Islak zeminde yürürken insanlar etrafta koşuşturuyordu. Bir yandan onları inceliyordum. İşte bizim görevimiz insanları korumaktı.
Ama içlerinden bilmedikleri kanun kaçakları herkesin yakalamaya cürret edemeyeceği kişileri TGEK'den olaylar gizlice h...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1 Ay sonra
"Alya bugün hangi toplantılar var?"
Evet bugün tam 1 ay olmuştu. Bir aydır burada çalışıyordum. Ayrıca evet bazı görevler için bu kadar süre çalışmamız gerekebilirdi.
Ama değmiş miydi?
Evet değmişti çünkü birçok kişinin güvenini kazanmış ve istediğim bir çok bilgiye erişebilmiştim.
Bana bu soruyu soran şeref yoksunu inanı yakalayacak yeterli kanıt elimde vardı.
"Saat sekiz buçukta Berk bey ile toplantınız var, 9 da yeni projeleriniz ile alakalı basın toplantınız var. Sonrasında saat 12 de yiğeninizin veli toplantısına katılmanız gerek" dedim sonlara doğru sesim kısılırken.
Şuan onu boğmamak için kendimi zor tutuyordum.
"Baş belası" diyerek sessizce fısıldadığını duymadığımı sanda da duymuştum.
Küçücük bir çocuğun annesiz,babasız, abisiz kalmasına sebep olmuş sadece bir gece de tüm dünyasını başına yıkmıştı. O ise şimdi büyümüş hiçbirşeyden habersiz ona sahip çıkan kişinin dünyanın en iyi kişisi olduğunu düşünüyordu.
Olay sadece bununla sınırlı değildi. Rolünü çok iyi oynayan Sinan Dalkıran uyuşturucu kaçakçılığı yapıyordu. Duyduğuma göre daha önce de depolama yapmış ama her seferinde gizlice yok edilmişti.
Fabrikaların neden gizlice yok edilmeyip patlatıldığını anlamak zor değildi. Patlatan kişi önceden gizlice imha etmiş fakat ders almadığından göz dağı vermek için dikkat çekmek istemişti.
Ama fabrikaları patlatan kişinin ilk işi değildi bu. TGEK bundan şüphelendiğinden bulunmasını istemişti.
Ama şuna şüphe yokki bunu yapan kişi hiçbir masumun kanına gitmemişti buna emindim. Yaptığı tüm işlerde bizim yakalamamız, bulmamız gereken kişileri önümüze sermişti.
Keskin deha seni kesinlikle bulacağım çünkü nasıl biri olduğunu cidden merak ediyorum.
Uyuşturucuların nerede nasıl depolandığını biliyor olacağından Sinan Dalkıran'ın çok uzağında değildi keskin deha.
İzin alarak çıkarken buradan gitmek için gün sayıyordum ama dediğim gibi önce keskin dehayı bulmalıydım.
Masama ilerlerken Demir baş selamı vererek odaya girmişti. Evet finans müdürü olarak ise girmişti ve hiçte kötü bir iş çıkarmamıştı.
Şuana kadar hiç tartışmamıştık. Anlaşılan Demir cidden değişmişti ve biz arkadaş olma yolunda ilerliyorduk. Sözde arkadaşlıktan bahsetmiyorum ben.
Diğer yandan Denize, Ayaza ve Alp'e gelirsek durum gülünç denebilirdi. Bunu hatırlayınca gülesim gelmişti.
Ayaz bir ay önce dönmüştü. Sizce Denizin hamile olduğunu nasıl öğrendi?
