Bölüm 1: Katil

67 6 3
                                    

  Tarih: 26 Ekim 2021

    - Kural 1 -
'Katili Öldürmezsen O Seni Öldürür... '

                                       

I wanna die, wanna die
But I don't just want to die


You'll arrive, just in time

Justst in time to stop me

All the pain that you gave me, I want it all to stop

Yet it's not, not enough

...

Kore - Seul

Derin acılarla geçen hayatımın sonsuz bir çemberindeydim.
Her yaşadığım şey bana bir iz bırakırken, tek bir şey diyordum' Neden ben ?'

Her şeyi ağlayarak çözemezdim.

Şu güçsüz bedenim dayanamayacak bir hal alırken, elimde ki metali bir kez daha oynattım.
Fakat olmadı...
Beni durduran bir şey vardı, her kötü bir şey yapacakken beni durduran bir şey.
Dalgın gözlerle gecenin karanlığın da gözlerimi gezdirdim. Bana sırıtırcasına parlayan yıldızlara kaydı gözüm.
Bir yandan hafif kanayan kolum ile.
Aslında asıl kanayan ruhu paramparça olan bendim...
Ama kimse anlamadı.

-Yaptığın  kötü bir şey değil-

Hayır, kötü... Yapmamalıydım. Kimseye bir faydası yok.
Acı çekmenin ne zaman birine bir faydası oldu ki?
Ne tuhaf değil mi ?
Kendi isteğin ile acı çekerken, kendi isteğin ile acını dindirememek.
Bir kaç yaş süzüldü yanağımdan aşağıya, mezarı sulayan su gibi ıslattı suratımı.
Sona gelmiştim.

-Güçlü durmak zorundasın-

Ne komik değil mi?
Güçlü olmalıyım. Çünkü her şeyimi kaybettim. Şu pis dünya da tek başınayım.
Ellerimi saçlarım geçirdim. Hıçkırıklarım odada yankılanırken, kolum acıyordu. Fazlasıyla hemde.
Bir çığlık odayı doldurdu. Gözlerim etrafta buğulu bir şekilde geziyordu. Derin bir nefes alıp verdim. Aniden gelen dinginlik ile ayağa kalkıp banyoya adımladım.
Ne yaptığımın farkında değildim sadece beynim neyi yapmam gerektiğini söylüyor ben de yapıyordum. Gözlerimin yarı yamalak gördüğü koridorda ilerleyip, banyoya vardım. Elimle ışığı açtığım da ışık gözlerimi acıtmıştı. Işığa yüzümü buruşturarak baktıktan sonra ilk yardım dolabına ilerledim. Aldığım sargıya bor kaç saniye baktıktan sonra koluma sarmaya başladım. Küçük bir yara olsa bile canımı çok yakıyordu. Yara ne kadar küçük olsa da acı hep aynıydı. Kolumla işim bittikten sonra yavaşça aynaya doğru ilerledim. Gözlerimi tek bir noktada sabitlemiştim. Bana ait olduğuna inanamadığım suratıma.
Çökmüştüm.
Bitmiştim.
Sakince bakışlarımı bana gerçeği gösteren aynadan çekip, banyodan çıktım.
Gerçeği görmediğin zaman hayat daha kolaydı ama her yer ayna olunca gerçekten kaçamazdık.
Koskoca evde tek başımayım.
Yalnız olmak kötü bir şey mi ?
Kişisine göre değişir ama bana göre değil.  Ev dediğin anne, baba ve çocuktan oluşur. Fakat burada evden başka bir adet enkaz vardı
Burası ev değil mezarlıktı.
Çıkmış olduğum balkonda gökyüzüne bakmak yerine karşımda ki en işlek sokağa baktım.
Ah şu yalnız insanlar.
Hep bir koşturmaca bir telaşe içinde, bir o yana bir bu yana koşturuyorlardı.
Hayat akıp gidiyordu, kimisi için mükemmel kimisi için berbat.
Şehrin sesi kulaklarımı tırmalıyordu. Bir lüks Rezidans'ın en üst katında bıkkınlık içinde gözlerimi gezdirmeye devam ettim.
Benimkisi hayırsız bir zenginlikti, param olsa bile mutlu değildim.
Gözlerimi kapattığım anda içeriden gelen ses ile bir hışımla gözlerimi açtım. Sorarca etrafa bakarken, aklından zilyon tane soru geçiyordu. 
Evcil hayvanım evde değildi.
Kimse bnden izinsiz içeri giremez.
Sanırım benimde sonum gelmişti. Böyle bitmemeliydi, bitemezdi.
Korkakça gezdirdiğim bakışlarıma inat dimdik duruyordum.
Sırtım balkon demiri ile buluşurken, korkusuzca gözlerimi etrafta gezdirdim.

KURGU (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin