'Seçim'

59 4 4
                                    

Jackson'un gelmesi ikimizi de huzursuz ederken Jimin homurdanarak yataktan kalktı ve kalkmamam için beni tembihledi.

Fakat neden geldiğini de merak ediyordum. Biliyordum boşuna gelmemişti o. Bir sorun çıkarmaya yer arıyordu.
Huzurumuzu bozmasından çekinmem beni harekete geçirmişti. Yavaş hareketlerle ses çıkarmamaya çalışarak yattığım yerden kalktım ve kapıya doğru ilerledim.

Siyah kapının kulbunu çevirerek açtığımda girişte Jackson'ın ve onun önünde yedisinin de durduğunu gördüm.

"Hayırdır, bu saatte bir sorun mu var Jackson?" Namjoon'un sesi evin girişini kaplamıştı.

Jackson onlara doğru yavaşça bir adım daha atarak gülümsemesini artırdı.

"Sadece Yuna'yı merak etmiştim. Yapabileceğim bir şey var mı diye sormak için geldim."

Ellerini arkasında birleştirip evin içinde gözlerini gezdirmeye başladı ve tam o anda göz göze geldik.

Kaşlarımı çatmış onu izlerken Jimin boğazını temizledi.

"Merak etme senden önce biz varız onunla ilgilenecek. Gelmene gerek yo-"

"Jimin." Namjoon, Jimin'in lafını bölüp araya girdiğinde ortamın daha da gerilmesini engellemiş oldu.

Buradan bile Jimin'in gözlerindeki öfkeyi ve siniri hissedebiliyordum. Jimin de sevmiyordu onu işte. Hem de daha asıl kimliğinin ne olduğunu bilmeden.

"Gördüğün gibi Jackson, her şey iyi. Biz burada yedimiz de onun için her şeyi yaparız. Biz hallederiz yani."

Jackson'ın gözleri son kez beni buldu ve dudaklarını birbirine bastırarak gülümsedi.

"Tamamdır o zaman. Benim burada işim bitmiş anlaşılan. Hepinize iyi geceler diliyorum." Arkasını döndü ve geldiği kapıya doğru ilerledi.

Gittiğinden iyice emin olduktan sonra kapıyı kapattım ve tekrar yatağa gittim.
Bu kadar basit her şeyi kabullenip gitmesi tuhaftı. Bir nedeni olmalıydı.

Her zaman onun bir adım önde olması canımı sıkmaya başlamıştı.

Ellerimi yastıkta dağılmış saçlarıma götürdüm ve örmeye başladım. O anda kafama dank etti. Buraya gelip yaptığı tek şey emin olmaktı. Benim üyelerden herhangi birine bir şey anlatıp anlatmadığımı anlamak için gelmişti. Ve cevabını da almıştı. Söylemediğimi anlamıştı.

Kapının tıklanmasıyla yerimden sıçradım. Kapının ardından Tae gözüktüğünde gülümsedim ona.

"Korkuttum mu?" Gülerek yanıma geldi ve yatağın kenarına oturdu.

"Jackson.." diye başladım cümleye nefes alarak. "Sinirlerimi bozuyor."

Hafifçe gülerek gözlerini duvarda duran portrelere çevirdi.

"Fakat en azından senin bir şeyleri hatırlıyor olup beni anlaman içimi rahatlatıyor Tae." Elimi omzuna götürüp bana bakmasını sağladım.

"Hepinizi çok özledim ben." Sözlerimin arasında elimi iki elinin arasına aldı ve derin bir nefes aldı.

"Bir şeyleri bilmem beni ne kadar mutlu etse de Yuna, senin için bir tehlike oluşturuyor olmam beni korkutuyor. Ölümüne sebep olmak istemiyorum."

Sonlara doğru bakışlarını benden kaçırmış yere odaklamıştı.

Dudaklarımı yaladım ve sertçe yutkundum.

"Sizin iyi olmanız benim için en önemli şey."

Söylediğim şeyin ardından hızlıca kafasını bana döndürdü.
"Bu kadar kolay kendi hayatından vazgeçmeni kabullenemem Yuna."
Ağzımı açıp bir şey diyeceğim sırada yataktan hızlıca kalktı.

Gerçekliğin 7 Yüzü|BTS|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin