3:Bölüm: Kaderin Oyunu

36 4 2
                                    


Kural : Fazla Güvenden Karlı Çıkmazsın.

Kulaklığı kulağıma tekrar taktığım da çalan şarkı bana şunu diyordu;

' Somebody's Is Watching Me ' 

Bu bir kader mi yoksa bir oyun muydu ? Sanki ben dışın da müziğim bil hissetmişti bazı şeyleri. Müziği sevdiğimden kulağım da çalmasına izin verdim. O sırada pencereden dışarıyı izlerken, bir el omzuma dokundu. Ardından tek kulaklığımı çıkarı baktım. 

- Yanınız boş mu Hanfendi ? "

Benle aynı yaşta olduğunu düşündüğüm adama kafamı sallamakla yetindim. Bana gülümseyince  kafamı tekrar cama çevirip, dışarıyı izlemeye devam ettim. Aklıma sabah yaşadıklarım geldiğin de sessizce pufladım. Sanırım artık araba kullanacaktım. Zaten değişik olaylar yaşıyordum. Bu yaşadığım ise artık son damlaydı. Fakat bir sorunumuz vardı, babamı ikna etmek. Araba kullanmayı biliyordum ama bu son zamanlar da babam sorun çıkarmaya başlamıştı. Neden diye sorsam da bir cevap yoktu. Bu durum beni fazlasıyla sıkarken, kulağımda ki şarkının sesini daha fazla açtım. Omzuma dokunan bir el ile o yöne baktım. Yanımda ki çocuk telefonumu gösterip;

- Rockwell ' Sombody's Is Watching Me' Ow güzel şarkı. Biri sizi falan mı izliyor yoksa." deyip gülümsedi. 

Kafamı iki yana sallarken, küçük bir tebessümle;

- Oh hayır, sadece şarkıyı seviyorum." deyip gülümsemeye devam ettim. Sanırım şarkının sesini biraz fazla açmıştım. Kafasını anladım der gibi sallarken önüne dönmüştü. Hemen şarkının sesini kısmştım ve başka bir şarkıya geçmiştim. Bir an önce üniversiteye varmayı dileyip gözlerimi kapattım.

...

Geçen zamanın ardından, gözlerimi açtığım da üniversiteye varmıştım. Hızla ayağa kalkıp, otobüsten indim. Son anda uyanmıştım. Derin bir nefes alıp, giden otobüse baktım. Yanımda ki çocuk yoktu, sanırım benden önce inmişti. Yavaşça omuz silkerken üniversiteye yürümeye başladım. Herkes farklı bir kafadaydı, kimisi hayatı boş yaşarken diğeri bir hayali uğuruna gecesini gündüzüne katıyordu. Gözlerimi sıkıca açıp kapadım ve saate baktım. Dersin başlamasına neredeyse bir saat vardı, yavaşça yürüdüğüm yolda bir banka oturdum. Etrafa boş boş bakarken karnımın guruldamasıyla karnımı tuttum. 

- Ah, ben açım ! "derken bakışlarımı gökyüzüne dikip, kafamı geriye attım. Elimle karnımı okşarken, dudaklarımı büzdüm. Ne yapacağım ? Daha dersin başlamasına vardı bu yüzden markete gitmek için ayağa kalktım. Bir Ramen yesem her şey daha güzel olacaktı. 

Yemek yemek mutluluktu.

Suratımda oluşan küçük bir gülümseme ile yürümeye devam ettim. Yoldan geçen her arabaya bakmaya devam ederken, arabaları saymaya devam ettim. Küçüklükten kalma bir alışkanlıktı, canım sıkılınca yoldan geçen arabaları sayıyordum. Işıkların olduğu kısıma gelince yeşilin yanmasını bekledim. Tam karşımda bir market vardı, gözüm ışıktayken bize yeşil yanmıştı. Tempolu adımlarla karşıya geçince sonunda markete varmıştım. Kapıyı açtığımda çalışana selam verdim.

- Merhaba." 

Bana karşılık verince gülümseyip, Ramen bölümüne gittim. Gözüm de kalp emojileri oluşurken, elime bir tane alıp parasını ödedim. Ardından paketi açıp, sıcak su doldurmaya gittim. Suyu doldurduktan sonra hemen cam kenarına geçip oturdum. Gözlerimi etrafta gezdirirken, telefonu çıkarıp tekrar kulaklığımı taktım. Hoş bir müzik açıp dışarıyı izlemeye devam ettim. Dışarısı ne soğuk nede sıcaktı. Ellerimi uzun Trençkotumun ceplerine soktum. Kulağımda çalan şarkıyı mırıldanıyordum. 

" Kendimden korkuyorum, zihnim yabancı bir ülkeymiş gibi hissediyorum. Sessizlik kafamın içinde çınlıyor." Duncan Laurence - Arcade'

Mükemmel bir parçaydı ve her bir tınısı kulağımı okşuyordu. Olduğunu düşündüğüm Rameni hazırlamaya başladım. Ağzımın suyu akarken, hızlıca bir lokma aldım. Ağzım sıcaktan hafif yanarken,

- Oh, sıcakmış." deyip elimi ağzıma salladım. Ağzımda ki lokmayı yerken, mutlulukla etrafı izlemeye devam ettim. Bakışlarımı gökyüzüne çevirdiğim de yağmur yağacağının haberini veriyordu. Yağmurlu havaları severdim. Hızlıca ramenimi bitirip, ayağa kalktım. Elimdekini çöpe atarken, kasiyere selam verip dışarıya çıktım. Yeni başlamış yağmur damlasına elimi uzattım. Elime düşen yağmur damlalarına bakarken, elimi kendime çekip şapkamı kapadım. Kulağımda ki şarkının sesini biraz daha açıp karşıya geçmeye başladım. Aniden gelen korna sesiyle hızla o yöne dönüp elimi dur dercesine uzattım. Sımsıkı kapattığım gözlerimi açtığımda araba tam dibimde durmuştu. Bu imkansızdı, öyle gelen bir araç böyle duramazdı. Şaşkınlıkla arabaya bakarken,  korkuyla bakışlarımı etrafta gezdirdim. Karşı kaldırımda tanıdık bir çift göze denk rastladığımda, kulağımda ki şarkı bana şunu diyordu;

' Have you tried crossing over yet? 

Ah wanna die, wanna die.

But dont really wanna die. 

You were there..." 

Gözlerimi şaşkınlık ve korkuyla kırpıştırırken, bacaklarımın tittremesi ile olduğum yere çöktüm. Sabit baktığım yerde duyduğum en son şeyler, bağırış sesleri ile son bir şarkı sözüydü.

" I wanna live, wanna live." 


......

Okuduğunuz için teşşekür ederim. Lütfen bana destek olun. :) 

KURGU (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin