Ölen kişiden kalan acı verici hüzülü eşya

245 10 15
                                    

Merhaba arkadaşlar nasılsınız? Uzun bir zaman sonra selam vermek istedim.. tabi hala buralarda birileri varsa bu gece beni okurken çok etkileyen bir şeyi paylaşmak istedim ikinci yazılan şey bir köşe yazarından fakat benzer olduğu için koydum.. iyi ağlamalar ya da kıymeti anlamalar..

13 yaşındaydım. Yaz tatili için anneannem ve dedemle köyde kalıyordum. Bir sabah dedem erkenden kalkmış,güzelce giyinmiş, kokulanmış beni uyandırdı. "Ben şehre iniyorum kızım bir şey istiyor musun" diye sordu. ben de sabahın köründe beni uyandırdığı için sinirlenip dünyanın en gereksiz atarını yaptım. Aşırı huysuz bir şekilde "falım sakız al, buranın bakkalındaki sakızları beğenmiyorum" deyip kıçımı dönüp geri yattım.

Dedem şehre gittiğinde karşıdan karşıya geçerken bir dolmuşun kendisine çarpması yüzünden birkaç gün hastanede yatıp sonra da öldü. Şehir merkezinde işleri olduğunda hep elinde taşıdığı içine evraklarını koyduğu küçük kahverengi çantası vardı. Hastane cenaze vs süreci geçtikten sonra annemle çantasını açtık.
İçinden 10 a yakın falım sakız çıktı. Günlerce o sakızlara bakıp bakıp ağladım. Şımarıklığıma,domuzluğuma öfkelendim. O sakızlar bana bazen çok basit olarak görebileceğin bir nezaketsizliğin nasıl ömürlük bir pişmanlığa dönüşeceğini öğretti.

Hatırladıkça burnumun direği sızlar. Hiç geçmeyeceğini bildiğim bir hüzne kapılırım.






Farklı bir yazı
*
*

Hastalıkta sağlıkta yanında olacağına söz veriyorsun ama bir gün o hastalanıyor ve sen toplantıda olduğun için yanına gidemiyorsun. Akşam televizyonda bir filme denk gelip kanepede yanına kıvrılmak geliyor içinden ama sabah yedide kalkman lazım. Sabah mırıl mırıl sarılıp biraz daha uyumak istiyorsun ama dokuzda işte olmalısın. Öyle birkaç kez gecikirsen atılırsın. O zaman ev kirasını, kredi taksitini ödeyemezsin, buzdolabına mama koyamazsın ve artık birbirinizi sevmemeye başlarsınız.

Bir insanı sevip birlikte bir hayat kuruyorsun ama onu günde sadece üç saat görebiliyorsun. Çocuğun oluyor, hasta oluyor, elini alnına koyup "geçti bak yok bir şey" diyemiyorsun. Ona mutlulukla hatırlayacağı çocukluk anıları bırakamıyorsun. Onun nasıl güzel güldüğünü, nasıl güzel oynadığını, senin adını ilk nasıl söylediğini göremiyorsun. Fırtınalı bir okul çıkışında sürpriz yapıp elinden tutamıyorsun.Bütün günün hastalıkta sağlıkta yanlarında olacağına yemin ettiğin ailenle değil, başkalarının yanında geçiyor.

Hayatımızı sevdiğimiz insanlarla geçiremeyeceksek niye yaşıyoruz? Onlara sarılmak için akşam olmasını bekleyeceksek, akşam sarılmaya çalışırken sadece hayatımızın çözülmesi gereken sorunlarını konuşacaksak, ortak hayatımız sadece problem çözmek haline gelecekse ve biz bu yüzden birbirimizden bıkacaksak niye aile kuruyoruz?

Birlikte yemek yapamadığımız, misler gibi sofralar hazırlayamadığımız, "Sen soğanları doğra, salatayı ben yaparım" demediğimiz insana karı, koca ya da sevgili diyebilir miyiz? Bunu yapamıyorsak, yaşadığımız hayata hayat diyebilir miyiz?

İnsanın bir ailesi yoksa hiçbir şeyi yoktur. Ailenin tanımı da kadın-erkek-çocuk-kardeşler değildir. Dostlar da ailedir. "Haberleşelim" diye kapatılan telefonun ucundaki sesler, bir kahve bile içemediğimiz, alelacele bir araya gelip dağıldığımız, başımıza bir hal gelince aklımızdan, karnımızdan konuştuğumuz insanlar da ailemizdir.

Geçip giden her an bir anı ve mutlu anılar biriktirerek yaşamaktan daha önemli bir şey yok. Her şeyi, herkesi yitirdikten sonra o anlar kalıyor. Geçip giden koca bir hayatın tek tesellisi parmaklarınla toplayabildiğin hatıralar, hepsi o kadar. Güzel anıların yoksa dünyanın tapusu üzerine olsa ne olur ki?

Ne bütün gün ısıtıp içinde oturamadığımız evlere, ne üzerinde oturup eskitemediğimiz koltuklara sahip olmanın bir anlamı var. Özleyecek bir kokun, kolun kanadın kırıldığında bütün yükünü bırakacağın bir kucağın olmadıktan sonra parayla aldıklarını ne yapacaksın?

Bir gün her şeyini bir anda yitirebilirsin ve geriye sığınacağın anların kalır. Biriktirebildiysen şanslısındır.

Perihan Özcan

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 16, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kısa Duygusal HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin