MULTİMEDYA POYRAZ
Öfke. Şuan hissettiği duygunun adı buydu. Hayalkırıklığı, üzüntü, korku hepsi bir köşeye sinmişken öfkenin damarlarında çağladığını hissediyordu. Poyraz'ın umursamaz biri olduğunu biliyordu ve onun için değersiz olduğunuda. Ama kendisini böyle bir pisliğe atacağını düşünmemişti.
"Bunu nasıl yapar?" Fısıltıyla söylediği cümle dudaklarından kurtulduğu anda boğazının yandığını hissetti. Aynı saniyede dolan gözleri ile öfke yerini kırgınlığa bıraktı. Poyraz ile geçirdiği anlar zihninde akarken bunu neden yaptığını anlamaya çalışıyordu.
"Bunu neden yaptı? Neden beni seçti?"
Kumru'nun tepkiside Lale'den farksızdı. Oda Poyraz'ın Lale'yi seçmesine anlam veremiyordu.
"Bilmiyorum."
Sarp ringin en önüne doğru geldiğinde coşkuyla konuştu.
"Biliyorum kızlar hepiniz kurban olmak için can atıyorsunuz. !" Kızlardan yükselen çığlıkla Lale yüzünü buruşturdu. Bu kadar aşağlık birşeyden nasıl haz alıyorlardı.
"Ama sadece bir kişilik kontenjanımız var. İşte bu gecenin kurbanı!" Sarp kendisini işaret edip, bağırdığında kalabalığın coşkusu arttı.
İnsanların sesleri uğultuya dönüşürken, gözlerinin dolduğunu hissetti. Ve işte o an ilk kez Poyraz'a baktı. Onunda gözleri Lale'nin üzerindeydi. Ancak bakışlarını perdelemiş bir sis vardı, ifadesi sertti ve sarsılmaz görünüyordu. Ne düşündüğü, yada neden kendisini böyle bir tehlikeye attığını anlamıyordu. Kaybederse ne olacaktı? Esat denen çocukla mı gidecekti? Aklına gelen düşünceyle ürperirken Poyraz'ın buna izin vermeyeceğini umuyordu. Ancak kendisini tehlikeye attıktan sonra korumasının bir anlamı yoktu. Üstelik bunu yapacağından emin değildi artık Poyraz'a güvenmiyordu.
"Rakibini yere seren maçı alır. Dövüş başlasın!!!"
Ve dövüş başladı. Poyraz gardını alırken, keskin bakışlarını rakibene yolldadı. Esat takıntılı piçin tekiydi. Sırf sevdiği kızla yattığı için kendisine düşman olmuştu. Sorun değildi her türlü kazanan Poryaz olacaktı. Zihni Lale'nin kendisine bakan öfkeli gözlerini anımsadığı sıradı Esat'ın darbesini savuşturdu. Lale'yi bu işe bulaştırmaya niyeti yoktu ama Esat'ın söylediklerini yalanlamak için buna yapmak zorunda kalmıştı. Kıza değer vermediğini kanıtlamak için onu seçmişti. Yalan değildi o çirkin kızı önemsemiyordu. Uğursuzun tekiydi. Tanıştıkları günden beri başına bela olmaktan başka bir işe yaramamıştı. Fazla masum duruyordu ve Poyraz'ın hayatında masumiyet kelimesine yer yoktu. Yumruğu Esat'ın kaşını patladığında keyifle gülümsedi.
"Seni uyarmıştım. Beni yenemezsin. Hiç bir konuda."
Kalabalağın coşkusu artarken bu kez sol yumruğunu savurdu. Esat kendini toparlayamadan tekrar bir yumruk attığında gecenin sonu yaklaşıyordu. Birazdan bu işi bitirecekti. Bu sefer onunla oynamaya niyeti yoktu. Sonu belli olan dövüşler zevk vermiyordu.
Esat dudağındaki kanı sildiğinde öfkeyle kendisine baktı. "Belki sana zarar veremem ama sevdiklerinle canını yakabilirim.."
Sevdiklerim diye düşündü. Sevdiği kimse var mıydı? Kendini bile sevmeyen bir adam başkasını sevebilir miydi? Bolca nefreti vardı ama içinde sevgiye dair en ufak bir his yoktu. Nefret tüm benliğini kaplamıştı. Belkide bu yüzden hiçi yenilmiyordu. Sonsuz bir nefret sonsuz bir güç bahşediyordu ona. Yumruklarını rakibine her indirdiğinde daha fazlasını istiyordu. Esat öfkeyle üstüne atıldığında ona fırsat vermeden dizini karnına geçirdi. Esat İki büklüm bir şekilde karnını tutarken onu omuzlarından yakaladı ve sarsılmaz bir ifadeyle konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR KÜRESİ
Romance"Beni seviyorsun. diye fısıldadı Lale."Benimle uyuyorsun, benimle gülüyorsun, benimle mutlusun..." Poyraz elindeki sigarayı attıktan sonra Lale'nin karşısına geçti.Sol yanağının elmacık kemiğinde dün ki dövüşten kalan bir morluk vardı.Ama bu bile k...