#Ukala#

5 2 0
                                    

bir anda beni hızlıca kendine çekti. Gitme diye bağırdı. Şu ana refleks olarak yaptı diye düşünüyorum çünkü artık eskisi gibi ben üste o altta değildi. Ben kalkmaya çalışırken biranda beni kendine çekmiş ve beni altına almıştı. Yüzüme anlam veremediğim Bi ifadeyle bakıyordu. Asi tutamlari anlina dökülmüş serseri bir hal yaratıyordu.

Aramızdaki sessizliği daha da uzatmayarak "üzerimden çekilmeyi düşünüyormusun" diye sordum. Sanki yeni ayiliyormus gibi kafası salladı.
Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Olanların yeni farkına varmış olmalı ki biraz kenara doğru çekildi ve doğrulmama izin verdi. O kenara çekilince bende daha fazla durmadan kalktım.

"Aç mısın?" diye sordum. İlacını almadı gerekiyordu ve tok karnına alınsa daha iyi olduğu için sormuştum. Ama o anlamaz bir ifadeyle bana bakıyordu. Dudağının kenarı muzipçe kıvrldığında yine aklından bir muzurluk geçtiğini anladım. "önce bana sarılırsın şimdi de kendi ellerinle mi beslemek istiyorsun" diye sordu. Bu.. Bu ne pişkin bir şeydi böyle ya. Heyallahim çattık resmen. "ben sadece ateşini kontrol etmek istemiştim. Sen çektin beni kendine" dedim.

"ha yani sıcak yatağından benim için çıktığını kabul ediyorsun?" dedi. Ve koltukta bana biraz daha yaklaştı. Bu eğilimi bana korku hissettirmemeişti. Sadece korkmuyorum ve rahattım. Bunun nedenini bana sormayın çünkü ben bile bilmiyorum.

"Ne alaka ya ben şu içmek için kalmıştım. Seni görünce kontrol etmek istedim. Ama sen sayiklarken beni duymadın bile" dedim. Biranda sertleşen yüz ifadesiyle geriye çekildi. Ne olduğuna anlam veremedim. Yanlış bir şey mi söylemiştim.

"Ne duydun" dedi. Sert çıkan sesi irkilmeme neden oldu bir şey diyemedim. Benim suskunluğum onu biraz daha sinirlendirir olacak ki sesini yükselterek "ne duydun dedim Arya" dedi. İrkilerek ona baktığımda hangi curretle bana bağırdığını çözmeye çalışıyordum.

"sen ne hakla bana bağırırsın. Uykunda yaptığın şeyin hesabını da ben vereceğim" dedim. Ve koltuktan kalkarak odama doğru yürüdüm. Neye bu kadar kızdığını anlayamadım. O eğlenceli adam gitmiş yerine korkutucu öküz gelmişti sanki.

Yatağımın üzerinde bir o tarafa bir bu tarafa dönmekten uyuyamadım. Çünkü aklım hala Deniz deydi. Ateşi artmışmıydı acaba. Sonuçta bende bir doktor adayıyım bunu düşünmesem kendime saygımı yitiririm. En iyisi kalkıp ilacını vermek.

Odadan çıktığımda duvardaki küçük dolaba doğru ilerledim. İçinden bir tane ateş düşürücü aldım. Mutfaktan da bir bardak su alıp salona doğru ilerledim. Koltukta oturan Denizi görünce derin bir nefes alıp ona doğru ilerledim. Yanına geldiğimde ilaçla suyu uzatıp "iç" dedim. Soğuk bir şekilde. Bana öyle mi der gibi bir bakışı vardı.
O benim aksime daha sakin bir sesle "Gerek yok" dedi. İyilik de zorla arkadaş. Herneyse ciddi tavrımdan ödün vermeden "içecekmisin demedim iç dedim" diye direttim. Bana yandan bir bakış atarak ayağa kalktı. Bana doğru bir adım atarak "içmezsem ne olur dedi." küstah bir tavırla  hey bu kadardı fazla ama. Ben de ona bir adım attım. Ve böylece aramızda santimler kaldı. Çıkardığım ilacı Aralık dudaklarından içeriye soktum. Bu hareketume şaşırmıştı. Hapı çıkarmak için elini ağzına doğru götürdüğünde ellerimi dudaklarına bastırdım. Onun yüzünde duran herzamanki haylaz ifade şimdi benim suratimdaydi. Sıkıyorsa yutmasın.

Çatık kaşarla bana bakmaya devam ederken "Su tercihin arası damı yoksa böyle yutmak mi istersin." deyince suyu elimden aldı. Ben de elimi dudaklarından çekmek zorunda kaldım. Susyu dudaklarına görürüm Bir kaç yudum aldı ve hapı tuttuğuna emin oldum.

Çarpık bir gülüşle "seni uykularından edecek kadar düşündürdümü?" dei yok artık ya.

Oy ve yorum atalım lütfen

İsimsiz.. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin