Geç kalmamıştim bu sefer 17.00 de durakta olmayı başarmıştım ama o yoktu, yoksa bugün okula gitmedi mi ? Dünde görmemiştim zaten bugünde göremezsem ne yaparım ben böyle..
Orta yaşlarında bir Teyzenin yanına oturdum gözüm her zaman geldiği istikamete doğru çakıldı kaldı sanki sadece nefes alıyordum ve gelmesini bekliyordum. Yanımdaki teyze beni tanimasin diye başımı o yana bile cevirmiyorum, her akşam bu Teyze'yle ister istemez bir kaç kez göz göze geliyorduk çünkü.
"Boşuna bekliyorsun " dedi. Olgun ve kararlı bir ses ile. Bana dediğini fark etmedim, yine hiç istifimi bozmadan sıra sıra dikilmiş akasya ağaçlarının yanından uzanan kaldırımlarda onu ariyordum. "Sana diyorum sana". Söylediğini unutturmadan peşine ekledi.
Kafamı çevirdim 35 yaşlarında, renkli gözlü, ev hanımı havası katan baş örtüsüyle, gözlüklerinin üzerinden bana bakıyordu.
"Eee şey bana mı dediniz teyzecim" dilime düğümlenen onca kelimeler arasından süzgeçten geçirip zorlada olsa çıkarmaya başardığım cümleydi bu, yanaklarım hemen al Al olmuştu.
Gözündeki gözlükleri çıkarıp silerken "evet sana diyorum, her akşam buraya gelip kolladigin kızdan bahsediyorum" dedi.
Nasıl olur yaa? Bu teyze nereden biliyor ki bunu? Yoksa onu görünce kalbimin nasıl attığını iyi saklayamıyor muyum? Acaba o'nun bunlardan haberi varmı? Oda anlamismidir?
Gözlerimi uzak bir noktaya odaklayıp bu soruları kendime sorarken,birden sesine irkildim "iki gün önce otobüste yanıma oturdu, öksürüp duruyordu seside pek iyi gelmiyordu hasta olmuş zavallım dün hastaneye gitti sabahta yoktu otobüste rapor almıştır büyük ihtimalle evde yatıyor dur şimdi" diyerek gözlüklerinin gözüne taktı.
Hasta mı oldu? Gözlerimi tekrar akasya ağaçlarının olduğu tarafa çevirdim. Hastalığı kaç gün sürecektir kim bilir, hiç bir yerden haberim yok sadece platonik yaşanan bir sevdanın ortasındayim o kadar. Ben onu içimde dolu dolu yaşarken onun benden haberi bile olmaması canımı yaksada, her durağa gelişimde onu yalnız, tek başına görmek beni mutlu ediyordu.
"Siz onu tanıyor musunuz" dedim. Sesimin Üzgün çıkmadığına sevinmistim. "Evet" dedi. Çantasını koluna takarak ekledi, "oturduğum apartmanda yaşıyor, üst komsumdur." Dedi. Ayağa kalktı, kaldırımin yolla kesiştiği yere kadar yürüdü.
Bu o'na bir adım daha yaklasabilmem için bir firsatmiydi bilmiyorum. Saat 17.20'ye gelmişti otobüs gelmek üzereydi, ve dakikalar sonra önümde duracak olan otobüs beni, kendimi tamamen kaptırmış olduğum kızın evine götürecekti. Kalbim çılgın gibi atmaya başlamıştı, derin bir nefes alarak kontrol altına almaya çalıştım ve ayağa kalktım. Kaldırımin ucunda bekleyen Teyze'nin yanına doğru ağır ağır adımlarla yürüdüm.
Ayak seslerimi duyunca dönüp baktı, sorgulayici bir bakışla süzdükten sonra "hatırladığım kadariyla sen bu otobüsün gittiği istikamette oturmuyorsun, her akşam Almira otobüsüne bildiğinde arkani dönüp gidiyordun"dedi. kararlı ve birazda hidetli bir ses tonuyla.
Demek adı Almira.. gittikçe onun hakkında daha çok bilgi ediniyordum. Bu beni mutlu etsede her zaman aklımı kurcalayan tuhaf sorularda oluyordu tabikide. Ek kötüsü de reddedilmek olurdu şüphesiz..
Ellerimi cebime soktum ne yapacağımı bilmiyordum kollarım sanki fazlalık gibi geliyordu bana bir yere sigmiyordular. Şaşkın ve çekingen bir bakışla "evet benim evim o istikamette değil ama bu almira'nın bindigi otobüse binemeyecegim anlamına gelemez dimi teyzecigim" dedim.
Avuclarımin içi terlemisti cebimde, bakışlarını bende ayirmadigi için bende ayirmamistim, gözlerimde ki şaşkınlık kaybolup yerini sadece çekingen bakışlara bıraktı.
Gözlerini benden alarak saatini kontrol etti, sağına soluna bakınarak "tabikide öyle yavrum" dedi. Tebessüm ederek.
Ellerimi cebimden çıkartarak avuç iclerimi belli ettirmeden pantolonuma sürdüm, terleri beni rahatsız edecek seviyeye gelmişti. Ters bir cevap vermediği için mutlu hissediyordum. "İsminizi ogrenebilirmiyim teyzecizim" dedim, Kısık bir ses tonuyla. Sonrada aklımda yine saçma sapan bir soru belirdi. "Onun isminden sanane" dedi içimden bir ses, onu susturdum sonra teyze den gelen cevabı beklemeye döndüm hemen.
Gelen otobüsü fark edip gözlerini otobusten ayirmayarak "Yasemin"dedi. Çantasını açtı ve aklbilini çıkarttı..
Her akşam Almira'nın binmesi için beklediğim otobüse şimdi ben biniyordum. Gerçeği söylemek gerekirse, bir adım daha yaklaştığım için heyecanlı, mutlu ve sabırsız hissediyordum ama bir yandan da ne gibi şeylerle karşılaşacağı mi bilmediğim içinde endişeli..
Durakta yalnız ikimiz vardık, otobüs önümüzde durdugunda nezaketen ilk onun binmesini bekledim, basamakları çıkarak akbilini okuttu peşine ben bindim ve şoför hareketlendi akbilimi okuttum ve arkaya doğru ilerlemeye devam ettim.
Yasemin Teyzenin arkasına geçerek yolculuğa devam etmeye başladık, bundan sonra yapacağım tek birsey vardı oda; yasemin Teyzenin indiği durakta inip almira'nın yaşadığı Evi öğrenmekti.
****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DURAK
Fiction généraleOradaydı, 17.20 otobusunu bekliyordu aynı durakta tek başına 'kimseye ihtiyacım yok' havası vardı her zamanki gibi üzerinde. onu görünce çılgınca atan kalbimi sakinlestirmek ve bunu ona belli etmemekte uğraşlar versemde pekde başarılı olduğum soylen...