10 YIL ÖNCE...
Mutluydu, küçük kız. Babasının elini sıkı sıkıya tutarken içindeki heyecanını bastıramıyordu. Bugün yılbaşıydı. Etrafta koşuşturan insanlar vardı. Herkes yeni bir yıla girecek olmanın heyecanını taşıyordu. Yeni yılın getirdiği umut gökyüzünden yağan kar gibi etrafa saçılmıştı sanki. Rengarenk sokağın kaldırımında yürürken babasının elini çekiştirerek durmasını sağladı.
"Babacım nereye gidiyoruz?" dedi sıkılmış bir ses tonuyla. Hava soğuktu ve küçük ayakları yorulmaya başlamıştı.
Adam yüzündeki tebessümle döndü küçük çocuğa. Yola çıktıklarından beri en az 6 kere sormuştu kızı. Sıkılmadan aynı cevabı verdi.
"Süpriz dedim ya meleğim."
"Yoksa anneme mi gidiyoruz.?" Kızının hevesle çıkan sesini duyunca kalbi sıkıştı adamın. Yüzündeki tebessüm silinirken gözlerine batan sızıyı çabucak silmeye çalıştı. Götüremezdi ki onu annesine. Annen öldü diyemezdi ona. Dili varmazdı sevdiği kadının ardından öldü demeye.
Kısık sesli bir "Hayır." çıktı dudaklarından. Ancak küçük kız duymuştu bu hayırı.
"Neden ama? Ben annemi özledim."
Adam cevap vermedi. Eğilip kızının kızaran yumuşak yanaklarına birer öpücük kondurdu.Kırmızı beresinden çıkan kumral tutamları düzelttikten sonra ona merakla bakan mavi gözleri umursamadan yürümeye devam etti. Sonunda gidecekleri yere ulaştıklarında kapıyı açarak kızyla beraber içeri girdi.Dükanın içinden neşeli çocuk sesleri geliyordu.Biran çocuk olmayı özledi adam.Herşeyin beyaz olduğu zamanlar nede güzeldi.Geçen otuşbeş yılın ardından bir kızı kalmıştı geriye.Herşeyini kaybetmişti ondan başka.Gençliğini,karısını en çok da kendini kaybetmişti.
"Süpriz." dedikten sonra merakla çevreyi süzen kızına dikti bakışlarını.Ağlayan düşüncelerine inat neşeli çıkmıştı sesi.
Etraftaki yüzlerce parlak nesneyi süzerken küçük kız halen daha süprizin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Dükkanın içi kalabalıktı. Bir sürü çocuk raflarda duran süs eşyalarına hayranlıkla bakıp beğendiklerini ailelerine gösteriyordu.
"İstediğini alabilirsin meleğim."
Babasının vaat dolu sesini duyunca omzu düştü küçük kızın. Kırmızı dudakları büzülürken ağlamak üzereydi. Süpriz bu muydu yani.Annesi neredeydi?
"Beğenmedin mi meleğim?"Düşmüş omuzlarını kaldırıp babasına bakınca onun tereddütlü yüzüyle karşılaştı. Babasını üzmek istemiyordu. Yüzüne bir gülümseme yerleştirip küçük elleriyle babasının bacaklarına sarıldı. Boyu ancak babasının dizine kadar geliyordu.
"Beğendim babacım."
Adam kızının hareketiyle tutmuş olduğu nefesini bıraktı. Karısı olmadan geçirecekleri ilk yılbaşıydı. Ve adam çaresizdi. Kızının mutsuz olmasını istemiyordu. Ona verebileceği ne varsa verecekti. Gerekirse sabahlara kadar çalışıp, güzel bir hayat yaşatacaktı sevdiği kadının emanetine. Adam o an yemin etmişti buna. Yeminini tutacaktı. Her yıl başı daha fazlasını kazanıp, güçlü bir adam olacaktı. Oysa o gece kızının gözlerine baksaydı çocuğun istediğinin bu olmadığını anlardı. Ama o bakmamıştı. Tıpkı ondan sonraki ve ondan sonraki yıl başlarında bakmayacağı gibi. Bu onların birlikte geçirecekleri son yılbaşlarıydı. Ondan sonraki yıllarda çalışmakla meşgul olacaktı adam.
"Fuat?"
Babasının adını duyunca yanlarına gelen yabancıya baktı kız. Yabancı babasına sarıldıktan sonra kızın yanağını okşadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/31591625-288-k724969.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR KÜRESİ
Romance"Beni seviyorsun. diye fısıldadı Lale."Benimle uyuyorsun, benimle gülüyorsun, benimle mutlusun..." Poyraz elindeki sigarayı attıktan sonra Lale'nin karşısına geçti.Sol yanağının elmacık kemiğinde dün ki dövüşten kalan bir morluk vardı.Ama bu bile k...