14 : boyun eğdiren oyunlar

6.2K 892 398
                                    


"Bitmedi mi bu sınavlar? Neden uyanmak zorundayım?"

Changbin yatağının ters tarafına yağılmış bir şekilde uykusuna devam etmeye çalışırken başında söylenmeye devam eden Seungmin'e ağlayarak karşılıklar veriyordu elinden geldiğince. Evet, tüm sınavlar bittikten sonra öğrenciler derslere gitmezdi ama bizim hâlâ teslim edilecek ödevlerimiz olduğundan, gitmek zorundaydık. Eh, bu zorunluluk da derslerin devam etmesini sağlıyordu bir şekilde.

Üzerimi giyinmiş bir şekilde çıktığım odamın karşısındaki kavgaya hiç eşlik edecek havamda olmadığımdan doğrudan mutfağa girdim. Seungmin çoktan bir şeyler çıkarmıştı. Kendime sandviç yaparken bir yandan da tartışmalarını dinlemeye devam ediyordum gülerek.

"Bir kere öpersen uyanırmışım."

"Öpmeyeceğim Changbin, Bay Lee'nin dersine geç kalacak olman umrumda bile değil açıkçası."

"Ne olur bir kere öpsen?"

"Hayır."

"Bir ya bir!"

Aptallar. Birlikte uyudukları gecenin üzerinde pek durulmamıştı fakat o zamandan beri tartışmak yerine bunun gibi tatlı çekişmelere devam edip duruyorlardı. Seungmin tabii ki yine yüz vermiyordu ama Changbin bu defa daha bir hırsa bindirmişti işleri. Onu elde etmeyi kafasına koymuştu ya da.

"Jisung, yardım et!"

Seungmin'in çığlığını duyduğumda çatılan kaşlarım sandviçimi tezgâta bırakıp hızlı adımlarla yanlarına gitmemi sağladığında karşıma çıkan tek manzara yatağa yatırılmış Seungmin ve üzerinde onu gıdıklayan Changbin'di. Ben de buraya endişelenip gelmiştim işte.

"Bir şey oldu sandım, aptal!"

"Olmamış gibi mi duruyor? Al şunu üzerimden!"

Changbin gülmeye devam ederek yatağına yatırdığı bedeni de güldürürken gözlerimi devirerek kapının koluna uzandım kendime doğru çekmek üzere.

"Olana olmayana saygınız olsun bari. Sessiz oynaşın biraz."

Kapıyı sertçe kapatıp mutfağa döndüğümde aslında bunun hoşuma gittiğini hepimiz biliyorduk. Kavga etmektense birbirlerini sevme cesaretini gösteriyor olmaları elbette ki hoşuma giderdi. Bu yüzden onlara belli etmesem de içim rahat bir şekilde yaptım kahvaltımı. Dişlerimi fırçalayıp saçlarımı şekillendirene kadar da hazırlandı iki aptal ev arkadaşım.

Tüm yol Changbin'in Seungmin'den alamadığı öpücüğün kavgasıyla geçtiği için keyfim epey yerindeydi. Seungmin'i kızdırmak ikimizin de ilgi alanına giriyordu çünkü. Fakat kampüse girdiğimizde kurtulmuş gibi koşarak ayrıldı bizden. Biz de arkasından gülmekle yetindik.

"Bu adam neden derslere devam ediyor ki hâlâ?"

"Sorguluyor musun cidden?"

"Sen de iyice toz konduramaz oldun bakıyorum."

"Abartma Changbin, bunu sen de biliyorsun."

Omuzuyla omuzuma çarptı bilerek, sonra da gülmeye başladı. Sanırım uzun zaman sonra ikimiz de ilk kez Bay Lee'nin dersine keyfimiz hayli yerindeyken giriyorduk.

Ve inanması güçtür ama bu defa Bay Lee de keyfinin yerinde olduğunu belli ederek gelmişti derse. Sınıfa girmesinin saniyeler sonrasında kapının dışında kalan bir iki kişi dudaklarını ısırarak bakıyordu ona fakat o gülümseyerek içeriye geçmeleri için yol açtı onlara. Başta kapıdaki öğrenciler, sonra tüm sınıf bunun şokuyla fısıldaşmaya başladığında Changbin tekrar dürttü beni.

21st century's dumbs│minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin