Mystery (+18)

2. Bölüm

Fotoğrafta, okulun giyinme odasının kabinlerinden birinde yerde kanlar içinde, suratı parçalanmış vücudu bıçak izleriyle dolu olan bir kız vardı, yüzü öyle bi parçalanmış ve kötü haldeydi ki kim olduğunu bile çözememiştim.

Telefonu birkaç saniye sonra dayanamayıp yere attım.

"Bu..." Rose korkudan donup kalmıştı.

"Aklımı kaçıracağım şimdi bu halt da neyin nesi!"

Rose birkaç saniye sonra sekteye uğramış gözlerini bana çevirdi, saniyeler içerisinde telefon elinden kayıp yere düştü. Hızlıca yaklaşıp bana sarıldı, bende ona sarıldım.

"Bu kişi her kimse bizim okulda olamaz değil mi bizim okulda yaşanmadı bu. Yalnızca ben öyle sanıyorum değil mi Rose?" dedim endişe dolu sesimle.

"Bu resmen bir cinayet. Öldürülmüş biri var ortada, ne yapacağız şimdi Lisa?" diye sordu kollarını belimden çekip yüzüme bakarken.

"İnan hiçbir fikrim yok, inanamıyorum nasıl olur böyle bişey?!" sesim kısılmıştı korkudan ve şoktan.

Telefonlarımıza tekrardan aynı anda bildirim sesi düştü, koşarak yerden telefonumu aldım ve ekrana baktım.

Rose bu sefer gidip kendi telefonunu almamıştı, birlikte benim telefonuma baktık.

"Who is the killer?" adlı whatsapp grubuna alındınız.

Birlikte gelen grup bildirimlerine bakıyorduk.

~Jennie: Kim böyle bişeyi nasıl yapabilir? inanamıyorum insanlık dışı!

~Edward: sikeyim yapacakları işi, öldürülen kişinin ağzına sıçmış yapan kişi ya da kişiler her kimse.

~Jisoo: O kişiyi bulmalıyız.

~Zoe: tek bir kişi olduğunu nerden biliyorsun belki de birden fazla kişi işledi bu cinayeti?

~Becca: Zoe'ye katılıyorum bunu bilmediği halde ortaya böyle bişey attı, bence Jisoo katil.

~Jennie: yavaş olun, kankama laf söyletmem! öylesine söylemiş olduğu bir şeyi ciddiye mi alıyorsunuz gerçekten?

~Adrian: Çok şüpheli bir durumdayız, kimseye güvenmemeliyiz fakat abartmayın, dediği şey pek şüphelenecek bişey değil. Sonuçta bilmiyoruz.

~Jisoo: dediğin şey tam bir saçmalık Becca, bana suç atmaya çalışıyor gibisin senden neden şüphelenmeyelim? ben böyle bişey yapacak biri değilim beni tanıyan kişiler bunu iyi bilirler.

~Glenn: Hey adamım sakin olun, birbirinizi suçlayarak bir yere varamazsınız.

~Adrian: Elinizde bir kanıt olmadığı halde kimseye suç atamazsınız, burada bir şeyleri açıklığa kavuşturmaya çalışıyoruz birbirimize suç atmak için açmadık bu grubu.

Rose ile gelen mesajları okuyorduk sadece. Biraz sonra atılıp yazmaya başladım.

"Dur ne yazacaksın?"

"Bir fikrim yok bakacağım şimdi."

~Lisa: Bu grupta neyin nesi? bir whatsapp grubundan bir şeyleri çözebileceğimizi zannetmiyorum, somut kanıtlar gerekli. Bize fotoğrafı atan kişiyi sorgulamaya ne dersiniz?

~Adrian: Sonunda Zekice düşünen biri! Lucas'a aranızda mesaj gönderen oldu mu hiç? bize fotoğrafı atan oydu.

~Zoe: ben ona hiçbir şey yazmadım, genelde okulda olan ilginç olayların haberlerini bu çocuktan aldığımız için.

~Adrian: gene de sorgulamamız gerekiyor.

     "Glenn, Lucas Timothy adlı kişiyi gruba ekledi."

~Lucas: benim bu grupta ne işim var?

~Lisa: neden olmasın? bize bu fotoğrafı atan kişi sendin. Nereden buldun bu fotoğrafı, yoksa sen mi çektin?

                                   "Lucas Timothy gruptan ayrıldı."

~Adrian: Bu piçin bir şeyler bildiği belli, okulun arka bahçesinde buluşmaya ne dersiniz? Orada konuşuruz ve Lucas'ı sorguya çekeriz.

~Edward: bana sormana bile gerek yok direk geliyorum.

~Zoe: bana uyar.

~Becca: bana da.

~Jennie: Jisoo ve bende geliyoruz.

~Becca: orada olacağım, sevgili Adriancığım.

~Glenn: bana hep uyar dostum.

~Lisa: Lucas'ı nasıl alacaksınız?

~Adrian: onu Edward ve bana bırakın, siz 23:00'da okulun arka bahçesinde olun yeterli.

~Lisa: tamamdır, biz de geliyoruz.

~Adrian: biz de derken?

~Lisa: Rose tabii ki Adrian kim olacak, hafızan mı silindi!?

~Adrian: tamam, akşam görüşmek üzere herkesi bekliyoruz unutmayın 23:00.

~Becca: görüşürüz aşkım.

~Zoe: görüşürüz.

~Jisoo: görüşürüz.

Telefonu kapatıp, kafamı ekrandan kaldırdım.

"Hazır mısın?"

Derin bir nefes alıp başımı salladım "Hazırım."

Bakalım bu iş bizi nerelere götürecekti?...