Sarhoş Evlilik

Kim bu adam?

       Şu an bu özel uçakla Dubai'ye gidişimizin sebebi bir ay önce aldığımız teklif.

   Arap şeyhlerinden Jamir bin Kammal Türkiye'den kumaş ve giyim sanayisi konusunda ihracat yapmak istemişti. Bunun içinde Bir tekstil şirketi ve benim de çalıştığım bir moda firması olmak üzere iki kuruluşla anlaşma imzaladı. İş sonladığında hem iki şirket hem de Arap Şeyhi Jamir Bin Kammal bu işten epey karlı çıkınca bizi kutlama amaçlı Dubai'deki oteline çağırdı. Bu cömert şeyh aynı zamanda iki şirketten gelecek misafirlerini alması için Türkiye'ye özel uçağını gönderdi..

     Uçakta keyifler epey yerindeydi. Ben çalıştığım firma tarafından yapılan defilelerde stilistlik yapıyor aynı zamanda da çeşitli moda dergilerinin editörlüğünü üstleniyordum. Benimle beraber dört kız üç erkek olmak üzere modacı ve reklamcı iş arkadaşlarımda uçaktaydı.

    Uçağın bu kısmında biz bize eğlenirken diğer kısımda ise anlaşmanın ikinci tarafı olan tekstil şirketinin ortakları vardı. Yakışıklı ve karizmatik gözüken bu iş adamları biz modacı ve stilistlere pek yüz vermiyorlardı. Ardı ardına şampanyalar patlatılıyor ve Şeyh’in Arap asıllı güzel hostesleri de onlara eşlik ediyordu.

   Biz ise heyecanla orada tanıyacağımız arap kültüründen bahsediyor, arap kadınlarının moda anlayışına ve stiline yakından tanık olacağımız için mutlu oluyorduk. Ekibimizde iki sevgili olan İpek ve Deniz birbirleriyle cilveleşmeye başlayınca bizim guruptan da tezahüratlar kopmaya başladı. Yükselen sesimiz iş adamlarından birinin dikkatini çekmiş olacaktı ki dikkatini buraya yöneltti. Bakışlarının benim üzerinde olduğu fikrine kapılınca ürktüm. Sağı dolu belli olmayan bu egoist görünüşlü adamdan azar işitebilirdim. Ben de kaçış olarak kulaklıklarımı taktım ve uykuya dalmak için girişimde bulundum. Ama asıl ilginç olan... Gözümü kapattığımda göz kapaklarım hala o bana bakan adamı gösteriyordu sanki...

   Yaklaşık üç saat sonra bir sarsıntıyla gözümü açtığımda iniş yaptığımızı fark ettim. Şu an Dubai'nin havalimanı "Dubai World Central" e iniş yapıyorduk. Şirketimin beyin takımı olan iş arkadaşlarımla beraber uçaktan indiğimizde elinde şirket isimlerimizin yazıldığı bir kartonla bizi bekleyen iyi giyinimli adamı fark edince hepimiz o yöne doğru hareket ettik.

    Hava limanının önünde dört limuzin bizi almak için bekliyordu. Valizlerimiz özenle bagajlara yerleştirildi. İşte gidiyorduk. Dubai'nin en lüks otellerinden "Dubai X" de üç gece dört gün sürecek tatilimiz başlıyordu. Tabii o sıralar bu tatilin başıma ne işler açacağını bilmiyordum.. 

Yaklaşık yarım saat sonra süper lüx dizayn edilmiş üç ana bina, iki ayrı havuz alanı, plajı, hamamları ve türlü eğlence hizmeti veren bölümleriyle Dubai X'in kapıları bize açılmıştı. Herkes odalarına teker teker yerleştirildi. İki şirket toplamda on beş kişiydik ve herkese birer oda verilmişti.

Kapısında ingilizce Editor Beren Saran yazan odam epey havalıydı. Altın kaplı çeşmeleri, salon büyüklüğünde banyosu, duvarın yarısını kaplayan LCD Televizyon derken burayı kral dairesi sandım. Defileler yüzünden çok ülke dolayısı ile çok otel gezmiştim ama burası bambaşkaydı.

Kendimi duşa atmak yerine üzerime bikinilerimi geçirip yazlık elbisemi de giyerek havuza inmeye karar verdim.

Kızlara mesaj atıp "Havuzda buluşalım." Dedim.

 İçine güneş yağı, kitap ve telefonumu attığım plaj çantamla havuzun yolunu tuttum.

Ben kendime boş şezlong ararken yanıma gelen otel görevlisi bizim için özel bir loca ayrıldığını söyledi. Yirmi dakika içinde dört modacı locamıza uzanmış içki kokteyllerimizi yudumluyorduk. Kahkahalar havalarda uçuşuyor keyfimiz katlanarak artıyordu. Bizim grubun erkekleri de havuzdan bir türlü çıkmıyordu.