybettiğim halde etrafımdakilerin bana hiç bir şey olmamış gibi davranmasını istedim. Meğerse çok şey istemiştim...

Sadece Hüseyin amca dile getiremediğim isteğimi yerine getirmişti.

Burukça gülümsedim, aynı anda gözümden bir yaş süzülüverdi. Hâlâ başım cama dönükken yansımasından onun da ağladığını gördüm.

"Öylede oldu. Hiçbir zaman bana acıyarak bakmadın. Dediğini yapmadığım zaman beni azarlardın tıpkı diğer çocuklar gibi...
nasihat ettiğin zamanlarda oldu, bana güç verdiğin zamanlarda."

"Sen farklıydın, diğer herkesten..."

Burnumu çekip derin bir nefes aldım.

"Eksiklerimi hissetmeme müsade etmedin..."

Leyl-i Matem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin