MULTİMEDYA LALE
Poyraz seri ve tehtitkar adımlarla karşılarındaki gruba doğru ilerlerken Lale nefesini tutmuştu. Gerçekten kavga mı edecekti? Karşı gruptan bir çocuğun yakasına yapışınca cavabını almış oldu. Kesinlikle edecekti.
"Ne işin var lan burda?"
Esmer çocuk ukalaca sırıttı. Kolunda büyük bir yara izi vardı ve kesinlikle korkutucu görünüyordu.
"Poyraz ATEŞ geri dönmüş dediler. Bende özlem gideririz diye düşündüm." Çocuğun gözleri bir an için kendisini bulduğunda Lale terettütle başını eğdi. "Çok da isabetli bir karar vermişim. Güzel kurbanlar var ha?"
Poyraz, çocuğun baktığı yere dönünce bakışları Lale ile buluştu. Kasları istemsizce gerilirken ses tonuda aynı oranda yükselmişti."Ne diyorsun lan sen!?"
Esmer çocuk sinir bozucu bir kahkaha attarken çevreki insanlar manzarayı izliyordu. Herkes biraz sonra çıkacak arbedenin farkındaydı.
"Kız diyorum Poyraz yeni sürtüğün mü?"
Lale bilinçsizce yumruklarını sıktığında Kumru'nun fısıltısını duydu."Sakin ol."
Sakin olmak kolay değildi. Sorunsuzca ilereleyen gecenin bir anda karanlığa bulanmasını beklemiyordu. Üstelik aynı ithamla tekrar karşılaşıyordu. O sürtük değildi. İnsanlar nasıl bu kadar acımasız olabilirdi?
"Kız umrumda mı sanıyorsun Esat?"
Poyraz'ın sert sesini duyduğunda tekrar o tarafa baktı. Yüzü herzamanki gibi sertti ve umursamaz görünüyordu. Ancak söylediği cümle zihninde yankılandığında seslice yutkundu. Poyraz'ın umrunda değildi. Onun kendisini umursamadığını biliyordu ancak bunu sesli bir şekilde duymak rahatsız ediciydi. Üstelik kendisini savunmaya yönelik bir cümle kurmamıştı. En azından öyle biri olmadığını söyleyebilirdi. Kırgınlığın ötesinde bir kızgınlığı vardı.
"Güzel. O halde hesaplaşmanın vakti geldi. " Esat tekrar Lale'ye doğru baktıktan sonra Poyraz'a yaklaşıp birşeyler söyledi. Ne söylediğini anlamasada Poyraz'ın sıktığı yumrukları onu endişelendirmişti. Esat ve arkadaşları kafeslerin olduğu tarafa ilerlerken, Poyraz da kendilerini doğru geldi.
"Pezevenk.! " Poyraz sinirle bağırdığında Lale yerinde sıçradı. Onu bu kadar sinirlendiren neydi bilmiyordu. Ancak çocuk her ne söylediyse çok sinirli görünüyordu. Oldukça fazla."O pezevengi geberteceğim."
"Kafes hazır." Ozan'ın sesiyle birlikte ilerlemeye başladıklarında herkes gergin görünüyordu. Tüm bu olanlar o kadar anlamsızdı ki. Cehennem dedikleri bu yer gerçektende isminin anlamını taşıyordu.
"Endişelenme Poyraz işini bilir. Daha önce hiç kaybetmedi."
Kumru'nun sesini duyduğunda Lale ona baktı.
"Endişelenmiyorum. Poyraz umrumda değil. Tıpkı benim onun umrunda olmadığım gibi."
Halen daha Poyraz'ın onu savunmamasının sinirini taşıyordu. Belki biraz da kırgınlık. Esat resmen kendisine sürtük demişti. Ancak Poyraz'ın tek yaptığı umrunda olmadığını söylemekti. Çocuğa yumruk falan atması gerekmiyor muydu? En azından kitaplarda böyle olurdu. Belki de gerçek hayat kitaplardaki gibi destansı değildi. Üstelik Poyraz okuduğu hiç bir karaktere benzemiyordu. O benzersizdi. Eşsiz bir karanlığı vardı.
"İnkar etmek, yalnızca savaşı erteler. Ona nasıl baktığını gördüm."
"Ben...öyle birşey yok."
Hissettiklerini kelimelere dökmek her zaman yaptığı birşey değildi. Genelde susardı. Üstelik Poyraz'a karşı ne hissettiğini bilmiyordu. Sadece ona baktığında tanıdık bir acı görüyordu. İkiside yaralıydı, kayıpları aynıydı. Onun yaralarını sarmak istiyordu çünkü bu yaraların ne kadar acıttığını biliyordu. Belkide hissettiği duynunun adı şefkatti.O sarsılmaz ifadesinin ardında saklanan yıkık bir adam olduğunu biliyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR KÜRESİ
Romance"Beni seviyorsun. diye fısıldadı Lale."Benimle uyuyorsun, benimle gülüyorsun, benimle mutlusun..." Poyraz elindeki sigarayı attıktan sonra Lale'nin karşısına geçti.Sol yanağının elmacık kemiğinde dün ki dövüşten kalan bir morluk vardı.Ama bu bile k...