-Her hakkı saklıdır! Alıntı vb. Işler yapılamaz. -
Tarih: 3 Ay önce...
Kural 2: Arkana Bak ! Başka Bir Bıçak Daha Saplanmadan.
Her zaman olduğu gibi uyuyamamıştım. Odamda pencerenin yanına oturmuş gün doğumunu izliyordum. Yine tüm hüzün kendini bir aydınlığa bırakmıştı.
Bu şey aslında her acının geçici olduğunu fakat tekrar zamanı geldiğinde kendini hatırlatacağının göstergesiydi. Ne kadar her şey yolundaymış gibi gözüksede hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Bazen gördüğün değil, hissettiklerin gerçekti...
Beni bu dünyadan kurtaran tek şey müzikti. Ruhumu okşuyan sesler kalbimi yumuşatıyordu.
Yatağımda daha fazla kalıp okula geç kalmamak için kalkmaya yeltendiğimde kalktığım yerden gözümün kararmasıyla geri oturdum. Elim alnıma giderken ağızımdan çıkan kelimeler mırıltı şeklinde yine kendisini tekrarlıyordu.
- Ah... Gene aynısı oluyor. " yine vitaminlerim düşmüştü, aslında ne zaman yüksekti ki ? Yemek yerken az yiyen bir insandım ve uyku desen neredeyse yoktu, bazı geceler hiç uyuyamıyordum.
- Ayakta durman bile bir mucize ya da değil. -
Normal şartlarda hastaneye yatmam gerekiyordu fakat ben pek hastaneye gitmiş bir insan değildim. Ben çok anormalim galiba, kafamda ki düşünceler bir bir gezerken yataktan destek alıp ayağa kalktım. Gözümün önündeki güneşin doğuşu manzara beni içine çekerken, derin bir nefes aldım.
Uçmak istiyordum... Kendimi atsam belki uçardım ha ? Ya da her şeyde olduğu gibi bir hayal kırıklığı olarak yere çakılırdım. Ne kadar yüksek o kadar derin ve acı bir yere çakılma. Bakışlarımı gökyüzünden alıp sakince ilerlemeye başladım. Dolabıma gidip okul için hazırlanacakken gözüm aynaya ilişti aman tanrım bu ben miydim? Saçım başım birbirine karışmıştı hafifçe taradıktan sonra dolabıma yönelip bir siyah sweat ve bir gri eşorfman altı giydim üstüme bir hırka alıp başıma şapka taktım, ben hazırdım...
Çantama üniversite ders kitaplarını koyarken dikkatimi ders kitabının adı çekti, PSİKOLOJİ ne kadar tuhaf benim gibi kendini bilmez bir insanın başka bir insana yön gösterecek olması...
Çantamı hazırladıktan sonra kahvaltıya inmeye başladım o sırada annemle babam bi konu hakkında tartışıyorlardı aslında birkaç haftadır böyleydi ne zaman yanlarına gitsem bir şey olmamış gibi davranıyorlardı. Annemle babamda oluşan bu ani ruh değişimleri beni mahvediyordu sanki bir anda onlar bir yere gidecek ve bir daha gelmeyeceklermiş gibi sarılıyorlardı.Mutfağın kapısına yaklaştığımda annemin sesini duydum ve olduğum yerde kaldım.Kafamda bir sis edasıyla gezinen düşüneler beni boğuyordu. İçeriden duyduğum cümle ile gözlerimi kıstım.
- Kızımızı böyle koruyamayız ! "
Duyduğum cümle beynimde deprem etkisi oluşturdu.
Beni neyden koruyacaklardı ?
Kendimi toplayıp içeriye tam adım atacakken babamın cümlesi ile olduğum yere çivilendim.
- Böyle düşünmemen lazım. Ona böyle yardım edemeyiz... Lütfen, O zaten peşimizde bizi bırakmaz bunu seninle çok kez konuştuk zaten onun gözünde kestirdikleri biziz,kızımız değil.Zamanımız ne kadar kaldı onu bile bilmiyoruz...
Nefes alış verişlerim kesik kesik çıkmaya başlamıştı. Gözlerim duyduğum her şey ile bir bir dolarken, çaresizce duvarda gözlerimi gezdirdim. Neler oluyordu böyle ?
- Yapboz yavaş yavaş tamamlanacak Chung Cha -
Annemin hıçkırık sesi kulağımda yankılanırken, cümlesine ağlamaklı bir ses ile başladı.
- O daha 20'li yaşlarında bir kız... Nasıl yapar bizsiz? B-ben ne yapsam bilmiyorum. O benim biricik kızım."
Anlamsızca etrafta gezinen gözlerim tek bir noktaya sabitledim. Ne yapacağını bilmez bir haldeydim. Ellerimden kayıp giden bir şey vardı ve ben ne bilmiyordum. Babamın cümlesi ile gözümden bir yaş düştü.
- Elimizden bir şey gelmiyor Hyun Ae... Vaktimiz bile var mı yok mu bilmiyoruz."
Bacaklarım beni daha fazla tartamayarak olduğum yere çökmemi sağladı annemin ağlayışı içimi yakarken benimde gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Onlara kalkıp nedenini sorsam hiçbir şey demeyeceklerdi, ne zaman sorsam her zaman geçiştiriyorlardı. Her şey o kadar saçmaydı ki anlayamıyordum. Hızlıca ayağa kalkıp göz yaşlarımı koluma sildim. Hiçbir şey olmamış gibi dış kapıya yürürken, arkamdan adımı seslenilse de dönüp bakmadım. Kapıyı açıp evden çıktım aslında ev denmezdi ev denemezdi. Kendi otelimizin en üst katında ki lüks daire de yaşamaya başlamıştık bir anda. Kendi evimizden apar topar buraya taşınma kararı almıştık, ne olduğunu sorsam hep cevapsızdı her şey. Korenin ne kadar saylı zenginlerinden olsakta bir şey eksikti.
Huzur
Mutluluk
Güven...
Cebimden çıkardığım kulaklığı kulağıma takarken, otelden çıktım. Sabahın ne kadar erken saati de olsa Kore yine aynıydı, her yer insan kaynıyordu. O kadar insanın içinde bir telaşım olmadan yürüdüm. İçimi kemiren merak ve acı beni yerle bir etmişti. Tepki gösteremez bir hal almıştım. Sessizce yürüdüm o uzun yolda tek başıma. Zaten hep tek başımaydım... Ölüm insanı üzer derler fakat şu pis dünyadan kurtulan biri için neden üzüleyim ki ? Kulağımda çalan şarkı benim ruhumu okşuyordu. Sanki başka bir dünyadaymışım gibi...
"Korkuyorum,parçalara ayrılmış haldeyim..." (BTS-The Truth Untold)
Kulağım müzikteyken ve kendini bilmez bir şekilde yürüdüğüm sokakta şarkım bitmişti o sırada diğer şarkıya geçerken ensemde hissettiğim nefes ile hızlıca arkamı döndüm. Fakat arkamda kimse yoktu. Endişeyle gözlerim etrafta gezinirken, kulaklıklarımı çıkardım. Ensemde birinin nefesini hissetiğime yemin edebilirim. Bir kaç adım geri gidip etrafa bakındım ama gerçekten kimse yoktu. Fazlasıyla tedirgin olurken hızla sokaktan koşarak çıktım. Otobüs durağına gelmiştim ve hemen üniversiteme giden otobüse bindim kulaklığımı elimde tutarak koştuğumdan müzikte açık kalmıştı tekrardan kulaklığı kulağıma taktığımda kulağımdaki şarkı bana şunu diyordu;
-Somebody is waching me.-
Bu bir kader mi yoksa oyun muydu sanki ben dışında müziğim bile hissetmişti bazı şeyleri. Müziği sevdiğimden kulağımda çalmasına izin verdim o sırada pencereden dışarıyı izlerken bir el omzuma dokundu ve tek kulaklığımı çıkarıp baktım...
-Yanınız boş mu hanımefendi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURGU (DÜZENLENİYOR)
FantasyKatili öldürmezsen katil seni öldürür. Çoğu insanın yaşamak istediği hayattı benim hayatım. Korede en büyük rezidansta manzara ayaklarımın altındaydı ancak mutlu muydum ? Hayır... Bir katil var hayatımı altüst eden, ya bir insan ya da bendim. Bu ka...