bölüm 6

372 38 22
                                    


iyi ki doğdun chris 🥹🫶🏼

bölüme başlamadan önce 5. bölümü düzenleyip yeniden yayınladım küçük bir hata yapmışım.. ona tekrar bakarsanız iyi olabilir 🥲

***

Telefondaki adrese baktıktan sonra kafamı kaldırıp apartman numarasına baktım. Doğru yere gelmiştim. Apartman kapısına doğru ilerledim. Jeongin'in arkadaşının evine gelmiştim. Tam apartman kapısının oraya geldiğimde binadan çıkan kişi sayesinde zili çalmadan içeri girmiştim. Asansöre doğru ilerleyip çağırdım. 8 numaralı dairede oturuyorlardı. Asansörün içinde katlara göre daire dağılımı olması için dua ederken bekliyordum. Asansör gelince hemen girip baktım. Neyse ki vardı. Dördüncü katın düğmesine basıp bekledim.

8 numaralı dairenin önüne geldiğimde telefondan tekrar kontrol edip çantamdan notları çıkardım. Ardından da zile bastım. Kısa süreli bir bekleyişin ardından kapı açıldı. Kafamı kaldırıp baktım ve şokla gözlerim irileşti.

"Chan hyung?"

"Hyunjin?"

Kafamı anladığımı belirtmek için salladım. Birkaç dakika birbirimize bir şey demeden baktık.Ondan uzak durmam gerekiyordu...

"İletirsin o zaman. Ben gidiyorum." Asansörü çağırmak için bastığımda Chan hyung seslendi. "İçeri gelmek ister misin? Notları da kendin verirsin. Hem yeni kahve yaptım."

Teklifi üzerine gözlerine baktım. Benim kesinlikle Chan hyungtan uzak durmam gerekiyordu. Bana şu 5 dakikalık süreçte hissettirdikleri yanlıştı. Böyle hissetmemem, onu görünce heyecanlanmamam gerekiyordu. O yüzden teklifini reddetmeliydim. O eve girmemem gerekiyordu.

"Jeongin söylemiş zaten Hannah'a bırakacağımı. Bir sorun olacağını zannetmiyorum." Kafasını salladı. "Kahve içip, sohbet edebiliriz." Neden ısrar ediyordu ki? Bu sadece beni zor durumda bırakıyordu. Israr etmeye devam edeceğini anladığımda telefonuma bakıp sanki mesaj gelmiş gibi davrandım.

"Sohbet etmek güzel olabilirdi ama Junghoo gelmiş. Gitmeliyim." yalandan gülümserken söyledim. "Ah, öyle mi? Tamam o zaman başka zaman. Bekletme sen, görüşürüz sonra." ve kapıyı kapattı. Omuzlarımı düşürüp asansöre bindim. Ardından camdan bakmadığını umarak koşar adımlarla, kendimi pişman olmadığıma inandırmaya çalışarak, evimin yolunu tuttum.

Bozulmuştu... Ama yapabileceğim bir şey yoktu. En doğrusu buydu.

***

"Ben 2 dersten kaldım diyorum."

"Ben 1 dersten kalmış olabilirim."

Kantinde bizimkilerle oturup vize haftası kritiği yapıyorduk. Sınav haftasını geride bırakmıştık. Üstümüzden bir yük kalkmıştı. Felix ve Jisung hangi derslerden kaldıklarını konuşurlarken Seungmin inanmaz gözlerle onlara bakıyordu.

"Eminim hepsinden geçersiniz. Hep aynı muhabbet." dedim. Geçen senelerde de vize sonrası hep kaldım diye geliyorlardı ama şimdiye kadar hiçbir dersten kalmamışlardı. Seungmin de bana katıldığını gösterdi. "Ya neyse ne. Kapatalım hadi şu konuyu da ne yapıyoruz akşam onu konuşalım." dedi Felix.

Sınav haftasının bittiği gün akşamında bir şeyler yapardık hep. Bu bizim için bir gelenek gibi bir şey olmuştu.

"Ay, ben size söylemeyi unuttum. Minho hyung sınavdan sonra bir şeyler yapalım demişti. Ben de bizim geleneğimizden bahsettim." Devamında gelecek şeyden hoşlanmayacağıma emindim.

"O da biz de katılalım bu geleneğinize dedi. Öyle tatlı tatlı deyince tamam demiş bulundum." Tatlı olduğu bakışlarıyla bize bakıyordu. Sınav haftası boyunca öğle aralarında hep beraberdik zaten. Gerçi boş sohbet yapmaya vaktimiz çok olmamıştı. Yemek yiyip dağılıyorduk. Kimisi ders çalışmaya gidiyordu kimisi de sınava gidiyordu. 

dalliance, hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin