bölüm 16

295 38 11
                                    


motivasyon için yorum pls..

***

Arkadaşlarıyla eğlencesinden dönen Hyunjin kendini direkt yatağa atıp uyumuştu. Sabah kalktığında başında ufak bir ağrı vardı ama önemsemedi. Sınavları da bittiği için yapacak bir şeyi yoktu. Bu yüzden biraz yatakta yatıp telefonuna baktı.

Geri plandaki düşüncelerini düşünmemek üzere bir odaya kapatmış, kilitlemişti. Şu an olmazdı, mutluluğunu bozmak istemiyordu.

O instagram keşfetine dalmışken kapının zili çaldı. Kaşlarını çatıp saate baktı. Saat 12'ye geliyordu. Kim gelmiş olabilirdi ki?

Telefonunu kenara bıraktı ve yataktan kalktı. Saçlarını eliyle karıştırıp kapıya doğru ilerledi. O arkadaşlarından birinin gelmesi beklerken kapıdaki, elinde kahve ve çörek olan Chan gülümseyerek ona bakıyordu.

"Günaydın." neşeyle konuşmuştu gamzeli olan.

Hyunjin şaşkınlıkla bakıp ağzının içinde bir "Günaydın." mırıldandı. Şaşırmıştı, beklemiyordu.

Chan omuzlarını kaldırıp "İçeri almayacak mısın beni." dedi. Hyunjin kapıda tuttuğunu fark edip küçük bir özürle kenara çekildi.

Chan içeri girip kapıyı kapattı ve mutfağa ilerledi. Hyunjin de peşinden gitti.

"Kahvaltı yapmadığını varsayıyorum." Soru sorar gibi yanındaki çocuğa bakmıştı. Hyunjin kafasını sallayarak onayladı, eli de ensesine gitmişti. Sanırım hala ayılamamıştı.

"Tahmin etmiştim," Chan yanındaki çocuğun omuzlarından tutup çevirdi ve banyoya doğru ilerletti. "Elini yüzünü yıka da gel, yiyelim."

Hyunjin yüzündeki hafif tebessümle "Tamam, geliyorum." dedi. O elini yüzünü yıkarken Chan da çörekleri tabaklara koyup mutfakta küçük masaya yerleştirmişti. Kahveleri de yanına koyup Hyunjin'i beklemeye başladı.

"Sabah sabah nereden esti böyle?" Hyunjin mutfağa girdiğinde konuşmuştu.

"Sınavların bitmesi şerefine, kutlama olarak düşün."

İkili küçük sohbetler eşliğinde çöreklerini yiyip kahvelerini yudumlamıştı.

Hyunjin çöreğini bitirince gülerek "Teşekkür ederim, kahvaltı etmek için çok tembel hissediyordum." dedi. Büyük ihtimal akşama kadar, hiçbir şey yemeden, yatakta dönerdi.

"Kahvaltı önemli bir öğün ama, atlamaman lazım." Chan hafif kaşlarını çatarak konuşmuştu.

Hyunjin gözlerini devirerek cevapladı. "Tamam anne." Chan onun bu tavrına kıkırdayıp kahvesinden bir yudum daha almıştı.

"Aslında seninle konuşmak istediğim bir şey vardı." Hyunjin merakla gözlerini gamzeli olana çevirdi.

"Biliyorsun, tatilimiz var 3 hafta." Hyunjin kafasını salladı. "Normalde, yani seninle bu duruma gelmeden önceki planımız finaller bitince Hannah ile Avustralya'ya gitmekti."

Dünden beri kendisini yediği konu açılınca Hyunjin istemsizce rahatladı. Bir yandan da huzursuz hissetmişti. Chan gidecek miydi yani?

Hyunjin sessiz kalınca Chan devam etti. "Ben biraz daha seninle vakit geçirelim diye ertelemiştim ama," derin bir nefes alıp devam etti "Artık bahanelerim tükendi ve gitmemiz gerekiyor. Annem darlamaya başladı bile."

Hyunjin gitmesini istemediği için kendini çok bencil hissetti o an. O yüzden Chan'ın eline uzanıp tuttu. "Annenler özlemiştir sizi, haklı darlamakta." Elinin üstünü okşayıp devam etti. "Ayrıca neden erteledin ki? Ben bir yere gitmiyorum sonuçta, geldiğinde tekrar bir arada olurduk."

dalliance, hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin