2. Bölüm: Grup Yaz Kampı

6 3 0
                                    

     Sabah Meleğin sesiyle gözümüzü açtık:
-Uyanın artık sabah şekerleri. Onu böyle görmek beni mutlu etmişti. Hemen Cemreyle aynı anda kalkıp banyoya girdik. Kızlarla birlikte bugün süslenmeye karar vermiştik. O yüzden en güzel kıyafetlerimizi giyindik. Melek altına çok kısa olmayan bir siyah etek ve üzerine sadece kolları salaş olan mavi bir gömlek, saçlarınıda önden birer tutam örüp arkadan birleştirmişti. Cemre ise kırmızı, beyaz çiçekli bir elbisenin altına beyaz bir ayakkabı giymişti. Kabarık kıvırcık saçlarınıda ise tek yandan tutturmuştu. Bende üzerine sarı bir blüz altıma turuncu bol bir etek giyinip saçlarımın üst kısmından bir tutamını kıvırıp topuz yapmıştım. Onun dışında birkaç takı toka takmıştık. Yemek haneye gidene kadar bütün erkekler bize bakıyordu. Nedense bu beni huzursuz etmişti. Bunlar neye bakıyordu, gerçekten bu kadar güzel miydim. Neyse biz yemekhanede yemek yedik ve bir hoca bizi bahçede topladı ardından konuşmaya başladı:
-Evet çocuklar. Bu yaz bu kampta çok güzel oyunlar oynayacağız. Ayrıca sizin yeni arkadaşlar edinmeniz için sizi bir ay boyunca erkekli kızlı karışık altı kişilik gruplara böleceğiz, Hoca bunu söylediğinde kalabalıktan bir "of" sesi çıktı. Bizde kızlarla kendi aramızda söylenirken Melek konuştu:
-Ben bir lavaboya gideyim kızlar. Dedi ve aramızdan ayrıldı.
                ×××Melekten×××
     Lavabolara yöneldiğimde cebimden telefonumu çıkardım. Şuan hem telefona bakıyor hemde yürüyordum. Tam tuvalet lerin oraya geldiğimde biriyle çarpıştım. Sinirle kafamı kaldırıp söylendim çünkü boyu baya uzundu:
-Dikkat etsene kardeşim! Çarptığım çocuk 1.90 boylarında siyah kıvırcık saçlı, siyah gözlü bir çocuktu. Telaşla eğilip telefonumu bana uzattı. Gerçekten çok yakışıklıydı.
-Afedersin. Bağırmana gerek yoktu. Bir şey olmamış telefonuna. Sonra suratıma öyle bir baktı ki içim gidiyordu. Elimi uzatıp telefonumu aldım:
-Pardon ya biraz fazla abarttım galiba. Telefonum benim kırmızı çizgim. Gülümsedi:
-Önemli değil. Senin adın neydi?
-Melek. Şaşırmış gibi baktı yüzüme ve sonra ben devam ettim:
-Senin adın ne?
-Sinan. Allahım ismide çok güzel bayılcam şimdi.
-Neyse benim gitmem lazım sonra görüşürüz. Dedim gülümseyerek:
-Görüşürüz, Dedi. Göz kırptı ve erkekler tuvaletine girdi. Bende işimi halledip kızların yanına döndüm.
                  ×××Işıktan×××
     Melek geldikten sonra hoca tam da bizim isimlerimizle beraber üç tane erkek ismi sayıyordu:
-Işık Günay, Melek Aygün, Cemre Yılmaz, Sinan Erdoğdu, Emre Şekercizade, Can Erdoğdu, dedi hoca. Can ismini duyunca içimde bir şeyler koptu. Sanki benim beklediğim Can buydu. Sonra hoca erkekleri ve bizi sahneye davet etti. Sahneye yöneldiğimizde onları gördük. En baştaki 190 boylarında siyah kıvırcık saçlı, siyah gözlü, çok hoş bir çocuktu. Onun bir yanındaki 185 boylarında düz sarı saçlı, mavi gözlü baya yakışklı ama benim pek ilgimi çekmemişti. Çok sempatik birine benziyordu. En sonda 185 boylarında havaya kalkık kumral saçlı yeşil gözlü, hafif çilli,içlerinden bana en yakışıklı gelen çocuk buydu:
-Çocuklar hadi kaynaşın arkdaşlarınızla. İlk önce sarışın olan elini uzattı:
-Merhaba kızlar ben Emre memnun oldum.
-Ben Cemre bende memnun oldum.
-Bende Melek, bende memnun oldum.
-Bende Işık çok memnun oldum. Sonra yanındakileri işaret etti:
-Beyler kendinizi tanıyın. Kıvırcıklı olan konuştu:
-Selam kızlar ben Sinan Memnun Oldum. Herkesle selamlaştı ama Melek şoka girmiş gibiydi. Hafif kolunu dürttüm. Şaşırmış gibi bir bakış attı bana:
-Ne oldu, diye sordum.
-Bir şey yok, dedi. En son Canda bizimle tanışmaya karar vermişti:
-Selam kızlar ben Can Memnun oldum. Sesi o kadar naif çıkıyorduki çok kibar bir insan olduğu belliydi.
-Evet çocuklar şimdi gruplarınızdan bir kişi bir mesaj grubu kursun ki görevlerde haberleşebilesiniz, dedi hoca. Emre telefonunu çıkarıp hepimizi kaydetti ve bir grup kurdu. Hepimizin telefonuna aynı bildirim sesi geldi:
        *0531....... Kişisi sizi "Grup Yaz Kampı" na ekledi*
     Herkes birbirine baktı. Kısa bir sessizlik oldu sonra kıkırdamaya başladık. Benim ise gözlerim hala Can'daydı. Ne kadar güzel bir adı vardı. Adı Can dı. Yada bana öyle geliyordu.
     Gruplar kaynaştıktan sonra her grup yemek yemek için dağıldı. Bizde yemek yemek için kamptan ayrıldık. Bugün hafta sonu olduğu için kamptan dışarı çıkabiliyorduk. Erkekler bizi çok hoş bir restoranda götürdüler. Biz güzel güzel yemeğimizi yerken herkes kendi hayatından biraz bahsetmişti. Emrenin dedesi 1 yıl önce vefat etmiş ve artık kocaman bir yalıda tek başına yaşıyormuş. Can ile Sinan kuzenmiş. Sinanın ailesi genelde onunla değil, onun başarısıyla ilgileniyorlarmış. Can ise hala hiçbir şeyden bahsetmemişti. Onun hayatını sır gibi tutması beni onun hayatını daha çok merak etmeye itiyordu. Çünkü ben onun hakkında daha çok şey bilmek istiyordum.
     Restoranda dans müziği çalmaya başlamıştı. Sinan yavaşça Meleğe yaklaşıp onu dansa davet etti. Melek şaşkınlıkla bize bakarken biz Cemreyle şaşkınlıktan ölüyoduk. Sonuçda daha tanışalı 1 saat olmuştu. Kendimize gelip kafamızı salladık -evet anlamında-. Melek Sinanın elini tuttu ve dans etmeye başladılar. Bir anda içimden geçenler dudaklarıma yansıdı:
-Ne kadar çok yakışıyorlar. İnşaAllah en kısa sürede kavuşurlar birbirlerine... Can'ın derin bir şekilde iç çektiğini duydum ve kafam ona döndü. Şimdi ise çok garip bir durumdaydık. Cemre içi gide gide Emreye bakıyor. Emre ise biraz endişeli gibi. Ben Can'a bakıyorum sanki uzun zamandır görmediğim sevdiceğimle özlem gideriyor gibi, oda bana bakıyordu. Ama açıkçası ne anlamda baktığını anlayamıyordum...
    
     "Çünkü sevmeliymiş insan, eğer iyileşmek istiyorsa, tekrardan parlamak istiyorsa sevmeli... "

"Birgün bir prens ormanda dolaşırken ormanda meyve toplayan bir kız görmüş onu görür görmez çok sevmiş. Ama bu prensin babası çok tehlikeli bir adammış. Bu prensesi severse onada zarar verebileceğinden korkuyormuş. Bu yüzden bu prensesi her gün takip edip onu gizli gizli sevmeyi ama başına birşey gelirse de onu korumayı düşünmüş ve o günden sonra prens küçük prensesi gizli gizli sevmeye başlamış... "

                           2. Bölüm Sonu

Karanlığın ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin