Gözlerimi açmaya gücüm vardı artık. Nefesim düzenli olmasa da...
Yavaşça yattığım yerde doğruldum.Odamdaydım ve sadece masa lambamın açık olması gözlerimin kararmasına yol açtı. Peki kim gelmişti ve bana yardım etmişti?
Kapının hafif aralanması ile sorumun cevabı gölgesini gösterdi. İçeri Serkan polis girdi.Gerçekten sözünde durdu ve geldi. Yerimde tamamen doğrulup oturur duruma geldim. O da ışık az olduğu için dikkat ederek masanın yanındaki sandalyeme oturdu.
-Astım hakkında bir şeyler biliyorsunuz sanırım?
Yıllardır ilaç kullanmıyordum.Nasıl kurtardı beni?
-Evet, kardeşim de astımdı.
-Atlattı mı?
-Hayır o... Vefat etti bu hastalık yüzünden.
Yüzünü tam göremesemde asıldığını tahmin edebiliyordum.
-Ben... Özür dilerim.
Anıl 'a böyle bir şey olsa ben ne yapardım? Onun şimdilik herhangi bir hastalığı yoktu.Umarım olmaz da.
-Sen iyi misin?
-Şimdi daha iyiyim. Bu arada saat kaç?
Duvar saatim ışığa çok uzak kalıyordu.
- 4 e geliyor. Ben aşağıdayım dinlenin siz bugün çok yorucuydu. Anıl da uyuyor zaten.
Dedi ve kapıyı aralık bırak gitti.
Haklıydı bugün gerçekten zordu. Ama yarın, sonraki günler daha zor olacaktı. Tam kafamı yastığa geri koymuştum ki bir ses duydum. Bugünün zorluğu bitmemişti anlaşılan.Anıl 'dı .Üzerime daha yeni örttüğüm battaniyeyi fırlatarak karşıdaki odaya daldım.Sayıklıyordu.Yanına yaklaştım.
"Baba gitme, babaaaa"gözlerini açtığında ona sıkıca sarıldım.Ben ona hiçbir şey anlatmamıştım ama o her şeyin farkındaydı.
-Abla babam da gitti, bıraktı bizi değil mi? Annem gibi o da gitti. Bizi sevmiyorlar mı niye gittiler?
Bunları söylerken sol gözündeki yaş daha fazla duramayıp aktı. Anıl küçük yaşına rağmen çok cesurdu,kolay kolay ağlamazdı.Sokakta dizi kanadığında eliyle silip oyuna devam ederdi. Şimdi ağlaması canımı çok yakıyordu.
-Hayır ablacım bizi sevmez olurlar mı. Onlar şimdi bizi izliyor ve biz ağladığımız için onlar da üzülüyor. Hadi ağlama artık tamam mı? Kay bakalım.
Daha fazla ağlamasına dayanamazdım. O daha çok küçük bunları yaşamamalıydı.Ufak bir hamleyle kaydı ve bende yanına uzandım.O da daha fazla dayanamayıp uykuya daldı.
Anıl çok tatlı bir çocuktu.Benim aksime siyah dalgalı saçları vardı. Babam gibi...
Sabah kalktığımda yanımda Anıl'ı göremeyince birden panik oldum. Uyku sersemi bir şekilde yalpalayarak aşağı indim. Gözümün önüne gelen karışmış saçı elimle kulağımın arkasına attım ve mutfağa daldım. Çok derin bir nefes verdim. Buradaydı. Masaya bir şeyler koyuyordu .Masa da oldukça güzel görünüyordu. Yumurta pişiren Serkan polis de pişen yumurtaları tabaklara koyuyordu.
Bana dönüp ,
-Özür dilerim ama Anıl acıkmıştı.
Dedi mahçup şekilde.
-Önemli değil elinize sağlık diyip Anıl'ın burnunu sıktım. Gayet mutlu görünüyordu.
-Abla hadi bak ben acıktım.
Diyerek göbeğini gösterdi. Bende elime bir zeytin alıp ağzına götürdüm. Serkan polis ise bizi izliyordu .
-Hadi sizde oturun, dedim karşımdaki sandalyeyi göstererek.
Onlar kahvaltı yaptıktan ben ise tabağmdakilerle oynadıktan sonra onlar içeri geçti bense masayı topladım. Daha sonra kıyafetlerimi değiştirdim bugün yine yoğun geçecekti. Anıl'ın üstünü değiştirip aşağı indik.
-Biz hazırız çıkabiliriz.
Serkan polis de montunu giyince evden çıktık. Kapının önündeki siyah arabaya binip yola koyulduk.
Karakola vardığımızda o gün beni içeri almayan polisleri yine gördüm. İçeri girdiğimizde Serkan beklememiz için bizi bir odaya götürdü.Anıl etrafı incelemek için kocaman gözlerle etrafa bakıyordu.Odanın kapısı hafifçe aralandı ve içeri siyah kalem etekli etrafa delici bakışlar atan bir kadın girdi.
-İdil Soylu?
-Evet, benim.
-Ben sosyal hizmetlerden geliyorum. Özel olarak konuşabilir miyiz?
Dedi gözleriyle Anıl'ı göstererek.
-Anılcım 2 dakika kapının önünde durur musun?
Kafasını sallayıp çıktı.
-Buyrun.
-Bakın şuan Anıl'ın en yakın akrabası hatta bildiğimiz kadarıyla buradaki tek yakını sizsiniz.
-Evet.
-Ve siz de şu an çalışmadığınız ve evli olmadığınız için Anıl'ı sizden almak zorundayız.
-Nasıl? Hayır bunu yapamazsınız.
-Yapmak zorundayız.
Tam kapıya doğru yaklaştım ki kadın benden önce davranıp çıktı. Kapıdaki iki adama işaret verdi. Ve biri Anıl'ı kucakladı. Koşacaktım, kurtaracaktım kardeşimi ama diğer adam beni tuttu. Bağırmaya ve ağlamaya başladım.
-Siz kim oluyorsunuz? Sizi bulacağım ve kardeşimi alacağım.
Anıl da ağlıyordu.Şuan kötü durumdaydım ama Anıl'ı ağlatmalarının intikamını alacaktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAR
Genel KurguTek kelime ama yetkisi çok. Karar. Tek cümle ama etkisi çok. Benim kararım... İşte bu cümle tüm hayatımızı yaşanmışlığı ve yaşanacakları değiştirir.Bu cümleyi biz kurarız bizim hayatımız değişir ama istediğimiz gibi olur mu her şey? Karar verdiğim...