17. Bölüm

728 25 16
                                    

Merhaba.  

Çok uzun zamandır yeni bölüm atmıyordum bunun adına hepinizden özür dilerim, yaz aylarım çok yoğun geçti, korona oldum ve ondan sonra da okul vs. derken yazmaya vakit bile bulamadım. Aynı zamanda kitabın gidişatını saçma yönetmiş olduğumu farkettim ve bu yazma hevesimi biraz kırdı.

Ama umuyorum ki çok daha iyi bölümler yazarak bunu düzeltirim.

Sizi seviyorum, 3,51K okunmaya ulaşmışız ve bu beni çok mutlu etti, hepinize teşekkür ederim!

İyi okumalar.

Kaşlarımı çattım, birden bire ne olmuştu şimdi?

Yanımıza ulaştıklarında önce ikisi de soluklandı, ardından Becca konuşmaya başladı.

"Neler olduğuna inanamayacaksınız... Okulumuz yanıyor!"

"Ne!"

Bir ağızdan hepimizin dediği tek şey buydu.

Gerçekten ne! Okul mu yanıyordu? Tanrı aşkına acı dolu haftalarımızın ardından rahatlamak adına geldiğimiz yerde okulumuzun yanma haberini alıyorduk. Nasıl bir suç işledik? Tanrım...

"Dalga mı geçiyorsun?" dedim anın şokuyla.

Adrian ellerini hızla saçlarından geçirdi "Gitmemiz gerekiyor, neler olduğunu öğrenmeliyiz."

"İnanamıyorum gerçekten bir bu kalmıştı olmayan..." dedi Rose.

Edward sadece homurdanmakla yetindi ancak çok sinirli olduğu gözlerinden bile okunabiliyordu.

"Vakit kaybetmeden önce tam olarak neler olduğunu öğrenmeliyiz, yola koyulalım." diyip arabaya ilk giden kişi ben oldum.

Herkes ardımdan hızla arabaya binerken, Zoe ve Becca da kendi arabalarında yerlerini almıştı.

Hızla yola koyulduk.

"Siktir ya bu da neyin nesi şimdi, rahat bir nefes alamayacak mıyız biz?" dedi Edward.

"Bu ruhsuzların bunu istemediği açıkça ortada." dedi Adrian.

Arabayı çok hızlı sürüyordu.

"Adrian! Sakin olur musun lütfen? Delirdin mi bizi öldüreceksin!"

"Asıl sen kendine gel Lisa! Okul yanıyor, yıllarımızın geçtiği okul yanıyor ve sen bana sakin olmamı söylüyorsun, bu kafayı üşütmüş orospu çocukları okulu yakmış! Kafayı yiyeceğim amına koyayım anlıyor musunuz beni, öyle bakmayın bana!"

"Adrian..." dedi sinirle Edward.

Öfkeyle konuşmaya başladım "Adrian! Amacın ne bizi öldürmek mi piç kurusu? Ne yapabiliriz, ne? Ellerimiz kollarımız bağlı işte anlasana, yapılacak bir şey olsaydı tam şu an yapardım bilmişlik taslama bana. Olanları öğrenmeden önce bir de seninle kavga etmek istemiyorum, yavaş sür şu arabayı."

Olanların üstüne içimde gittikçe büyüyen bir öfke yığını vardı ve bu beni korkutuyordu, daha az önce kustuğum kin bile rahatlatmamıştı beni.

"Lisa oldukça haklı, gözün bir şey görmüyor sanıyorum ki ama şu an 170'de gidiyorsun ve bu tenha yollarda olmamıza rağmen çok tehlikeli. Birazdan ana yola çıkacağız eğer süremeyeceksen ben geçerim direksiyona." dedi Rose.

Adrian sanki dediklerimizi duymuyormuş gibi biraz daha hızlandı.

"Seni aptal! Aptallık etme kendine gel sen Adrian Boris Black'sin!" dedi Edward.

"Tamam amına koyayım! Bir anda neden hepiniz üzerime gelmeye başladınız? Bu kadar rahatsızsanız siz defolun ben tek giderim."

Adrian yavaşlamaya başlayıp bir anda arabayı frenledi ve aracı terk etti.

Mystery (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin