13. Bölüm

911 17 55
                                    

Jennie ve Jisoo yerde kanlar içerisinde duruyorlardı.

İyi değildim.

Kaldıramıyordum artık.

Onlara doğru atılıp ağlamaya başladım, kendime engel olamıyordum.

Son günlerde yaşadığım arkadaş kayıpları beni çok yıpratmıştı...

Kulaklarım uğuldamaya başladı, herkes bir şeyler diyordu Jennie ve Jisoo'nun etrafında toplanmışlardı ama duyamıyordum.

Sadece yerde dudakları morarmış, tenleri bembeyaz olmuş olan ikisine bakıyordum, gözyaşlarım istemsiz akıyorlardı.

Neden böyle yapar ki bir insan? Masum olan insanları neden öldürmek ister?

Sadece soruyorum.

Gitmişlerdi, bizden ayrılmışlardı. Ama haklılardı, bir şey diyemezdik. Bu okulda hala duruyor olmamız bile başlıbaşına bir hatayken biz katili bulmaya çalışıyorduk.

Ama pes etmeyecektik, en azından ben etmeyecektim. Çünkü hakkımda bilmedikleri bir şey vardı...

Ölü bedenlerine gözlerim takılı kalmışken, omzuma birinin dokunması ile irkildim.

"Lisa kendine gel, orada mısın? Endişeleniyorum." dedi Adrian.

Kafamı bir anda ona çevirdim.

"Nasıl iyi olabilirim? Olanları görmüyor musun!" dedim ona karşı anlam veremediğim bir siniri dışarı bırakırken.

"Haklısın, ama güçlü olmalıyız Lisa. Ne olursa olsun katili alt etmemiz gerekiyor, bize yaşattığı onca kayıptan sonra ona bu halimizi gösteremeyiz." dedi Adrian.

Yansıtmıyordu ama onun da canı yanıyordu, bunu gözlerinde görebiliyordum.

Herkes cesetlerin etrafında toplanmıştı. Zoe ve Glenn ağlıyordu, Becca paramparça bir şekilde duvarlara tekme atıyordu, Rose da ağlar bir vaziyette diğerlerini teselli etmeye çalışıyordu.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım ve gözyaşlarımı sildim.

Ona yıkılmayacağımı, sandığından daha güçlü olduğumu gösterecektim. Yaşanmışlıkların acısını şimdilik raflara kaldırmam gerekiyordu, en azından şimdilik böyle olmalıydı. Kafayı yiyecektim, duygularım benden alınmış gibiydi artık bir şey bile hissedemiyordum. Peki korkuyor muydum? Hayır, o benden korkmalıydı bu saatten sonra...

Yerde oturmuş, Angelina'nın bedenine sarılmış olan Becca'ya doğru koştum.

Onu kaldırıp sıkıca sarıldım.

Omzumda giderek şiddetlenen ağlaması, kalbimin sökülüp atılmasına sebep veriyordu adeta.

"Geçecek, ona bunların hesabını soracağız. Sana söz veriyorum." dedim o ağlamaya devam ederken.

Bir şey diyememişti. Yaşadığı şeyi çok iyi anlıyordum...

"Sürprizimi beğendiniz mi ahhahshauahauahah!" diyip onu parçalamak istememe sebep olan kahkahaları eşlik etti.

"Seni kaltak, buraya yanımıza gelsene. Hadi ama ne korkak çıktın! Tek başına gelemezsin tam senden beklenebilecek olan haraket." dedim sesimi olabildiğince yükseltip.

"Lisa... Çok yakında zaten görüşeceğiz, yanında. Tam karşında olacağım güzelim." dedi o kadın sesi.

Dudağımın sol tarafı yukarıya doğru kıvrıldı.

Mystery (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin