'Anne'

170 11 4
                                    

Yıllar yıllar önce...

Ağacın son yaprağı da ağacını terk ederken düşen yaprağı elimle kaptım ve solmuş, kahverengiye dönmüş halini inceledim.

Bir gün biz de böyle solacak, yaşam enerjimizi kaybedecektik. Bana bunu hatırlatmıştı.

Ağacın çırılçıplak kalması onu savunmasız bırakmıştı sanki.
Tıpkı benim Jimin'in karşısında savunmasız kalmam gibi.

Ellerim heyecandan, korkudan karışmış halde titriyordu. Hem mutluydum hem de gergindim.
Aslında aşırı mutluydum. Jimin uzun günlerin sonunda vücudundan zehri atabilmişti ve tamamen iyileşmesine çok az kalmıştı. Her şey güzeldi aslında.
Tek küçük kötü bir ayrıntı vardı bu hikayede o da bendim.
Jimin uyandığı gibi ilk beni sormuştu. Yani Tae bana söylemişti. Nerede olduğumu, benimle konuşmak istediğini söylemişti.

Ben de köşe bucak kaçmıştım.

O hasta yatarken ondan hoşlandığımı söylemiştim ve sanırım her şeyi duymuştu.
Çünkü karşısına çıkacak kadar korkaktım. Bana diyeceği herhangi bir şeyden değil de, ya bir daha onu hiç görmeme izin vermezse diye korkuyordum.

Bunlar kafamın içinde dönüp dolaşırken arkamdaki yere düşmüş bir yaprağın çıtırdama sesini duyduğumda kalbim tekledi.

"Sonunda buldum seni."

Günümüz

Hastane koridorunun soluk beyaz duvarları içimi baydığı sırada beni düşüncelerimden koparan şey Jimin'in alındığı özel odadan doktorun çıkmasıydı.
Tüm ekip buradaydık. Tüm üyeler, menajerler hatta Yu Jin bile.
Hızlıca ayağa kalktım ve doktorun karşısına dikildim.

"Durumu nasıl? İyi olacak değil mi doktor bey?"
Telaşlı sesimi duyan herkes ayağa kalkmış etrafımıza üşüşmüştü.

Doktor güler yüzüyle ilk bana sonra diğer herkeste gözlerini gezdirdi.

"Merak etmeyin. Şu anda çok iyi. Onu neyin böyle yaptığını bilmiyoruz fakat tahminimce yorgunluktan, stresten olabilecek şey. Biz yine de testlerimizi yapacağız."

İçime sanki su serpilmişti. O kadar çok endişelenmiştim ki onun için.

"Görebilir miyiz peki onu?" Tae'nin sorusuyla doktor bakışlarını ona çevirdi ve kafasını onaylar biçimde salladı.

"Tabiki de. Hemşire Selda hanım sizinle ilgilenir."

Üyeler daha fazla beklemeden Jimin'in bulunduğu odaya gittiklerinde duvara yaslandım ve derin bir nefes aldım.

"Yuna'ydı değil mi?" Bir anlık kapattığım gözlerimi adımı duymamla açtım ve kafamı sola çevirdiğimde Yu Jin'in meraklı bakışlarıyla karşılaştım.

Sırtımı duvardan çektim ve karşısına dikildim.

"Evet." dedim keskin bir sesle.

Kırmızı rujunu gözüme sokar gibi dudaklarını birbirine bastırdı.

"Benim adım da-"

"Yu Jin, biliyorum." dedim sözünü keserek.

Hareketleri bir anda donuklaşsa da kendini toparladı ve boğazını temizledi.

Gerçekliğin 7 Yüzü|BTS|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin