hayat biz planlar yaparken yaşadıklarımızdı

108 11 5
                                    

Yeni bölüm biraz geç oldu ama kendimi toparlayıp yazamadim umarım beğenirsiniz
Vote ve yorumlariniz için tesekkuler
^_^


Ne kadar süre o mezarlıkta ağladım bilmiyorum. Sadece birkaç dakika mi yoksa birkaç saat mi emin değilim. Sonunda biraz toparladığımda mezarlık bekçisi ile konuştuk, abimi tanımıyormuş ama bir daha gelirse beni arayacaktı bunun için numaramı bıraktım. Eve geldiğimde bütün gün birşey yemediğim için acıkmıştım, hem evdeki eksikleri almak hemde biraz yürümek için cuzdanimi alıp çıktım. Daha bahçe kapısını çıkmamıştım ki telefonum çaldı. Belki abimden bir haber vardır diye heyecanla açtım telefonu.
"alo"
"merhaba Nehir"
Diyen bir kadının sesini duyduğumda biraz hayal kırıklığı yaşamıştım.
"merhaba, kimsiniz"
"ben.. Ben Nur Ateş'in annesiyim"
Ates'in annesi mi?
Bir süre ne diyecegimi bilemedim.
Sonra biraz kekeleyerek
"ş-şey Nur Hanım yani neden?"
"Öncelikle bana Nur teyze diyebilirsin tatlım, sen çok küçüktün hatırlamasın belki ama Nermin benim en yakın arkadaşımdı"
Annemin adını duyduğumda icimi tuhaf bir duygu kaplamıştı. Anneme yakın birileriyle konuşmak, annemi dinlemek icimde buruk bir sevinç olusturuyordu.
Ben konusmadigimda Nur teyze devam etti
"Nehir annen çok iyi bir insandı, bilmediğin çok şey var sana herşeyi anlatmak istiyorum ama zamanı değil henüz, senden başka yardım isteyecek kimsem yok, bu yüzden sana güveniyorum: sana guvenebilirim değil mi?"
Bu durumu çok iyi biliyordum, güvenecek kimsenin olmaması...
"elbette bana guvenebilirsiniz Nur Teyze"
Ne olursa olsun bu kadınla konusmaliydim, annem için, benim için, Ateş için.
"biliyorsun Ates'le görüşemiyoruz, arada engeller var bu yüzden bana yardım etmelisin, karşılığında bende sana yardım edeceğim"
"Ateş sizi görmek istemiyor"
Bu doğruydu, o da biliyordu muhtemelen. Nur Teyze'nin
"biliyorum" diyen hüzünlü sesini duyduğumda açık sözlü davrandığım için pisman olmuştum.
Ve devam etti
"Nehir yinede ona ulaşmam lazım.. Ve seni aradığımı kimseye söyleme şimdilik Ateş e bile, hepimizin güvenliği için bu çok ama çok önemli..söz ver"
Ortalikta neler dönüyor ogrenmeliydim artık zamanı gelmişti.
"söz veriyorum bu ikimizin arasında olacak Nur Teyze" dedim. Gerçekleri öğrendiğimde Ateş ten gizlemeyecektim tabiki de.
Bahçe kapısından çıktığımda Ateş le karşılaştım, bana doğru gülümseyerek
"selam" dedi.
"selam, naber"
"iyi, telefonla konusuyordun galiba abinle mi ilgiliydi"
Keşke öyle olsaydı ama maalesef değildi.Nur Teyze ye verdigim sözü hatirlayarak
"Buse ile konustum, liseden bir arkadaş" dedim.
Gözlerimi kaçırıyordum, yalan söylemeyi beceremezdim çünkü.
Ateş birkaç saniye soylediklerimin doğruluğunu ölçer gibi gözlerime baktıktan sonra konuyu değiştirip
"bir yere gidiyordun galiba" dedi
Konunun degismesine sevinerek
"evet markete gidiyorum" dedim.
Ateş
"peki görüşürüz o zaman" diyerek uzaklaştı.
Bende yoluma devam ettim. Birkaç çeşit meyve, makarna ve cikolata alarak eve dönüyordum ki icimi takip ediliyormusum gibi bir his kapladı. Arkama bakamıyorum, sanki bakmazsam öyle birşey yokmus gibi..Ama arkamdan gelen adım seslerini duyduğumda vücudumu bir adrenalin dalgası kaplamıştı.Mantıklı düşün Nehir eğer yeterince hızlı koşup ana caddeye çıkarsan kurtulursun.Elimdeki poşetleri yere atıp tam kosacaktim ki bir el kolumdan yakalayarak
"nereye güzelim" dedi.
Adamın iğrenç nefesini boynumda hissedebiliyorum. Bir yandan kurtulmak için çabalarken diğer yandan
"bırak beni" diyordum.Canım yanıyordu. Orda olduğunu daha yeni anladığım diğer bir adam önüme geçerek bir tokat attı ve iki parmagiyla çenemden tutarak başımı yukarı kaldırıp elindeki bıçağı şah damarıma dayadı. Gozlerimden yaşlar süzülüyordu titriyor ve konuşamıyorum, şu anda evde olup yorganı başıma çekip uyumak istiyordum.Herşey çok fazlaydı kimsesizdim ve kimsesiz bir sokakta ölecektim muhtemelen.Tüm gücümü toplayıp zayıf çıkan sesimle
"imdatt" diye bağırdım. Bıçak boğazıma biraz daha bastirildiginda sesim sonlara doğru boguklasmisti. Muhtemelen minik bir çizik bile oluşmuştu bogazimda.Önümdeki adam kendine has o iğrenç gülüşüyle
"uslu kız ol, yoksa yardım daha sana gelmeden o güzel kafanı vücudundan ayırım, anladın mi?" dedi.
Anladığımı belirtircesine hafif başımı salladim. Adam bu sefer cebinden çıkardığı bir bezle ağzımı bagladi. Diğeri ise ellerimi arkamda birleştirip ellerimi bagladi.
"önce ben" dedi bıçağı olan adam. Önce ne oydu?
Bıçağı yere koyup kemerini çözmeye başladığında kelimeler beynimde yankilaniyordu
T e c a v ü z . . .
Agzimdaki bezin elverdiği kadar bağırmaya calisiyordum ama bu ıssız sokakta kimse beni duymayacaktı muhtemelen..
Tam ümitlerim tükenmeye başlamıştı ki
"bırakın kızı!" diyen sesle başımı çevirdim
"sanane lan işimize karisma kaybol burdan" dedi ellerimi bağlayan adam.
Diğeri ise yerdeki bıçağı eline almıştı bile.
"karisirsam nolur lan, bırakın kızı defolun gidin"
İki adam birden beni kurtarmak isteyen kişiye doğru yurumeye başladılar.Gozlerimden yaşlar sürekli akıyordu, görüşüm bulaniklasmis, cabalamaktan yorulmuştum.Birinin bıçağı salladığını zor secebilmistim.Karsidaki kişi kendini bu hamleden son anda kurtarmaya çalışsa da muhtemelen kolu siyrilmisti.Bıçağı tutan adam bir an bosta bulunduğunda yaralanan kişinin attığı tekme ile bıçak yere düşmüştü, tüm bu olanları bir sis perdesinin ardından izliyor gibiydim, son hatırladığım
"iyi misiniz" diyen bir sesti. Gerisi zifiri karanlık.....
Uyandığımda başım zonkluyordu, ağzımda ekşimsi bir tat vardı, dudaklarim kurumustu
"su" dedim. Yanimdaki hemsire bir bardak su uzattiktan sonra
"nasılsınız" dedi.
Bir hastane odasindaydim
"iyiyim sadece biraz başım ağrıyor" dedim şakaklarimi ovalayarak.
Hemsire gülümseyerek
"merak etmeyin serumunuzda agri kesici var, birazdan azalacaktir agriniz, ben refakatcinizi cagirayim" diyerek odadan çıktı. Birkaç dakika sonra bir adam odaya girdi. Kolu sarılmıştı.Beni kurtaran adam olmalıydı..
"iyi misiniz?" dedi.
Yatakta elimdeki serum elverdigince dogrulup
"iyiyim, yani teşekkür ederim siz orda olmasaydiniz" dedim, devam edemedim lafima
Adam gülümseyerek
"şans eseri oradaydım, biraz yürümek için uzun yolu secmistim ve seni duydum, neyse şükür iyisin, Deniz ben bu arada"
"bende Nehir"
Birkaç saat sonra serum bitmis ağrılarım azalmıştı, birkaç gün dinlenmemi ve bogazimdaki pansumana dikkat etmemi söyleyip taburcu ettiler beni.Oldukça yorgun olduğum için eve gelip direk uyudum.
Uyandığımda saat çoktan öğleden sonra 2 olmuştu. Bu kadar olayın üstüne bu uyku normal dedim içimden.
Dün öğleden beri hicbirsey yemediğim için oldukça acikmistim, kendime bir tost yapıp yedikten sonra yeniden odama çıktım.
İşte hayatımı değiştiren telefon o anda geldi.
Arayan mezarlık bekcisiydi.
Telefonla konuştuktan sonra o heyecanla evden nasıl çıktım bilmiyorum "babanızın mezarını bir genç ziyarete geldi" dedi.
Abimden başkası olamazdı.
Bu sefer bulmuştum onu..
Derin bir nefes alıp Ateş in kapısını çaldım. Sevincimi onunla paylaşmak istiyordum.
Ateş kapıyı açtığında
"Ateş abim..onu buldum" dedim. Çok hızlı konusuyordum.
Ateş gülümsemeye çalışarak
"sevindim" dedi.
Bu kadarmiydi. Tamam büyük bir tepki vermemesi normaldi ama bu çok umursamazcaydi.
"şey yani benimle gelmek ister misin? Onu görmeye"
"sen yalnız gitsen daha iyi, neyse benimde cikmam lazım hazirlanicam görüşürüz" diyerek kapıyı kapattı Ateş.
Bu duruma biraz bozulsamda aldırmadım, onunda için kötü bir gün olmalıydı. Hemen bir taksi çevirip mezarliga gittim. Benim için yıllar kadar uzunmus gibi gelen bir süre sonra mezarlığa vardığımda, babamın mezarına doğru yöneldim. Mezarda bir demet beyaz gül ve mezarin başında sırtı bana dönük bir adam vardı. Yaklastigimda durup adamın sözlerini dinledim.Benim orda olduğumu farkedememisti.
"seni çok özledim baba. Kardeşimi de çok özledim sana söz veriyorum bulacağım onu" dedi mezarin üstündeki toprağa dokunarak. Acı ne kadar uzun sürerse sürsün ne kadar derin olursa olsun beklediğin mutluluk geldiğinde hepsi unutuluyordu, işte o an gozlerimden dökülen yaşlar yaşanan acılar için değil sonunda gelen mutluluk içindi.
Bir adım daha atarak
"Bende seni özledim abicigim" dedim.
Adam başını bana doğru cevirdiginde o tanıdık yüzle karşılaştım. O da beni gördüğünde şaşırmıştı.
*****


ATEŞ
Babam aradiginda mezarlıktan yeni gelmistik.Nehir i evine bırakıp kapida beni bekleyen babamın yanına geldim.
"anahtarın vardı neden girmedin" dedim.
Babam bir tuhaf görünüyordu bugün, birşeyler canını sıkmış olmalıydı.
"konusmamiz lazım" diyerek içeri girdi, bende peşinden gittim.Önemli bir konu olmalıydı.
"sorun ne" dedim, babamın karşısındaki kanepeye oturarak
"sorun Nehir oğlum, onu iyi bir kız sanmıştım ama o da annesi gibiymis beni yanılttı doğrusu"
"nasıl yani"
Nehir ne yapmış olabilirdi ki, birilerini üzecek biri değildi o, çok iyi bir kızdı, hatta hoş bir kızdı.
"Nermin i biliyorsun Nehir'in annesi. Nermin, ben, Nur ve Kemal üniversiteden arkadaşız.Nermin bana aşıktı ama ben Nur' u seviyordum ve annenle evlendim.Nermin bunu hazmedememis Kemal'le evlenmesi aslında planın paravan kismiymis. Nur' un aklına girmiş Şahin beni seviyor demiş kendince bir iki sahte kanıt sunmus.Nur başta inanmasada zamanla inanmış, uzaklaştı benden. O kaçtığı serefsizle de Nermin tanıştırmış Nur'u"
Duyduklarım çok büyüktü ve çok acı.Sadece dinliyordum, haksızlığa uğrayan bunca zaman acı çekmiş babamdan gerçekleri dinliyordum.
"peki Nehir" dedim kuru bir sesle
Babam gözlerimin içine bakarak
"Nehir, Nur ile görüşüyormuş hemde yıllardır"
"a-ma o niçin..yani soylemedi bana"
"senin annen ile bir araya gelmeni istemiyor, o da annesi gibi" dedi babam.
Herşey çok mantiksizdi, bunca zaman Nehir' i yalnis mi tanımıştım?.Ona annemi anlatmıştım, gözlerimin içine bakıp üzgünüm demişti, destek olmuştu bana. Tüm bunları yaparken içinden dalga mi gecmisti.
"bu mümkün değil baba, Nehir böyle bir insan değil yanılmış olmalısın" dedim ve kendimi dışarı attım.

Nehir...onla konusmaliydim.

Bahçeye doğru Yaklastigimda Nehir telefonla konusuyordu.
"Elbette bana guvenebilirsiniz Nur Teyze"
Biraz daha yaklasip dinlemeye karar verdim.Dünyadaki tek Nur annem değildi, başkasidir muhtemelen dedim
"Ateş sizi görmek istemiyor"
Adımı duyduğumda içimden birşeyler kopmustu.Bu annemdi ve Nehir annemle konusuyordu.
"Söz veriyorum bu ikimizin arasında olacak Nur Teyze"
Oldukça samimiydiler, sadece ikisinin arasında olan bir durum dedim içimden. Annem beni terkedip yıllarca aramazken Nehir'le konusuyordu ve ben haberi bile olmayan üçüncü kisiydim aralarında.
Nehir telefonu kapatıp beni fark ettiginde
"selam" dedim ve gülümsedim, durumu anlasın istemedim.
O da
"selam naber" dedi.
"iyi telefonla konusuyordun galiba, abinle mi ilgiliydi"
Vereceği cevap herşeyi cozebilirdi, annenle konustum demesi yeterliydi onu anlayabilirdim benim iyiligim için gizlemiştir derdim o zaman ve onu dinlerdim.
Ama öyle olmadı
"Buse ile konustum, liseden bir arkadaş" dedi
Y a l a n s ö y l e d i . . .
Gözlerini kaçırıyordu, daha iyiydi belkide böylesi ihanetini gormezdim o zaman.
"bir yere gidiyordun galiba"
Lafı değiştirmiştim daha fazla yalana katlanamazdim.
"evet markete gidiyorum"
"peki görüşürüz o zaman" diyerek arabama doğru yöneldim ve en yakın bara doğru sürdüm. Hayatimda annemden sonra en çok sevdiğim diğer bir kadın tarafından ihanete uğramıştım. Hayatima hızla giren Nehir aynı hızla gözümden düşmüştü.
Geride sadece hayal kırıklığı ve keşkeler kalmıştı. . .

******
Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir derler evet doğruydu. Ateş ve Nehir'in de umutlari vardı ve geleceğe dair planları ama hayat onları öyle bir noktaya getirmişti ki tüm kurallar bozulmus tüm yazılar silinmisti, şu anda odasında keyif kahvesini yudumlayan o adamın yazdığı planlar hariçti  tabiki de. . .

ChoiEunSoo.

Bir Umuttu GelecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin