"Burada bekle beni Beren. Kocana da sahip çık."
Bu adam beni çok korkutuyordu. Az önceki bakışlarını ömrüm boyunca unutamayacağıma eminim. İşini kurtarmak için her türlü rezilliği yapabilecek kadar haysiyetsizdi.
İki-üç dakika sonra elinde kağıt bardağa doldurduğu kahveyle geldi.
"Al şu kahveyi. Bak asansörü de çağırdım. Şimdi biniyoruz. Aşağı iniyoruz. Ben sizi Şeyh'in limuzinlerinden birine bindiriyorum. Doğru otele gidiyorsunuz. Yolda bu kahveyi de içir Levent'e. Ayılsın. Bir rezalet daha istemiyorum. Yarın konuşacağız olanları. "
Tam 123 kat aşağı indik ve ben yükseklik korkum yüzünden yine yarı baygın olan Levent'in eline tırnaklarımı geçirmiştim.
Burak, Levent'i arka koltuğa bindirdi. Ben de yanına oturdum. Avukat son anda başını arabanın içine soktu.
"Son kez söylüyorum. Bu adam ayılmadan bu arabadan inmeyecek."
İtaatkarca başımı salladım. Burak'ın kapıyı kapamasıyla araba hareket etti. Arabanın ani hareketiyle Levent'in başı omzuma düştü. Bir yandan da mırıldanıyordu.
"Gerçek.. Gerçekten mi?"
"Levent hadi canım iç şu kahveyi bak zorlama beni hadi."
"Gerçekten iç Levent!"
"Gerçekten se-seviyor musun?"
"Kimi?"
Sorumu cevapsız bırakıp bir kez daha sızdı. Ben de ayıltmak için yüzüne dokunduğumda elimin ıslandığını hissettim. Kaşı kanıyordu.
"Levent uyan hadi iç şu kahveyi. Hadi!"
Bu sefer çok bağırmıştım. Başını hafif doğrultunca bende elimdeki bardağı dudaklarının arasına dayadım. Yudumlarının sesini duydukça bardağı biraz daha eğiyordum. O kadar alkolden sonra susamış olmalıydı ki bir kahveyi bir kerede bitirdi. Sonra da başını tekrar omzuma dayadı.
Yolumuz uzundu. Daha yirmi dakika vardı otele gelmemize. Bir anda başını kaldırınca şaşırdım.
"Kendine geldin mi?"
"Sen az önce ben Levent'e aşığım mı dedin?"
Ayılır ayılma bunu sorması ilginçti gerçekten.
"Evet."
"Neden?"
"Çünkü bunu söylemeseydim Jamal'ın yumruklarından sonra suratına estetik ameliyat gerekecekti. "
"Beni korumak için söyledin yani?"
"Hayır bakmaya zaten tahammül edemediğim suratın daha da insanlıktan çıkmasın diye."
Bu sözüm üzerine istemsizce dizimde duran elini çekip yanımdan kaydı. Pencere kenarına kadar gidip başını arkaya yasladı. Yol boyunca da bir daha tek kelime bile etmedi.
Otele geldiğimizde şöför inip kapılarımızı açtı. Arabadan indiğimde bir sürprizle karşılaştım. Khan otelde bizi bekliyordu.
"Khan! Merhaba! Gecenin bu saatinde burada ne işin var. "
"Merhaba efendim. Şeyh beni sadece sabah için değil her saniye sizin yanınızda olmam için görevlendirdi. Ben de otelde kalıyorum. Ne zaman isterseniz ulaşabilirsiniz. Bu arada odalarınızdaki eşyalarınız balayı suitine taşındı. Buyrun size odanıza kadar eşlik edeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarhoş Evlilik
RomanceBir sabah uyandığınızda, kapınızda evliliğinizi kutlamak için gönderilmiş bir şampanya, ve yatağınızda yakışıklı bir adam görseniz ne yapardınız? Ben söyleyeyim; Çığlık çığlığa kaçardınız! Ama Beren böyle yapmadı. Yapamadı. Çünkü biraz alkol onu bü...