"Sadece sen varsan, kalırım bu kötü dünyada."
Yıllar yıllar evvel
"Hemen müdahale etmemiz gerekiyor, efendim odaya götürmemiz lazım."
Sesler beynimde dönüyordu. Hiçbir yerimi hissetmiyordum. Etrafımda sanki bir şeyler oluyordu ve ben de uyuyordum. Öyle hissediyordum.
"Tamam ben taşırım onu. Siz gereken şeyleri toparlayın. Prens Taehyung ve Prens Jungkook'a haber gönderin."
Boşluktaymışım hissi kendini bulutların arasındaya bıraktığında gözlerimi açmak için aşırı çabalıyordum ama açılmıyordu.
"Yuna, beni duyuyorsun değil mi?"
Açabilsem gözlerimi, duyduğumu ona söyleyecektim ama olmuyordu.
"Ben burdayım, yanındayım. Tamam mı güzelim? İyi olacaksın."
Sesindeki telaşı tam tersini söylüyordu sanki. Durumum nasıldı ki? Nasıl gözüküyordum?
"Buraya yatırın efendim." Başka birinin sesi kulaklarımı doldurduğunda Jimin'in sesine sarılmak, sesine saklanmak istemiştim.
Birkaç saniye sonra artık havada hissetmiyordum. Hatta hiçbir şey hissetmiyordum.
"Sağ kolu ve bacağına çok ağır darbe almış, başının arka kısmında nedenini belirleyemediğimiz bir kanama var."
Bu kadar fazla darbe almışken hiçbirini hissetmemem korkmama neden oluyordu. Yorgun hissediyordum. Hatta çok yorgundum.
"İyileştireceksiniz onu. Bu hiçbir şey, o dayanır."
Keşke kendimden ben de bu kadar emin olabilseydim diye geçirdim içimden. Hissizlik başımı döndürürken hekimin benimle ilgilendiğine beni incelediğine emindim.
"Bizi asıl korkutan başına aldığı darbe efendim. Eğer kanamayı durduramazsak kaybederiz onu."
Ölüm çanlarının yaklaştığını ilk defa bu kadar yakından hissetmek ruhumu kamçılamıştı.
"Güzelim." Tek kelime ile tekrardan hayata dönüyordum. Gitmeye hazır mıydım oysaki?
"Biliyorum dayanmak zor, ama senin dayanmak için çok güzel sebeplerin var. Bu hiçbir şey, sen çok güçlüsün. Ben tanıyorum seni."
Sesi beynimden çıkıp boşlukta dağılmaya başladığında vücudum tamamen hissizleşti. Buraya kadardı sanırım. Oysa onun hakkında o kadar merak ettiğim şey varken böyle gitmek yakışır mıydı bana?
"Sana daha yüz yüzeyken söyleyemediğim bir şey var. Sanırım senin de var."
Karanlığın içine tamamen hapsolurken çok küçük bir an elini elimin üzerinde kenetlenmiş olduğunu hissettim.
"Yuna ben senden-"
Günümüz
Kulaklarımda belli belirsiz uğuldayan ses yerini ambulans sirenine bırakırken gözlerimi açamadım.
"Sağ kolu ve bacağı kırık, yüzünde ve boynunun alt kısımlarında cam kırıkları izleri var. Nabız düşük, solunum az. Hasta kendinde değil."
Kim için söyleniyordu bu sözler? Benim için miydi? Vücudumu hissedemiyordum. Sadece sesler vardı.
"İyileşecek ama değil mi?" Ancak bu sesi bedenim uyuşsa bile ruhum hissederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçekliğin 7 Yüzü|BTS|
FanfictionKehanetleri yüzünden beraber büyüyüp kardeş gibi olan 7 gerçek prens.. Ve aralarından içinde tuhaf negatif bir enerji taşıdığı yüzünden saraydan kovulan 1 kötü prens.. Zamanı geldiğinde Eris Krallığı'na beraber hükmedecek 7 kral, ve büyüyüp kendi hü...