bölüm 14

292 37 14
                                    


***

Final haftası gelen okulda herkes ya bir köşede ders çalışıyor ya da sınav saatini bekliyordu. Ders çalışanlardan biri olan Chan da okulun arka bahçesindeki banklardan birine oturmuştu. Son sınıf olduğu için derslerine ayrı bir önem veriyordu, okulu uzatmak istemiyordu.

Kulağında kulaklık takılıyken önündeki bilgisayarından aslında çoktan ezberlediği notlarına bakıyordu. Sınavı öğleden sonraydı. Öğle arasına az bir zaman kalmıştı.

O notlarına bakarken kampüse yeni giren Hyunjin de elindeki notlara bakarak ilerliyordu. Sabah Chan günaydın mesajı atıp okula geçeceğini söylemişti Hyunjin'e. Hyunjin de uyandığında mesajı görüp hemen hazırlanmış ve okula gitmek için evden çıkmıştı. Aslında bugün sınavı yoktu ama okula gelmek istemişti. Son iki sınavı kalmıştı, önemli olanların sınavı geçtiği için artık daha rahattı.

Elindeki notları çantasına koyduktan sonra etrafına bakarak fakülte binasına ilerledi. Aradığı kişiyi dışarda bulamayınca kantine bakmak için binaya girdi. En son aradığı kişiyi arka bahçede, tek başına, bilgisayara gömülmüş bir şekilde otururken buldu. İster istemez yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Sınavlar başladığından beri doğru düzgün görüşemiyorlardı.

Kendine itiraf edemese de özlemişti..

Yanına gitmeden önce yiyecek bir şeyler almak için kantine yöneldi. Kahvaltı yapmadan çıkmıştı ve Chan da büyük ihtimalle açtı. 2 tane tost yaptırıp elindeki tepsiyle gamzelinin yanına ilerledi.

Bu sefer o sinsice yaklaşıp yanağını öpen taraf olmuştu. Chan şaşkınlıkla kulaklığını çıkarıp onu öpen çocuğa baktı. Hyunjin gülümseyerek yanına oturdu ve tepsiyi masaya bıraktı.

"Yemek vakti! Hadi biraz ara ver, yemeğini yedikten sonra devam edersin."

Chan da yanındaki çocuğun yanağını öpüp konuştu. "Hoş geldin." Sonra tepsideki hamburgerlere baktı ve kaşlarını kaldırarak konuştu. "Ismarlayacağın yemeği böyle geçiştirmiyorsundur umarım?"

"Hayır tabii ki!" Kaşlarını çatarak büyük olana baktı. "Uğraşmasana benle, açsındır diye getirmiştim." diyip önüne döndü. Farkında olmadan trip atıyordu ama ona sorsanız ne alaka derdi..

"Tamam, tamam." Bilgisayarını kapatıp kenara koydu. Tepsideki tostlardan birini alıp Hyunjin'e uzattı.

"Sen bunu yemeye başla, kesin kahvaltı falan yapmadın." İmayla baktıktan sonra devam etti. "Ben de içecek alıp geliyorum." Hyunjin kafasını sallayıp elinden aldı ve kocaman ısırıp yanındaki çocuğa baktı. Chan gülerken kafasını iki yana sallayıp kalktı ve kantine ilerledi.

İçecekleri aldıktan sonra Hyunjin'in yanına geçti. Sessizce yemeklerini yiyip karınlarını doyurmuşlardı. Chan içeceğinden son yudumunu aldıktan sonra saatine baktı. Sınavına 20 dakika kalmıştı.

"Sınavın var mıydı bugün?" Hyunjin kafasını iki yana salladı. "Bugün yok, yarın var ama." Dudaklarını büzerek konuşmasını bitirdi. Chan kafa karışıklığı ile ona baktı. "Sınavın yoksa niye geldin okula? Uyusaydın ya." Konuşurken bir yandan da Hyunjin'in gözünün önüne gelen saçları kulağının arkasına iteklemişti.

Hyunjin omuzlarını silkti. "Doğru düzgün görüşemiyorduk. Sınavından önce biraz vakit geçirelim istedim."

Bu sözler Chan'ın kalbine gelmişti. Mutlulukla gamzesini belli edecek şekilde gülümsedi. Sonra yanındaki çocuğu kendine çekerek şakağına bir öpücük kondurdu ve "İyi yaptın." diye mırıldandı. Hyunjin de huzurla gülümsedi. Aklında hiçbir şey yoktu sadece bu ana odaklanmıştı.

dalliance, hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin