Bay Lee'nin beni tamamen etkisi altına alarak anlaşma yaptırdığı sınıftan çıkıp bir aptal gibi eve gidişimden bugüne değin değişenleri ölçüp tartmaya çalışıyordum kendimce. Yani tam olarak bana iki koca ay gibi gelen iki haftayı. İkinci haftanın ortasında hiç bitmeyeceğini düşünüp küçük bir sinir krizi bile geçirmiştim hatta. Seungmin beni çalışma masamdan uzaklaştırmasaydı o güne kadar yaptığım her şeyi yok bile edebilirdim bence.Bu iki haftadan biraz daha bahsedeyim.
Açıkçası o gün, anlaşmadan sonra eve döndüğümde konuda biraz göz gezdirmiş ve sahiden de beni çok zorlayacak bir konu olmadığını anlamıştım. Ama elbette bu uzun oluşu gibi bir gerçeği değiştirmiyordu. Bu yüzden önem ve kalite değerini düşürmemek için tüm detayları düşünmeye çalışıyordum. Eğer anne ve babamın yanında yaşasaydım bu yaşıma kadar beni ilk kez bu kadar çalışırken görecekleri için ağladıklarına şahitlik bile ederdim.
Başta kaliteli kaynaklar edinmek adına Bay Lee'den bir şeyler koparmaya çok uğraştım ama tabii ki bana pek yardımcı olmadı. Çünkü o da görüyordu ne denli çabaladığımı ve bu kadar çabalıyorsan tüm detayları da kendin düşünebilirsin gibi bir düşüncesi vardı. Bunu bilmem kaçıncı kez kaynak yardımı için ofisine gittiğimde duymuştum ondan.
Çabamı nasıl gördüğü konusuna değinecek olursak da kütüphanenin Bay Lee'nin ofisi ile aynı katta olduğunu söyleyebilirim sadece. Öyle dolu dolu bir kütüphane aşkım yoktur, orada yaptığımı muhtemelen evde de yaparım hatta ama anlaşmaya hiçbir şekilde kural konulmamıştı, öyle ya, istediğim hileyi yapabilirdim. Sürekli gözünün önünde deli gibi çalıştığımı göstermek değerlendirmedeki düşüncelerini muhtemelen değiştirmezdi ama yine de gözünün önünde olmak hoşuma gidiyordu işte.
Bir de şu olay var, Bay Lee bana yardımcı olmadığı için ortaya koyduğum bir diğer hile de Bay Kang'dan yardım almaktı. Fakat bunu ikinci kez yapışımda yakalanmıştım Bay Lee'ye. Yanımıza gelip neler yaptığımızı sorduğunda Bay Kang'a tüm mimiklerimle resmen yalvardığımı hatırlıyorum. Fakat Bay Lee elini omzuma atıp beni kendine çektiğinde Bay Kang'a öğrencisi ile yaptığı sohbette yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorduğu an, harcadığım çaba bütünüyle uzaklaşmıştı aklımdan.
Tekrar ediyorum, 'öğrencim ile' demişti. Ve ben hayatımda hiç aslında bu kadar mesafe içeren bir aitlik ekine vurulmamıştım. Kaldı ki eli omzumdaydı, diğer omzum da göğsüne değiyordu teknik olarak. Gördüklerimin gerçekliğini o saniyelerde onayladım. Gerçekten bir kas yığınıydı bu adam.
O ortamdan nasıl kurtulduğumu sorarsanız, hatırlayamayacak kadar havadaydı aklım. Ama muhtemelen sahte bir gülüşle öylesine muhabbet ettiğimizi atmıştım ortaya ve işim var bahanesini sunarak -maalesef- ayrılmıştım Bay Lee'nin tutuşundan.
Bir dahakine de Bay Kang'a soracaklarımı Changbin ile göndermiştim ona zaten. Çünkü benim en gereksiz şansları elde eden pek sevgili ev arkadaşım kendi ödevini bir haftadan kısa sürede tamamlamış ve erkenden sunma hakkı bulmuştu. O sunarken Bay Lee'nin nelere dikkat ettiğini gözlemlemiştim ben de. Adam gerçekten tam bir manyaktı, kıyafetinin rahat oluşuna bile laf etmişti resmen. Sınıfın neredeyse yarısından sonra sunum yapacak olmak da işime geliyordu bu gözlem işi sayesinde.
Tüm bu iki hafta bunlarla geçmişti kısaca. Benim sabahına mor halkalarla dolmuş göz altlarıyla uyanmalarım, hava karardıktan saatler sonra kütüphaneden ayrılışlarım ve evdeki tüm düzenimi bozmalarımla. Sosyal hayatım gibi yemek düzenime bile koca bir mola vermiştim, aklıma gelmedikçe yemek yemiyordum resmen. Bu durum Seungmin'i ne kadar kızdırsa da onları Changbin ile yalnız bırakmak için bir bahanem oluyordu işte. Gerçi o konu da iyice karmaşıklaşmıştı bu süre zarfında. Artık eskisinden daha çok tartışıyorlardı ve üçümüz de bunun nedenini bilmiyorduk muhtemelen. En objektif bakabilecek kişi ben olmama rağmen bu yoğunlukta onlarla uğraşamayacağım için de bir süreliğine birbirlerini yemeleri için serbest burakmıştım onları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21st century's dumbs│minsung
Fanfiction"Başka sorusu olan?" Kafamın içine yansıtılan bir projeksiyonda şu anki kadar ürkmüş olmayan bir Han Jisung el kaldırdı ve ona söz hakkı veren Bay Lee'ye, 'ya sınırları aşarsak' diye aptal bir soru sordu. Bay Lee ise az önceki sert ifadesinden eser...