Ben şoktayım galiba. Gözüm de seyiriyor. Titreme aldı sanki beni. Düğün mü yapacağız biz şimdi? Herkesin katıldığı bir düğün. Herkesin benim bu adamla evli olduğumu yakından göreceği bir düğün!
"Ee Levent oğlum. Kendinden bahset nesin? Necisin?"
"Ergin Babacığım. Baba diyorum ama? "
"De evladım de. Baban sayılırım artık senin."
"Teşekkürler. Ben işletme mezunuyum. Üç yıl önce dört ortak bir tekstil şirketi kurduk. Kısa zamanda büyük işler yaptık. Şimdi bizim şirkete bağlı bir de tekstil fabrikamız var. Kazancımız iyi şimdilik. Yurt dışı ile işler yapıyoruz bol bol. Xaten Beren ile de bu sayede tanıştık."
Annem sanki dizi izliyormuş gibi heyecan içinde sordu.
"Damat anlatsana nasıl tanıştınız? Neden yangından mal kaçırır gibi evlendiniz?"
"Derya anneciğim. Ben kızınızı ilk gördüğüm an evlenmeye karar vermiştim zaten. Bir akşam yemek yedik. Çok güzel geçti. Ben de çıkardım cebimden yüzüğü evlenme teklif ettim. Beren de kabul etti. Ertesi gün otelde bir organizasyon yaptım. Bizimle Dubai'ye gelen iş ortaklarımızın katıldığı ufak bir törenle evlendik. Beren için de çok ani oldu."
"Yaa kesinlikle.."
"Ay Ergin baksana çok romantik. Gençler işte kanları kaynıyor."
"Derya hayırdır? Çocuklar gelene kadar tansiyon aleti ile geziyordun. Şimdi nereden geldi bu sevinç?"
"Karıştırma şimdi orasını Ergin. Damadımızu sevdim yani ne var."
"Valla ne yalan söyleyeyim. Ben de bu aöık sözlülüğünü mertliğini beğendim çocuğun. Yalnız Levent bak en kısa zamanda annenlerivalıp geliyorsun ziyaretimize olur mu oğlum?"
"Tabii tabii ne zaman isterseniz. Tam bir aile olduk değil mi Beren? Beren? İyi misin betin benzin attı sevgilim. "
"Aşktandır ayol aşktan. Beren anneciğim gel hadi biz pastaları hazırlayalım. Babanlar konuşsunlar. Sen de bi yüzünü yıka kızım ruh gibi oldun birden. Biz hemen geliyoruz Leventçiğim. Babanla konuşun siz."
Annemin arkasından hızlı adımlarla mutfağa gittim. İçeri girer girmez kapıyı kapatıp anneme sarıldım. Annem bunu hiç beklemiyordu. O da kollarıyla beni sardı.
"Bebeğim ne oldu sana? Çok mu özledin anneni?"
"Hem de çok."
Ne kadar güvenli bir yerdi anne kucağı. Burada kimseden zarar gelmeyeceği ne kadar belliydi. Anne, baba dünyanın en büyük sığınağıydı sanki. Koşulsuz, karşılık beklemeyen bir sığınak..
Birlikte pastaları servis tabaklarına yerleştirip tepsiye dizdik. Annem çayın altını söndürüp bardaklara koydu. O arkada ben önce elimizde tepsilerle salona döndük.
Gördüğüm manzara o kadar güzeldi ki.. Babam tekli koltuktan kalkmış Levent'in yanına geçmişti. Bir yandan sırtını sıvazlıyor bir yandan da evlilikle ilgili öğütler veriyordu. Levent ise babamın gözlerinin içine bakıyor onu saygıyla dinliyordu. İçimden rolünü bu kadar güzel oynadığı in teşekkür ettim. Ama içimde buruk bir korku büyüdü aniden. Şimdi böyle kendine alıştırırsa üç ay sonra boşandığımızda ne yapardı ailem? İki kat üzülmezler miydi?
Babam beni görünce kalkıp tekrar tekli koltuğuna geçti. Ben de pastaları dağıtıp Levent'in yanına oturdum.
Saatler boyunca sohbet ettik. Levent tüm gece elimi tuttu. Babam ve annemin sevgisini kazanmıştı. Arada babamla sohbete dalıyor biz de annemle onları dinliyorduk. Levent bol bol kendinden bahsetti. Ben de onun hakkında bilmediğim bir çok şey öğrendim. Üniversiteyi burs ile okuduğunu, ilk evliliğini yaptığında iş hayatına yeni atıldığını, maddi imkansızlıklar olduğunu, Efe doğduktan sonra dişini tırnağına takarak çalıştığını ve durumu hayli düzelttiğini şu an çalıştığı şirketin kurucu ortaklarından olduğunu anlattı uzun uzun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarhoş Evlilik
RomanceBir sabah uyandığınızda, kapınızda evliliğinizi kutlamak için gönderilmiş bir şampanya, ve yatağınızda yakışıklı bir adam görseniz ne yapardınız? Ben söyleyeyim; Çığlık çığlığa kaçardınız! Ama Beren böyle yapmadı. Yapamadı. Çünkü biraz alkol onu bü...