*Bölüm 8*

329 46 44
                                    

Düzenlendi: 22.03.2024

Keyifli okumalar petitolarım.

Medya; Azra ve Cenk (öylesine)

" Tehditlerin beni hiç korkutmuyor! Elinden geleni ardına koyma! Ve şunu da unutma bu dünyada eden bulur!"

Yağız'ın cevap vermesini beklemeden arkamı döndüm ve eve doğru yürümeye başladım. Gözümden akan yaşları sildin. Söz veriyorum bu, onun için döktüğüm son gözyaşlarımdı. Bir daha o pislik için tek bir gözyaşı bile dökmeyeceğim.

Çalan telefonum beni düşüncelerimden ayırdı. Ekrana baktığmda Yıldız'ın aradığını gördüm. Hemen cevapladım aramayı.

" Efendim Yıldız'ım?"

" Azra! Neredesin sen? Az önce uyandım, seni göremeyince çok korktum."

" Korkma canım. Sabah erken kalkmıştım spor yapmak için, şimdi de eve dönüyorum."

" Oh! iyi olmana sevindim. Dikkatli gel. İstersen ben gelip alayım seni."

" Gerek yok, az kaldı zaten."

" Peki, görüşürüz."

Telefonu kapattıktan sonra cebime koydum ve yürümeye kaldığım yerden devam ettim. Birkaç dakika sonra eve gelmiştim. Tam zile basacaktım ki Yıldız benden önce davranıp hızla açtı kapıyı. Beni sıkıca sardıktan sonra geri çekildi içeri girmem için. Hafifçe gülümseyerek eve girdim.

Portmantodan terlik aldım ve ayağıma geçirdim. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Kıyafetlerimi değiştirdim ve çok nadir baktığım telefonumu elime aldım. Bugün 23 Ekim perşembe. 25 Ekim'de yani iki gün sonra boşanma davam var. İki gün sonra Yağız'dan boşanacağım ve bebeğimle beraber yeni bir hayat kuracağım kendime. Sadece ikimizin olduğu bir hayat...

2 gün sonra

Sonunda mahkeme günü gelmişti. Aynanın karşısına geçip kendime son defa baktım. Saçlarımı yukarıdan sıkı bir şekilde toplamıştım. Kenarları dantelli olan siyah renkli bluzumun üzerine siyah renkte ceket ve altına da aynı renkte pantolon giymiştim. Telefonumu ve cüzdanımı çantamın içine koyarak odadan çıktım.

Yıldız'ın odasının önüne geldiğimde kapısını tıklattım. İçeriden bana gelmemi söyleyince kapıyı açarak yanına gittim. Yıldız benden daha güzel olmuştu. Lila renkli ve çiçek desenli elbise, altına da ten renginde topuklu ayakkabı giymişti. Saçlarını da açık bırakmış ve bir kısmını önüne almıştı.

" İncelemeniz bittiyse çıkalım mı Azra Hanım?" dedi Yıldız gülerek.

" Bitti bitti. Çok güzel olmuşsun Yıldız. Ben nasılım? Yani hep siyah giyindim ama..."

" Evet, cenazeye gider gibi simsiyah giyinmişsin. Benim planladığım kombini yapsaydın daha iyi olurdu ama biliyorsun ki biz bu İstanbul trafiğinde ancak mahkemeye varırız."

" Çok sağ ol Yıldız, gerçekten de iyi motive oldum."

" Tatlım sen çuval da giysen sana yakışır. Hadi çıkalım da geç kalmayalım."

" İki dakika bekle de ben şu kombini değiştireyim." diyerek odama gidiyordum ki Yıldız'ın beni kolumdan tutması ile ona döndüm.

" Saçmalama Azra, ben geç kalmayalım diyorum sen üzerini değiştirmekten bahsediyorsun. Yürü, gidiyoruz."

Yıldız, benim konuşmama izin vermeden beni kolumdan tuttuğu gibi evden çıkardı. Şu an ona kızmak istesem de yapamıyorum. Çünkü haklı. Başımı sallayarak bakışlarımı yola çevirdim.

𝙏𝙐𝙏𝙐𝙆𝙇𝙐 (𝘼𝙯𝘾𝙚𝙣)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin